İSTANBUL (AA) - HALİS AKYILDIZ - Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kurban kesimini çocuklarına göstermek, izletmek isteyen ailelere ilişkin, "Çocuk, yan gözle anne ve babasına bakar, anne ve babası soğukkanlıysa çocuk da bir sorun çıkarmaz. Çocuğu ortamdan telaşla uzaklaştırmak, başka eve göndermek sakıncalı çünkü çocuğun kafasında bir sürü soru işareti kalacak." dedi.
Prof. Dr. Tarhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuğun yaş grubuna göre kurbanın psikolojik etkisinin değiştiğini söyledi.
Genellikle çocukta gerçeklik algısının oluştuğu dönemlerin 5-6 yaş olduğunu dile getiren Tarhan, beş yaşa kadar çocukta kurban konusunda soyut kavramların henüz gelişmediği için kurban ile arasında psikolojik bir özdeşim kurduysa hayvanın kesilmesini tehdit olarak algılayabileceğini ifade etti.
- "Çocuğa anlayacağı şekilde anlatmamız gerekiyor"
Tarhan, evde beslenen evcil hayvanlarla arasında bir bağ kurabilen bazı çocukların kurbanın kesim anını gördüğünde et yemek istemeyebileceğini belirterek, "Bu duruma tepki olarak travma etkisi oluyor, tavuk eti ve diğer etleri yemeyen çocuklar yetişmeye başlıyor toplumda. Böyle bir durum olursa da bizim, çözüm olarak çocuğa bu durumu anlayacağı şekilde anlatmamız gerekiyor. Kurban nedir, niçin kesilir? Kurban kesilmesi nasıl doğal bir durumsa evrendeki denge açısından bunu çocuğa açıklamak gerekiyor. İnsanın biyolojik doğasında hayvan etine ihtiyacı var, bu nedenle kurbana tamamen karşı olmak, doğaya karşı olmakla eş değerdir." diye konuştu.
Çocukların kurban kesimini beş yaşından sonra anne, babanın ve güvendiği kişilerin eşliğinde seyredebileceğini vurgulayan Tarhan, bu konuda çocuğu yalnız bırakılmamasına, zihinsel olarak hazırlanmasına ve güvendiği kişilerle bir arada bulunmasına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
- "Çocuk eğitiminde dinin verdiği telkinler işe yarar"
Nevzat Tarhan, çocukların kurban kesimi konusunda iyi ve doğru bilgilendirilmesi gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Çocukta tehlikeli bir durumu sezdirecek algı oluşmaması gerekiyor. Çocukta ve çocuk eğitiminde dinin bu konuda verdiği telkinler işe yarar. Dinin standartları ölçüsünde çocuğa açıklama yaparsak, hayatın sadece dünya hayatıyla sınırlı olmadığını, bütün canlılar için bir ölüm gerçeğinin olduğunu ve bunun bir koyun için de hayvan için de insan için de var olduğunu ve bunun doğal hayatın bir parçası olduğunu anlatırsak çocuğun kafasına daha iyi yerleşecektir. Kurbanlık hayvan dini kültürde süslenerek kesilir, onlar sırat köprüsünde bize yardım edecek, bizlere aracı olacak gibi dini ritüeller var. Bu durum aynı zamanda bir psikolojik savunma mekanizması, çocuklardaki korkuyu almak için bu gibi faaliyetler yapılabilir."
Çocuğun "kurban nedir, dağıtımı ve bağışı nasıl yapılır" gibi soruların cevaplarını bilmediğini ve bu gibi ritüelleri pek görmediğini kaydeden Tarhan, bunun, çocukların toplumun değerlerinden uzak yetişmesine neden olduğunu dile getirdi.
Prof.Dr. Tarhan, Kur'an-ı Kerim'de ibret alınması gereken kıssaların bulunduğunu, Hazret-i İbrahim kıssasının da bunlardan biri olduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Buradaki kurban kelimesi Arapça 'kurbiyyet' kelimesinden geliyor, manası yaklaşmaktır. Kurbiyyet, Allah'a yaklaşmak, yakın olmak demektir. Aslında kurbandaki amaç, Allah'a yaklaşmaya vesile olmasıdır. Orada Hazret-i İbrahim'in kıssasında ciddi semboller vardır. Hazret-i İsmail, Hazret-i İbrahim ve Hazret-i Hacer bir semboldür. Kesilecek olan kurban bir semboldür. İnsanın en çok öğrenme çeşidi sembolik öğrenmedir. Bir kavramsal öğrenme var, sembolik öğrenme ve klasik öğrenme var. İnsan beyni fotoğrafik bellek sembolik öğrenme ile çalışıyor. Bir davranış geliştirme eğitimi veriyor Kur'an-ı Kerim. Bu eğitim de en sevdiğin şeyi feda etmedir. Hayat bir mücadele değil, mücadele eğitimidir."
- "Çocuğu ortamdan telaşla uzaklaştırmak sakıncalı"
Tarhan, kurban kesimini çocuklarına göstermek, izletmek isteyen ailelere ilişkin, "Çocuk, yan gözle anne ve babasına bakar, anne ve babası soğuk kanlıysa çocuk da bir sorun çıkarmaz. Çocuğu ortamdan telaşla uzaklaştırmak, başka eve göndermek sakıncalı çünkü çocuğun kafasında bir sürü soru işareti kalacak. Çocuğu gerçeklerle yüzleştirmek yerine gerçeklerden kaçırmak, çocuğu basit bir acıdan kaçırıp daha büyük bir sorunun içine itmektir. Oysaki çocuk birçok şeyi biliyor. Çocuğun gelişen ruhuna korku tohumları ekmek istemiyorsak çocuğu hayatın ve ölümün gerçekleriyle yüzleştirmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Kurban bağışı yapan bir ailenin içerisinde büyüyen bir çocuğun ileride kurban kesme ihtiyacı hissetmesinin zor olduğunu anlatan Tarhan, bunu gelecekte hayali bir bağış olarak göreceğini ve "olmasa da olur" düşüncesine kapılacağını aktardı.
Tarhan, çocuğun ruhuna iz bırakması için kurban kesme ritüelinin yaşanması gerektiğini kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Oradaki o pratiğin ve paylaşımın yaşatılması lazım. Onun için her sene olmasa da ailelerin, çocuklarına o ritüeli yaşatmalarında fayda var. Eğer bu olursa en azından otuz sene sonra kurban kesmenin toplumda sadece marjinal kalmasına sebep olmamış oluruz. Kurban kesmeyen şehirliler ortaya çıkmaz. Kurban karşıtları var mesela, dini ritüellerin hepsine karşıt olanlar var. Bu geleneğin devam etmesi önemli, bu geleneğin devam etmesi için o geleneğin dokunsal kısmının da devam etmesinde fayda var. Onun için bunu yok etmek yerine sembolik de olsa yaşatmamızda fayda var."
AA