İki Medeni surenin ikişer ayetinde “Bu Allah’a göre kolaydır (vekâne żâlike ‘ala(A)llâhi yesîrâ)” ifadesi yer almaktadır. Bu yazıda söz konusu dört ayet, içlerinde bulundukları surelerin iniş sırasına göre ele alınacaktır.
Münafıklar, sürekli tetiktedir. Her an başlarına bir şey gelecekmiş gibi yaşadıkları için varlıklarını Allah yolunda kullanmak istemezler. Müminlerin maddi ihtiyaçları konusunda duyarsızdırlar. Sahtekârlıklarının ortaya çıkma ihtimali onları içten içe kemirir:“(Gelseler de) size karşı pek cimridirler. Hele korku gelip çattı mı, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş gibi gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün. Korku gidince mala düşkünlük göstererek sizi sivri dilleri ile incitirler. Onlar iman etmiş değillerdir. Bunun için Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Bu, Allah'a göre kolaydır.” (Ahzab, 33: 19). Savaş denildiğinde kaçan münafıklar, ganimet bölüşümü gündeme geldiğinde en ön safta yer almaya çalışırlar. Kendilerini dünyevi anlamda güven içinde hissettikleri ve ganimet söz konusu olduğu zaman konuşkanlıkları artar, kendilerinin Müslümanlardan daha mücahit olduklarını kanıtlamaya çalışırlar. Yücelttikleri çıkarları değil, Allah olsaydı hem dünya hem de ahiret mutluluğunu kazanırlardı; ancak onlar bu dünya nimetlerini aşan bir gelecek tasarımından uzaktırlar. Bunların hac, oruç, zekât vs. ibadetleri riyakârlıktan öte geçmediği için o ibadetler, ahirette onlara bir fayda sağlamayacaktır. Bireysel, kabilevi, ulusal vs. çıkarlarını dinin üstüne çıkaranların akıbeti budur.
Allah, verdiği değer nedeniyle peygamberlerin hanımlarına peygamber aracılığıyla değil, doğrudan hitap etmektedir: “Ey peygamber hanımları! Sizden kim açık bir hayâsızlık yaparsa onun azabı iki katına çıkarılır. Bu, Allah'a göre kolaydır.” (Ahzab, 33: 30). Ayetteki uyarı, peygamber hanımlarından bir hayâsızlık söz konusu olduğu anlamına gelmez. Tıpkı şu uyarıyla karşı karşıya gelen Hz. Muhammed’in şirk koştuğu anlamına gelmediği gibi: “Eğer ortak koşarsan kesinlikle amelin boşa gider ve mutlaka ziyana uğrayanlardan olursun.” (Zümer, 39: 65). Peygamber hanımı olmak bir nimet ve itibar, bu nimete şükretmemek ise bir külfettir ve ek cezayı gerektirir. Müminlerin anneleri konumuna gelmek, diğer hanımlara nasip olmayan bir güzellik, buna yakışmayacak bir tutum ve davranış ise diğer hanımlarınkinden daha büyük bir suç hükmündedir. Allah, verdiği nimete göre ceza takdir eder. Her ne kadar toplumlar, ileri gelen kimselerin suçunu cezalandırmaktan geri durma eğiliminde olsalar da yapılanlara adil bir karşılık vermek Allah için kolaydır. Suç işleyenlerin değerli kişilerin yakınları olmaları, cezasız kalacakları anlamına gelmez. İslam’ın adaleti böyledir.
Kur’an, gayrimeşru yollarla birbirlerinin mallarını yiyenleri ve öldürenleri ahirette cehennem azabıyla tehdit eder: “Kim düşmanlık ve haksızlık ile bunu (haram yeme veya öldürme) yaparsa (bilsin ki) onu ateşe koyacağız. Bu, Allah'a göre kolaydır.” (Nisa, 4: 30). Mali suçların işlenmesi karşısında Müslümanların kayıtsız kalmaları düşünülemez. Otorite, Müslümanların elindeyse bu tür haksızlıklara doğrudan müdahale ederler, değilse gerek doğrudan gerekse iletişim araçları yoluyla gerekli uyarılarını yaparlar. Buna da güçleri yetmiyorsa mevcut durumdan rahatsız olduklarını hissettirirler. Aksi takdirde yolsuzluğun kötü etkileri, temiz kalmak isteyen kimseleri de kuşatır. Mali suçların faillerinin cehennemle tehdit edilmeleri, suçun büyüklüğünü de göstermektedir. İradeli bir şekilde yaratılan ve kendisine hakkın, batılın gösterildiği insanın, iradesini şeytan yolunda kullanması ve sapması nedeniyle ahirette ateş azabına uğratılması, Allah için zor değildir.
Yaptıkları zulümlerden hesaba çekilecekleri ahiret gününün sahibi olan Allah’tan korkmayan inkârcılar azaba uğratılacaktır: “Ancak orada ebedî kalmak üzere cehennem onları yoluna (iletecektir). Bu, Allah'a göre kolaydır.” (Nisa, 4: 169). Sonsuza dek cehennemde kalmayı hak eden inkârcıları, gördükleri azaptan kurtaracak kimse yoktur. Bu acıklı azabı vermek Allah için kolaydır.
Görüldüğü gibi “Bu, Allah'a göre kolaydır.” ifadesinin yer aldığı ayetlerde kendilerine ve başkalarına zararı dokunan kimselerin cezalandırılmalarının Allah için zor olmadığına dikkat çekilmektedir.