KÜRESELCİLER

Durali Göğüş

Bir önceki yazımızı ‘’Kim Bunlar‘’diye atmıştık. Sonraki yazımızın başlığının ‘’Küreselciler’’ olacağını bildirmiştik. Son beş yazımızın birbirlerinin devamı niteliğinde gündemin önemine binaen kaleme alma niyetindeyim.

İçinde bulunduğumuz zaman diliminde halkların bilgi sahibi olmasının şifrelerinin çözümü amacımız. Sebebi insan iradesini ipotek altına almak isteyenlere her yönden karşı refleks gösterebilmek. Bu taarruza karşı koyabilme refleksini ancak saldırının nereden, kimden ve hangi noktadan geleceğini bilirsek gösterebiliriz. Başlığa konu ‘’Küreselciler’’le ilgili belki onlarca, yüzlerce yazı, araştırma kitabı yazılmasının nedeni bunların ‘’oluşturucu’’ güce sahip olmalarındandır. Üst aklın bilişim ve teknolojik çağda diğer halkların zihinlerine ve iradelerine hükümran olma, ele geçirme planları olduğu herkesin malumu.

"Akıllı insan kendi aklını kullanır, daha akıllı insan ise başkalarının aklını kullanırmış’’ tezi revaçta günümüz toplumlarında. Üst akıl ‘’küreselciler’’kendilerini Tanrı’nın dünyayı yönetmesi için seçtiğine inanmaktalar. Tanrı bizi varlıkların efendisi olarak en akıllı ve üstün yarattı inancındalar. Üstün varlık iddialarını öyle acımasız, insanlık dışı ve şeytanca işlemekteler ki. Aile imparatorluğu oluşturmada kesin ve sert gizlilik yasaları ile servetlerini ve operasyonlarını sır olarak saklamaktalar. Kara para ve savaşlara destek finans işine devam etmekteler. Süper güç devletlerin merkez bankası rezervlerini elerlinde tutmaktalar.

Vatikan papalık serveti de bunlardadır. Sivil dikta diyebileceğimiz Lordlar Kamarası, Rotary ve Lions Kulüpleri, Masonik yan kuruluşları ile dünya hâkimiyeti kurmadır hedefleri. Aile imparatorluğu hedefinde ekonomik yaşantıları kontrol etmektedirler ve güçleri siyasiler ile yaşadıkları ülkelerin yaşamlarını etkilemektedirler. Dünya servetinin kontrol edilmesi, hükümetlerin devrilmesi. Bu kişiler dünyayı yöneten ‘’Gizli El’’ olarak bilinirler. Planlarını kesin ve acımasızca uygularlar. En önemli prensipleri gizlilik, mal varlığı bütünlüklerini korumalarıdır.

İlluminati’ler amacı dünyanın kontrolünü ele geçirmek olan gizli ve çok güçlü bir yapıdır. İkiyiz elli yıl önce kurulmuş komplo, büyük devrimler, suikastlar kadar birçok olayın arkasında bunlar vardır. Ülkelerin elde edemedikleri, kullanamadıkları asıl olan yönetici ve liderlerini diktatör, tek adam diye yaftalayıp algı taarruzu yaparlar. Anketlerle, kamuoyu yoklamaları ile halkı yönlendirirler. Ülkelerin huzurunu içersindeki sığıntı kimlikler ve iç organları elleriyle besleyerek, kanatları altına alarak bozarlar. Medya kurumlarını, sinemayı, film endüstrisini, yabancı fonlarla desteklerler. Köşe yazarlarını besler, özgürlük adına Turuncu devrimler yaparlar.

‘’Ahıt’ın Çocukları Bağısızlık Tarikatı’’ı sermaye güçlerini kullanarak iş adamları aparatları ile ülkelerin ekonomilerine yön verirler. Kullanışlı buldukları karakter yoksunu kimlikleri makyajla süsleyip püsleyip, halka kahraman diye yuttururlar. Sonrasında ise siyasi kurtarıcı diye alanlara, meydana sürerler. Bürokraside liyakat ve beceri olmamasına rağmen kendilerine üye olan ya da biat edeni makama oturturlar. Sanata, sinemaya hatta ve hatta spora müdahale eder, kendilerinden olmayanları baskı ile yok eder bu ‘’küreselciler.’’

Kendilerini ‘’Her şeyi gören göz, Tanrının Gözü ‘’ olarak görürler. Asıl oluşturmak istedikleri ise ‘’Süper Dünya Hükümeti’’ ile kendi dışındaki insanları köleleştirmek ve insan olarak kabul etmemektir. Hedefleri büyük orta doğu projesi planı ile tek düşman ‘’İslam’’ dır. Bunun içindir ki otuz yıldır Afganistan’da, Irak’ta, , Balkanlar’da Bosna Hersek’te ,Suriye de ,Yemen’de milyonlarca Müslümanı katlettiler.Rus,Ukrayna Savaşını fonlayandır bu ‘’Küreselciler’’. Şimdilerde Sudan’da kaos ve iç savaşla kan ve gözyaşı dökme operasyonundalar. O halde ‘’Görülmeyen bir gücü kim alt edebilir?’’

’Güçlü bir kimlik güçlü milletleri oluşturur’’ düsturundan hareketle yolumuzu istikametimizi belirlememiz gerekir. Bilgi artık parmaklarımızın ucunda.Araştıralım, inceleyelim ve istişare edelim. Güçlü olmanın ve zihnimizi kuvvetlendirmenin yolunun bundan geçtiğinin idrakinde olalım. Tarihimizin sayfalarını karıştıralım ki algı ile yönetilen dünyamızda aldatılanlardan olmayalım.

Şu iki kaynaktan ‘’Para İmparatorluğu’’ (Goerge Armstrong) ve ‘’Erguvaniler’’(Tayfun Er) i okumamız bu küreselcileri tanımaya yardımcı olacaktır.

Sonraki yazımızın başlığını atalım ‘’Küresel Güç Ekseninde Türkiye’nin Yeri.’’ Seçimde dünyanın gözü bu medeniyet merkezi nazar boncuğu ülkemiz üzerinde ona göre…

Selam ve dua ile...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.