Dinin emirleri, her şeyden önce Allah ve Rasülü buyurduğu için yapılır. Ancak bir adı da Hakîm olan Yüce Allah’ın her söyleminde ve her eyleminde sayısız hikmetler vardır. Bu nedenle, emirlerdeki hikmetleri bilmek onların daha coşkulu bir şekilde yerine getirilmesine yardımcı olur. İşte bunun için kurban kesmedeki hikmetleri hatırlatmak istiyoruz:
Kulu Yüce Yaratıcıya yaklaştıracak olan Kur’ban, Yüce Rabbin, kullarına verdiği sayısız nimetlere karşı şükrün göstergesidir.
Kurban kesen kul, yeri gelince Allah için malından ve canından geçeceğini göstermiş olmaktadır.
Kurban, kâinattaki her şeyin insanın hizmetine sunulduğunun hayvanlar üzerindeki ispatıdır. Evet, Yüce Rabbimiz gökleri ve yeri, tüm içindekileri insanın hizmetine sunmuş, ona emanet ederek onun emrine vermiştir. Kâinattaki her şey insan için, insan da Rabbi için yaratılmıştır.
Deve, davar ve sığır cinsenden (Enâm) hayvanları Allah için kesip kurban eden müminler, bu hayvanlaırn kendi emirlerine verildiğine bizzat şahit olurlar, insanlık için bu canlıların nasıl canlarını verdiklerine tanık olurlar.
Kesilen kurbanlar vasıtasıyla, fakir fukara diğer zamanlardan çok daha fazla et yemiş olurlar. Kurban günlerinde tüketilen etlerden alınan proteinler onları günlerce idare edebilir. Öte yandan varlık sahibi oldukları halde mallarına kıyıp yiyemeyenler, kurban vesilesiyle hem kendileri hem aile fertleri bol bol et yemiş olurlar.
Büyük küçük herkes, her zaman sofralarını süsleyen et ve benzeri hayvanî ürünlerin öyle kolay elde edilmediğini müşahede etmiş olurlar. Et mamüllerini kasap vitrini yahut market reyonlarında görmeye alışık olanlar, bu ürünlerin oralara kolay gelmediğini hatırlamış olurlar. Kurbanlıklar vasıtasıyla kâinatın bir parçası olan hayvanlara daha yakından bakma fırsatı bulunur, kâinattan kopmamış olunur, hayvan organizmaları özellikle de onların iç organlarını daha yakından inceleme imkanı bulunur. Sonuçta erişilmez kudretin sahibinin azameti bir kez daha temaşa edilmiş olur.
Çoluk çocuk herkes, kan görmeye alışırlar. Böylece pek çok insan, Allah vermesin istemedikleri bir anda karşılaştıkları kaza ve belalara karşı dayanma gücü elde etmiş olurlar. Kan görünce bayılan bir çok insan vardır etrafımızda.
Kurban edilirken çırpınan hayvanların şahsında, can vermenin kolay bir şey olmadığına şahitlik edilir. Sonuçta can vermenin ve cana kıymanın zorluğu düşünülerek ölüme hazırlık yapılır, başkasının canına kast etme yahut zarar vermeden geri durulur.
Kimi insanlar, kurban kesmekle, kurban kesimine şahit olmakla içlerindeki saldırganlık duygularını bastırmış olurlar. Can almanın kolay olmadığına şahitlik ederek saldırganlıklarından vaz geçebilirler. Hz. Âdem’in oğlu Kâbil de ilk kan döktükten hemen sonra yaptığına pişman olmuştu, ama iş işten geçmişti. Önemli olan cinayete bulaşmadan ondan uzaklaşmaktır.
Tarih boyunca insanlar, olmadık şeyleri kurban etmeye kalkmışlar, tanrılar(!) için çocukları, kızları, oğlanları kurban etmeyi ibadet olarak telakki etmişlerdir. Din, yalnızca üç cins hayvanın kurban edilebileceğini belirleyerek, bu sapmalara son vermiştir.
Kurban bayramı vesilesiyle hayvan piyasasında oluşan canlanma ile hayvancılık teşvik edilmiş olur.
Her ibadette olduğu gibi, kurban ibadetinde de daha nice hikmet vardır. Bu hikmetleri görebilenlere ne mutlu!