Kürtler üzerinde İmralı ipoteği

DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk'ü, elinde yazılı bir metin, o cümleleri okurken gördüğümde hayretten donakaldım.

DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk'ü, elinde yazılı bir metin, o cümleleri okurken gördüğümde hayretten donakaldım. Şöyle diyordu: "İmralı, hükümetin açılım olarak savunduğu sürecin adeta bir aynasıdır. Bu sürecin gerçek bir demokrasi açılımına dönüşmesinin en önemli koşullarından biri İmralı'ya yaklaşımdır. Çünkü Kürtler'in gözü kulağı İmralı'dadır. Kürtler, İmralı'ya karşı geliştirilen olumlu ya da olumsuz bir tavrı kendisine karşı alınan bir tutum olarak saymakta ve görmektedir. Bu nedenle İmralı, Kürtler'in ve toplumsal barışın en hassas noktasıdır." Bu sözlerin anlamı neydi? Bu sözler, sadece DTP'yi değil, tüm Kürtler'i "İmralı ipoteği"ne veren bir nitelik arz etmekteydi. Bir kere Ahmet Türk, "Kürtler" diye bir genellemeyi nasıl yapıyordu, ikincisi, "Kürtler" nasıl "İmralı ipoteği"ne mahkûm ediliyordu? Bunu Ahmet Türk'ün yapıyor olması beni daha çok şaşırtıyordu. DTP içinde "İmralı ekseni" dışında tavır alamayacak olanlar vardı, bu biliniyordu ama Ahmet Türk, bunca yıllık siyasi tecrübesi ile farklılık arz edebilecek bir isimdi. Meclis konuşması bana o makuliyet görüntüsünü vermiş ve kendisini övmüştüm. Ama işte elinde bir kağıt (acaba tutuşturulmuş bir kağıt mı?) Kürtler'i İmralı'ya toka etmekteydi. Son günlerde DTP'lileri dinlediğimde, ortada çok önemli bir yaklaşım farkı bulunduğunu ve DTP'lilerin bunu kamuoyuna empoze etmeye çalıştıklarını gözlemliyorum. DTP'lilerin PKK ve İmralı'ya yaklaşımı genelde düşünüldüğü gibi bir "terör örgütü ve terörist lider" yaklaşımı değil. Peki ne? Kurtuluş örgütü ve onun lideri... Böyle bakılınca, PKK her şeyi ile meşrulaşıyor, yaptıkları - Kürtler'e, sivil halka ve askerlere yönelik cinayetler, sabotajlar dahil- kutsanıyor ve liderin İmralı'da yatıyor olması bir tür "Tutsaklık" olarak değerlendiriliyor.

Ahmet Taşgetiren-Bugün