Kur’anda “yeryüzünü size … yaptı (الَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ)” ifadesi, dördü Mekki, biri Medeni olmak üzere beş surenin beş ayetinde beş kez geçmektedir. Bu yazıda söz konusu ayetler, içlerinde bulundukları surelerin iniş sırasına göre ele alınacaktır.
İnsan, topraktan yaratıldığına göre yeryüzü, insan için bebeğin korunduğu ve beslendiği bir beşik gibidir: “O, yeryüzünü size beşik yaptı ve onda size yollar açtı, gökten de su indirdi. Onunla biz çeşitli bitkilerden çiftler çıkardık.” (Taha, 20: 53). Yeryüzü, coğrafi açıdan aşılmaz engebelerle dolu görünse de insanoğlu istediği yere ulaşmakta pek de zorlanmamakta, gerektiğinde dağları delmekte ve denizin altından yollar açabilmektedir. Yolların varlığının bir nimet olması gibi yağmur da bir nimettir. Su, insanlar için olduğu gibi hayvanlar ve bitkiler için de “olmazsa olmaz” bir ihtiyaçtır. Su ile hayat bulan bitkiler, hem insanlar hem de besledikleri hayvanlar için besin kaynağıdır. Sağduyu sahipleri, bu olaylar üzerine düşünür ve bu nimetleri Allah’ın rızasına uygun kullananlarla yaratıcıya isyan edenleri aynı akıbetin beklemediğini anlar.
Dünya, insanoğlunun yaratılışı gereği duyduğu ihtiyaçları karşılayacak niteliktedir: “Allah O'dur ki yeryüzünü size yerleşme yeri, göğü de bina yaptı; sizi şekillendirdi, şekillerinizi de güzel yaptı. Ve sizi güzel rızıklarla besledi. İşte Rabbiniz Allah budur. Bütün âlemleri yaratan Allah, ne yücedir!” (Mümin, 40: 64). Nimeti bol olan Allah, yağmurun indiği göğü adeta dünyanın üstüne yerleştirmiştir. İnsana güzel bir görünümü vermeyi dileyen de Allah’tır. O, sadece insanları değil, cinleri de yaratmıştır. Ancak varlıkların yaratılışı ne kadar güzel ve onlar ne kadar güçlü olursa olsunlar Allah onlardan daima üstündür. Yarattığı gibi onları yok etmeye de gücü yeter.
Yeryüzünün derinliklerine inildikçe görülecek şey ateş, üstüne çıkıldıkça karşılaşılacak şey havasızlıktır. İşte bu ikisi arasında yaşayan insan, bebeğin rahat ettiği yer (beşik) gibi yeryüzünde rahata eriştirildiğini bilmelidir: “O, size yeryüzünü beşik yaptı ve doğru gidesiniz diye yeryüzünde size yollar var etti.” (Zuhruf, 43: 10). Allah, insanların birbirlerini ulaşabilmeleri için hava, deniz ve kara yolunu nasip etti. Her yeri aynı özellikler gösteren bir dünya var etmedi. Aksine yeryüzünde insanların hoşuna gidecek ve bir yeri diğerinden ayırmayı kolaylaştıracak coğrafi şekilleri yaratmayı diledi. Allah’ın yarattığı yollarla insanlar, gitmek istedikleri yerleri bulabildikleri gibi bunları bir var edenin olduğunu düşünerek doğru yolu da bulabilir.
İnsan aklı karşısında, yeryüzünde ona boyun eğmeyecek bir varlık yoktur: “O, yeryüzünü size boyun eğer şekilde yaptı. Şu halde yerin omuzlarında (üzerinde) dolaşın ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır.” (Mülk, 67: 15). Ayetten anlaşıldığı gibi yeryüzünde her şey insanın hizmetindedir. İnsan burada dilediği gibi dolaşabilir ve yiyip içebilir; ancak bu hayatın yaratıcısı olan Allah’a, sonunda hesap vereceği bilinciyle yaşamalıdır.
Kur’an, yeryüzünü döşeğe benzetir. Nasıl döşek insanı rahat ettiriyorsa benzer şekilde dünya da insan hayatına uygun bir yerdir: “O Rab ki, yeryüzünü size bir döşek, göğü de bir tavan yaptı. Gökten su indirerek onunla size besin olsun diye (yerden) çeşitli ürünler çıkardı. Artık bunu bile bile Allah'a şirk koşmayın.” (Bakara, 2: 22). Ayet, göğü tavana benzetmektedir. Nasıl tavan, kardan, yağmurdan vs. insanı koruyorsa gök de yeryüzündeki hayatın devamının sağlanması için koruyucu bir tavan gibidir. Bu koruma olmasaydı milyarlarca meteor ve asteroid dünyaya çarpar ve onu darmadağın ederdi. Her ne kadar dünyanın dörtte üçü suyla kaplı olsa da bu suların çoğu, günlük hayatta kullanılacak nitelikte değildir. Hayat için kaçınılmaz olan suyun kaynağı yağmur ve yağış ile beslenen nehirlerdir. Tatlı su olmaksızın tarım yapılamaz ve insanların yemek ihtiyacı yeterli ölçüde karşılanamaz. Bu nimetleri yalnız başına Allah veriyorsa O’nun ortakları olduğunu iddia etmek ve bu iddiayı kabule teşvik etmek de yanlıştır. Ayette sözü edilen meselelerin belirtilme amacı, temelde bilimsel araştırmalara dikkat çekmek değil, daha ziyade onların yaratıcısının Allah olduğu ve yalnızca ona kulluk edilmesi gerektiğidir.
Görüldüğü gibi Kur’an’da, “yeryüzünü size … yaptı” ifadesi ile iki ayette yeryüzünün insanoğlu için “beşik”, bir ayette “yerleşme yeri”, bir ayette “boyun eğer şekilde” ve bir ayette de “döşek” yapıldığı belirtilmektedir. Böylesine büyük bir imkânın Allah’a isyan değil, itaat vesilesi kılınması gerekmektedir.