Kur’an Müslümanlığı tabiri ilk bakışta ne kadar güzel, hoş ve ne kadar masumane bir çağrışım yapıyor değil mi? Ama ne yazık ki hiç de öyle değil.
Son yıllarda Müslümanların zihnine sokulmak istenen ve sinsi bir şekilde yaygınlaştırılan bir akım geliştirilmek istenmektedir. Bu akımın ana gayesi Müslümanları Peygamber’den uzaklaştırmak ve Peygamberi devre dışı bırakarak öndersiz, lidersiz, örneksiz, adı gerçek İslâm olan ama İslâm’la hiç ilgisi olmayan bir din türetmektir. Allah Rasûlünü tamamen dışlayan, “o bir postacı idi, vazifesini tamamlayıp gitti” gibi, iki cihanın serveri Efendimiz için küçük düşürücü sözler sarf etme bedbahtlığında bulunan bu İslâm dışı akımın adına da ne gariptir ki, “Kur’an Müslümanlığı” denmektedir.
Sanki Kur’an, Efendimizi devre dışı bırakmamızı emrediyormuş veya Kur’anda Peygambere itaat etmeyin şeklinde talimat varmış gibi bir hava estirilerek ve “Allah’tan başka hiç kimseye itaat edilmez, buna Peygamber de dâhildir, Peygambere itaat şirktir” gibi tamamen kafa karıştırmaya yönelik sözlerle Peygamber düşmanlığı yapmak çok büyük bir alçaklık, aynı zamanda küfrü gerektiren âdi ve bayağı davranışlar zümresindendir.
“Allah’tan başka hiç kimseye ibadet ve kulluk edilmez” düsturunu kasıtlı olarak ters yüz ederek, “Allah’tan başkasına itaat edilmez” anlayışına dönüştüren bu sapık akımın öncüleri ve bağlılarının, her şeyden önce bu anlayışın Kur’ana aykırı olduğunu bilmeleri gerekir. Zira Kur’an’da; “Eğer gerçek mü’minler iseniz, Allah’a ve Rasulüne itaat edin” (8/1), “Ey iman edenler! Allah’a ve Rasûl’üne itaat edin…” (8/20) ve “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Peygambere de itaat edin…” (4/59) ayrıca “Kim Peygambere itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur” (4/80) ve “De ki: Allah’a itaat edin, Peygambere de itaat edin…” (24/54) gibi çok sayıda açık, net ve kesin emir ve buyruk olduğu halde bu Âyetlerin zıddına bir çağrıda bulunarak Müslümanları zındıklığa sürüklemek isteyenler kimlere hizmet ettiklerinin farkında mıdırlar?
Kur’an’dan başka kaynak tanımama yani Efendimizin buyurduğu Hadis-i Şerifleri tamamen reddetme ve Peygamberi hayattan dışlama anlayışını hâkim kılmak isteyenler, her şeyden önce Allah’a ve Kur’an’a isyan bayrağı açtıklarını bilmelidirler. Çünkü bizzat Kur’an’ın ifadesiyle Peygamberi sevmek Allah’ı sevmek, Peygambere karşı gelmek Allah’a karşı gelmek demektir. Kur’an şu Âyetle bu anlayış sahiplerine en güzel cevabı veriyor: “De ki: Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah’da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” (3/31) Allah Kur’an’da; “Peygamber size neyi getirmiş ise onu alın (yapın); neyi de yasaklamışsa ondan da sakının” (59/7) buyurarak açıkça Rasûlüne itaat etmemizi, O’nun emir ve yasaklarına uymamızı emretmektedir. Ayrıca “Biz her Peygamberi sırf, Allah’ın izniyle itaat edilmek üzere gönderdik” (4/64) buyuran bizzat Kur’an’dır.
Yukarıdaki Kur’an Âyetleri bütün açıklığı ile ortada dururken, Kur’an’a aykırı bir şekilde üstelik Kur’an’ın adını kullanarak Peygamber düşmanlığı yapmak bir Müslüman’ın kabul edebileceği durum olamaz.
Peygamberler; insanları doğru yola sevk etmek, dünyada ve ahirette mutlu, mesut, bahtiyar olmamızı temin etmek, Rabbimize nasıl kulluk ve ibadet edileceğini göstermek üzere bizzat Yaratıcımız tarafından seçilen nadir kişilerdir. Bilhassa son din İslâm’ın ve son kitap Kur’an’ın hükümlerini uygulamak ve açıklamak üzere gönderilen ve Hâtem-ül Enbiyâ olan Peygamberlerin sonuncusu, kıyamete kadar tek rehber ve tek önder olarak kabul ettiğimiz Efendimiz Muhammed Mustafa’yı (SAV) hayatımızdan çıkarmak, yaşantımızdan dışlamak ve Peygambersiz bir din anlayışını hâkim kılmaya çalışmak kadar Allah’a isyan edilen, Yaratıcıya baş kaldırılan bir davranış düşünülemez.
Efendimizin yolu Allah’ın yoludur, O’nun ahlâkı Kur’an ahlâkıdır, O’nun izinden yürümek Kur’an’ın kesin emridir. Kitabımız Kur’an’ın hükümleri; Efendimizin yaşayışı, mübarek sözleri ve uygulamaları ile açıklık kazanmıştır. Hz. Muhammed; Kur’an’ın öğreticisi, açıklayıcısı, uygulayıcısıdır. Bizim asla vazgeçemeyeceğimiz dünyada tek önderimiz, rehberimiz, sevgilimiz, Peygamberimiz ahirette de Allah’ın izniyle şefaatçimiz ve kurtarıcımızdır Hz. Muhammed (SAV)…
Efendimiz; kendisinden sonra türeyecek olan bazı bedbahtların ve alçakların; “Kur’an Müslümanlığı” adı altında yapmaya çalıştıkları Hadis, Sünnet ve Peygamber düşmanlıklarını Allah’ın izniyle görerek şöyle buyurmuştur: “Bana itaat eden, şüphesiz Allah’a itaat etmiştir. Bana isyan eden de, hiç şüphe yok ki Allah’a isyan etmiştir.” Efendimizin bu sözü ile yukarıdaki Kur’an Âyetleri birbiri ile nasıl da uyum sağlamaktadır. Zaten O, Kur’an ifadesiyle “kendi nefsinden bir şey söylemeyen” ve “yüce bir ahlâk üzere” olan Allah’ın seçtiği ve özellikli kıldığı Muhammed Rasûlüllah’(SAV) tır.
Allah’ın bizim için seçtiği “Müslüman” isminin önüne ve arkasına bir takım ekler eklemek ve farklı manalar katmak doğrudan Kur’an’a aykırı bir davranıştır. Peygambersiz bir din, rehbersiz, örneksiz bir yaşantı, Sünnetsiz bir hayat, Rahmetsiz ve Aşksız bir dünya düşünülebilir mi? Mutlu yarınlar efendim.