Yaklaşmakta olan kurban bayramı Allahın biz kullarına ibret alması Atamız İbrahim bugüne kadar devam eden bir ibadeti icra etme yardımlaşma ve dayanışma ve En önemli Allah için takva adına sevdiğimiz şeylerden kurban etmenin sembolüdür.
Hz İbrahim olma niyetiyle yola çıkma ve Rabbimin isteği doğrultusundan sevdiğimiz şeylerden vazgeçebilme fikrini içinde barındıran kutsal bir gündür.
Mübarek Kurban Bayramımız umut ettiğimiz görüntüler içinde geçer inşallah.
Bu temennilerden sonra toplumludaki kurban yansıması önceki yıllarda yaşananları göz önünde bulundurarak şöyle kısaca zihnimizi yoklayalım.
Türkiye de geçen yıllarda zihinlerde kalanlar;
Sokakta sahibinin elinden kaçan ve yakalanmaya çalışılan boğaların görüntüsü.
Kurbanı bir ibadet olmaktan çıkarıp bir magazin konusuna dönüştürerek kurbanla alakası olmayan garip tartışmalar, yok tavuk kurban olur mu, kadın kurban kesebilir mi?
Kenar mahallerde kesilen kurbanlardan rast gele bırakılmış atık görüntüleri…
Nereye gitsen kurbandan kaç kilo et çıktığı ve kaça mal ettiği tartışması…
Ne kestiği, keçi mi yoksa danaya mı girdiği…
Kurbanı niye kestiği hakkında görüşler…
Çocuklar başkasının eline bakmasın hesabı…
Komşunun kendine getireceği kurban etini aşağılık bir davranış olarak görmek…
Kurban kesip yapılacak kavurma hesapları…
Veya derin dondurucuda saklanan etlerin hesabı…
Kurban etinin beğenilmeyen yerlerinin dağıtılması…
Peki olmasa gereken neydi. Acaba kurban nedir? Sorusuna durup düşündük mü ? Kurban kesmenin mantığı nedir ? Allahın kurban kesme ibadeti ile istediği nedir ?
Kurban kesmenin amacı nedir, Geri kalan bölümü isterseniz Kuran-ı Kerim’den dinleyelim."Rabbim bana Salihlerden (olan bir çocuk) armağan et." (37/100) Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik. (37/101) Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona): "Oğlum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak sen ne düşünüyorsun." (Oğlu İsmail) Dedi ki: "Babacığım emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın." (37/102) Sonunda ikisi de (Allah'ın emrine ve takdirine) teslim olup (babası İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. (37/103) Biz ona: "Ey İbrahim" diye seslendik. (37/104) "Gerçekten sen rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz." (37/105) Doğrusu bu apaçık bir imtihandı. (37/106) Ve ona büyük bir kurbanı fidye olarak verdik. (37/107) Sonra gelenler arasında ona (hayırlı ve şerefli bir isim) bıraktık. (37/108) İbrahim'e selam olsun. (37/109) Biz ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.(37/110)
Kısaca olay budur kurban kesmenin amacı; insan için en kıymetli olan şey ne ise bu ne olursa olsun sadece ve sadece âlemlerin rabbi olan yüce Allah’a adamak ve onun emrine teslim olmaktır. Konuyu başka bir tarihi örnekle daha rahat anlayabiliriz.insan için en kıymetli olan şey ne ise bu ne olursa olsun sadece ve sadece âlemlerin rabbi olan yüce Allah’a adamak ve onun emrine teslim olmaktır. Hz. Adem’in çocukları Habil ve Kabil kıssası. Onlara Âdem’in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar (Allah'a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki kabul edilmiş diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen) Demişti ki: "Seni mutlaka öldüreceğim." (Öbürü de:) "Allah ancak korkup- sakınanlardan kabul eder." (5/27)
Allah’a adanan iki kurban ve sonuçta kabul edilen bir kurban ve kabul edilmeyen bir kurban, Allah’tan korkup sakınan Habil’in kurban kesmesi Allah’tan korkup sakınarak ona teslim olması her şeyin yaşamın ölümün ve mülkün onun elinde olduğunun farkına varıp ona kul olmak amaçlıdır. Kabul edilmeyen kurban ise Allah’ın emirleri karşısında savsaklamak, olayı baştan savarak günü kurtarmak ve laf olsun diye elinde bulunan değerlerin en kötüsünü elinden çıkarmak.
Toplum olarak bizler acaba kurbanlarımızla atamız Hz. İbrahim gibi mi davranıyoruz? Habil’in kurbanı gibi en sevdiğimiz şeyi Allah’a mı adıyoruz yoksa Kabil gibi adet olsun, günü kurtaralım mantığıyla başımızdan savmaya mı çalışıyoruz. .
Bu mantıkla her insan kestiği kurbanın hangi kategoride değerlendiğine kendisi karar versin.