“Allah’a yalan yere iftira edenden daha zalim kimdir? (Femenazlemumimmeni-fterâ ‘alallâhikeżiben))” ifadesi, Mekkî dört surenin dört ayetinde geçmektedir. Değerlendirilecek ayetlerin ilk ikisinin çevirisi, bağlam gereği “Allah’a iftira edenden … daha zalim kimdir?” şeklindedir. Bu yazıda söz konusu ayetler, içlerinde bulundukları surelerin iniş sırasına göre ele alınacaktır.
Allah hakkında aslı astarı olmayan şeyler söyleyen kimseler zalimdir. Onların Allah dışında taptıkları varlıkların ölüm meleklerine karşı, yapabilecekleri hiçbir şey yoktur: “Allah'a yalan yere iftira edenden ya da O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Onların kitaptaki nasipleri kendilerine erişecektir. Sonunda elçilerimiz (melekler) gelip canlarını alırken ‘Allah'ı bırakıp da tapmakta olduğunuz tanrılar nerede?’ derler. (Onlar da) ‘Bizden sıvışıp gittiler.’ derler. Ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederler.” (Araf, 7: 37). Ayetteki iki soru, Allah’a iftira eden ya da O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimse olamayacağına dikkat çekmek içindir. Ölüm melekleri gelince şirkin boş bir inanç olduğu, müşrik kimse için kesin olarak ortaya çıkar; çünkü müşriklerin Allah’a koştukları ortaklar, o şirk koşanları çaresiz bırakır. İnkârcılar nankörlüklerini açıkça itiraf eder.
Allah’a iftira edenler, Allah’ın güzel isimlerini yalanlamakla bir suç işledikleri gibi O’nun hakkında asılsız iddialarda bulunarak ikinci bir suç işlerler. Benzer şekilde O’nun ayetlerinin batıl olduğunu ileri sürerek ve ayrıca batıl inanç ve uygulamaları doğru imiş gibi sunarak yine suç işlerler: “Allah'a yalan yere iftira edenden veya onun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Bilesiniz ki suçlular asla onmazlar!” (Yunus, 10: 17). Bu sapkın kimselerin bazıları peygamberliğe inanmaz bazıları da peygamberlik iddiasında bulunur ve artık neredeyse tamamen şeytanın rolünü üstlenir. Bu hallerini değiştirmedikleri sürece Allah’ın azabından kurtulmaları mümkün değildir. “Allah hakkında yalan uydurmak” suç olduğuna göre peygamberlerin hem bu suçu işleyip hem de peygamberlik yapmalarının söz konusu olamayacağını, inkârcıların bilmesi gerekir. Ayette “suçlular asla onmazlar” denilerek müşriklerin kaybedenlerden olacağının söylenmesi, büyük oranda ahiretle ilgilidir.
İnsanların bir kanıta dayanmaksızın Allah’ın helal kıldıklarını haram kılma yetkileri yoktur: “Deveden de iki, sığırdan da iki (yarattı.) De ki: O bunların erkeklerini mi, dişilerini mi yoksa bu iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kıldı? Yoksa Allah'ın size böyle vasiyet ettiğine tanık mı oldunuz? Bilgisizce insanları saptırmak için Allah'a yalan yere iftira edenden daha zalim kimdir? Şüphesiz Allah o zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” (Enam, 6: 144). Ayette yer alan üç soru da öğrenme değil, haddi aşanları ayıplama ve azarlama amaçlıdır. Geviş getiren hayvanların (bu ayette bir çift deve ve bir çift inek, Enam 143. ayette ise bir çift koyun ve keçi) erkeği, dişisi, yenecek yaşa geleni vs. asla haram kılınamaz. Allah dinde bir zorluk kılmamışken insanların, icat ettikleri haramlarla hayatlarını zorlaştırmaları zulümdür. Haramları artırmanın takva ile bir ilişkisi yoktur. Bu haramları bir de delilsiz bir şekilde Allah’a dayandırmak zulümde ileri gitmektir.
Ashab-ı Kehf şirkten önce düşünsel sonra da fiziki olarak (hicret) uzaklaşan bir grup gençtir. Kur’an onların kavimlerine yönelik eleştirileri hakkında şu aktarımda bulunur:“Şu bizim kavmimiz Allah'tan başka tanrılar edindiler. Bari bu tanrılar konusunda açık bir delil getirseler. (Ne mümkün!) Allah'a yalan yere iftira edenden daha zalim kimdir?” (Kehf, 18: 15). İlah edinilen varlık; taştan, helvadan vs. yapılmış putlar olabileceği gibi peygamber (Hz. İsa), “veli kullar” denilen kimseler, iyi veya kötü yönüyle toplumda öne çıkmış kimseler vs. de olabilir; ancak delilsiz inanç olmaz. Ayette inkârcıların batıl inançları için kanıt getirmeye çağrılmaları onlara acizliklerini göstermek içindir. Ayetin soru nitelikli son cümlesi, onlardan daha zalim kimse olamayacağını ifade etmektedir.
Görüldüğü gibi “Allah'a yalan yere iftira edenden daha zalim kimdir?” şeklindeki sorunun yer aldığı ayetlerde Allah dışında tapılan varlıkların, ölüm geldiğinde onlara tapanlara bir fayda sağlamadığına ve o kimselerin kendi inkârcılıklarını itiraf ettiklerine, Allah’ın affetmeyeceği suçları işleyenlerin kurtulanlardan olamayacağına, helal olan şeylerin haram ilan etmenin haddi aşmak olduğuna, kanıtsız yere Allah’tan başkasına tapmanın kötülüğüne dikkat çekilmektedir.