Mubarek bir zamanı idrak ettiğimiz bu günlerde yazımıza Mehmet Akif merhumun muhteşem bir şiiriyle başlayalım mı?
"İbret olmaz bize her gün okuruz ezber de
Yoksa hiç mana aranmaz mı bu ayetlerde
Lafzı muhkem yalnız anlaşılan Kur’an’ın
Çünkü kaydında değil hiç birimiz mananın
Ya açar nazmı celilin bakarız yaprağına
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına
İnmemiştir hele Kur’an şunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için"
1900'lu yılların başında Mehmet Akif'in tespit ettiği problem günümüzde halen devam ediyor.
Hala anlamadan okumak için için büyük bir gayret var hayret ki hayret.
Kur'an, sadece bir sevap metnine nasıl dönüştürüldü?
Nasıl sadece bir harfine verilecek 10 sevap için okunan ve öğrenilen bir kitap haline getirildi?
Okuma ve anlamanın arası nasıl bu kadar açılabildi?
Anlaşılsın diye gönderilen bir kitap, nasıl bu kadar anlaşılmadan okunması gereken bir kitap haline getirildi?
Bakın KİTAB'ın Sahibi ne buyuruyor:
"Yemin olsun! Biz ders alınsın diye Kur'an'ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi var mı düşünen ve ibret alan?" (Kamer 22)
Hayat kitabı olarak gönderilen bir kitap, hayatın dışına nasıl çıkarıldı?
Kitaplara ve KİTAB'a iman eden bir müslüman nasıl olurda bir ömür boyu KİTAB'ının manasını bir defa da olsa merak edip okumaz veya dinlemez?
Bu nasıl bir din ve KİTAP anlayışıdır?
İnsan en azından bir merak eder. Bu kadar meraksızlık hayra alamet değil.
Tamam okudukları ayetlerin içinde tam bir anlama için ön bilgi gerektiren ayetler olacaktır. İlk okumada Kur'an'ın % 100’ünü anlamasını kastetmiyoruz.
KUR'AN'I ANLAMAK ŞART!
Anlaşılsın diye gönderilen Kitabımızı anlayarak okumamız şart.
Bir müslüman olarak elbette arapça okunuşunu öğreneceğiz ve düzenli bir şekilde okuyacağız. Güzel Kur'an okuyan hocalarımızı dinleyeceğiz. Bunlardan manevi olarak etkileneceğiz. Gönlümüz bir hoş olacak ve coşacak.
Bu duygu yoğunluğunun beraberinde ayetlerin beyan ettiği manayı da öğrenerek kalbimiz ve beynimiz de harekete geçecek.
Anlam devreye girmeyince Kur'an bize hidayet olamıyor.Bizim hayatımızı şekillendiremiyor.
Sanki hayatımıza karıştırmak istemiyoruz Kur'an'ı.
Çünkü Kur'an hayata müdahele ediyor.
Bazı sınırlamalar ve eyleme geçiriçi hareketler öneriyor veya emrediyor veya yasaklıyor.
Sanki anlayarak okumadığımızda sorumluluktan kurtulacakmışız gibi?
Böyle bir durumda Kur'an hayatımızı, davranışlarımızı ve insanlarla münasebetlerimizi güzelleştiremiyor.
Dünyanın hiç bir yerinde anlamadan okunan dini veya diğer alanlarla ilgili bir metin olduğunu zannetmiyorum.
Bir yazı anlaşılsın diye yazılır. Ağzını açan bir konuşmacının hedefi de anlaşılmaktır.
Bir kitap, hayatta yaşanması gereken kurallar getiriyorsa hedefi mutlaka anlaşılmaktır.
Anlaşılsın ki yaşanabilsin, gündemde kalabilsin.
Anlaşılmanın yolu da anlayarak okumaktan geçer.
Bu da bu Ramazan ve her zaman olmalı.
Allah, kendisini en iyi kitabında tanıtır.Rabbinizi daha iyi tanımak istiyorsanız Kitab’ını okuyacaksınız.
Okumadan olmaz. Anlamadan hiç olmaz.
Kur’an’ın aydınlığında mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamanız dileklerimle
Muhabbetlerimle
NURETTİN TOPÇU’DAN GÜZEL SÖZLER
- Biz bir ahlak tarihinin çocuklarıyız; ne ırk, ne iktisat endişeleri ahlakımızı sarsamaz.
- İlim ve ahlak aynı kökten çıkar, biz bunu bilemedik.
- Gerçek dindarın hareketi ibadet, sözü dua, bakışı rahmet, beraberliği kuvvettir.
- Menfaat yaşamak, ahlak ise yaşatmak ister. İkisi bir arada barınamazlar.
- Bir damla kin ile yan yana barınmayan dinin diğer düşmanı kibirdir ve dini kibir, kibirlerin en tehlikeli olanıdır.