Kur’ân’ın tekrarları ve Peygambere karşı mümince duruş...
Tekraru’l-Kur’ân, Tefsir ilminin temel konularından biridir. Bu ilim, Kur’ân’da yer alan kelime, cümle ve konu tekrarlarından bahseder. Genel olarak Kur’ân’da yer alan bu tekrarlarla ilgili olarak, tekrar tekit, takrir ve tahrik içindir, denir. Yani anlatılan konuları pekiştirmek, zihinlere iyice yerleştirmek ve istenen hususlara muhatapları gayrete getirip teşvik etmek içindir. Ancak bu söylenenler, daha ziyade beşerî metinler için söz konusudur. Her söylediğinde ve her eylediğinde sayısız hikmetler olan Hakîm olan Yüce Allah’ın Kelamında yer alan tekrarlar için ise daha öte ve derinlikli hikmetler vardır.
Derinlikli düşünen ilim adamları, Kur’ân’da yer alan kelime, ayet ve konu tekrarlarındaki bu hikmetlere dikkat çekmek için, aslında Kur’ân’da tekrar yoktur, tekrar gibi görünen her kelime-ayet ve konuda sayısız hikmetler vardır, demişlerdir.
Sözgelimi Rahman suresinde 31 defa tekrarlanan şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz, ey ins ve cin topluluğu ayeti ile kendinde önce sayılan farklı nimetlerden her birine işaret edilmiş, dolayısıyla ayrı alan ve konularda uyarıda bulunulmuştur.
Yine Kur’ân’da dinin temeli olan namaz ibadetinden bahseden ayetlerde, namaz kılma (salât), namazı ikame etme, namaza devam etme, huşu içerisinde namaz kılma, namazı muhafaza etme gibi farklı kelimeler kullanılmıştır. Bunların her biri namaz ibadetinin farklı bir boyutuna özel olarak dikkat çekmektedir. Elbette namazı kılma, namazı gereği gibi eda ederek namazı ayağa kaldırma ve namazla ayakta olma, namazın vakitlerine özen gösterip samimiyetle namaz ibadetini yerine getirme, namazdan sonra da namaz ruhunu devam ettirme gibi birbirini tamamlayan ancak birbirinden farklı olan manalar bu farklı anlatımlarla ortaya konulmuştur.
Bu açıklamalardan sonra şimdi de Peygamberimize karşı mümin duruşu belirleyen ayetlerde geçen farklı ifadelere kısaca temas edelim. Kur’ân, pek çok ayetinde Allah’a ve Rasülüne iman emrini verir. Allah ve Peygamberine itaat emrini verir. Allah ve Peygamberinin çağrısına icabet edin, Onu örnek alın, Ona salât ve selam edin der. Allah ve Rasülüne isyan etmeyin, muhalefet etmeyin, baş kaldırmayın, eziyet etmeyin ifadelerine yer verir. Yine Allah ve Rasülünün önüne geçmeyin, Allah Rasülünü herhangi bir adamınızı çağırır gibi çağırmayın, sesinizi Allah Rasülün sesi üstüne yükseltmeyin, Peygamberi sıradanlaştırmayın gibi çeşitli ifadeler kullanır. Bu emir ve yasaklarda farklı kelime ve kavramlar kullanılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalara göre aynı kelime ve cümlelerle gelen tekrarlar bile birbirinden farklı manalar ihtiva etmektedir. Peygamberimizle ilgili ayetlerde yer alan farklı kelime ve kavramlarla gelen bu tekrarların hepsini Allah Rasülüne iman etmek gibi tek bir cümleye indirgemek doğru ve tutarlı değildir. Elbette Allah Rasülüne iman etmek zorundayız. Ama aynı zamanda Ona itaat etmek, Onu sevmek, Onu izlemek, her konuda Onu örnek almak, Ona salat ve selam etmek, Onu sıradanlaştırmamak, Ona muhalefet etmemek, Ona başkaldırmamakla da yükümlüyüz.
Aslında bu kadar çok ayette bu konuların işlenmesi, ümmetin bu konuda içerisine düşebilecekleri zaaf, ihmal ve yanılgılara ve o yanılgıların çeşitliliğine işaret etmek içindir. Allah Rasülüne iman, itaat ve benzeri konularda gevşeklik ve sapmalara dikkat çekmek içindir. Gerçekten de bugün Müslümanlar içerisinde, Peygamberimizle ilgili o kadar farklı düşünce ve yaklaşım var ki! O kadar aşırılık ve ihmal var ki! O kadar çok lüzumsuz ve anlamsız tartışma var ki!
Pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da savrulma yaşayanların, bu ayetler ışığında Peygamber karşısındaki duruşlarını gözden geçirmeleri bir zarurettir, bu Yüce Allah’ın emri ve isteğidir.