Kuş gribi vakaları, aslında ülkemizde sağlık alanındaki refleksimizi test etmektedir. Herhangi bir durumda halkımızın, sağlıkla ilgili olarak yetkililerin yaptığı uyarılara neden ilgisiz kaldığını müşahede ettik. Bu durum şimdiye kadar hep dikkatlerden kaçtı. Kuş gribi hakkında medyanın biraz da haber kaygısıyla yapmış olduğu spekülatif yaklaşımları, halkımızın sağlıklı bir şekilde bilgilendirilmesini geciktirdi.
Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı, bu hastalığın başlamasından itibaren görevlerini gerçekten doğru bir şekilde yapmaktadır. Hastalığın başladığı tarihten itibaren, şu güne kadar alınan tedbirler, sistematik bir çalışmanın yapıldığının göstergesidir. Karşı karşıya kalınan durum virüs kaynaklı olduğu için, ilk bakışta neden tamamen bu sıkıntının ortadan kaldırılmadığını akla getirebilir. Şimdiye kadar her yıl kış aylarında çok yoğun olarak gördüğümüz grip hastalığı nasıl tamamen ortadan kaldırılamıyorsa, virütik hastalıklarla ilgili olarak ta çok kısa sürede sonuç alınamamaktadır. Burada aslolan konu; hastalığın kaynağı ile insanların temasının önlenmesine yönelik tedbirlerdir. Ve bu tedbirler ilgili Bakanlıklarca zaten titizlikle alınmaktadır. Ancak sorun, halkımızın her akşam haberlerin büyük bölümünü oluşturan kuş gribi ile ilgili uzmanların uyarılarına riayet edip etmedikleridir.
Ancak son günlerde görmekteyiz ki, yapılan uyarılar meyvelerini vermeye başladı. İnsanlar artık sakladıkları kümes hayvanlarını yetkililere teslim ediyorlar. Hastalığı taşıyacak her türlü ortamı ortadan kaldırmak, bu hastalığın insanımıza bulaşmasını engelleyecektir. Bu ülkenin bir evladının canı bile, tüm kanatlılardan daha değerlidir. O bakımdan kuş gribi ile ilgili olarak yapılacak en önemli şey, bu hastalığın bulaşmasını önleyecek tedbirlere ve uyarılara harfiyen uymaktır.
Bulaşıcı hastalıklar geçmişte de hep meydana gelmiştir. Tarihe bakılacak olursa kolayca hatırlanabilir. Bizim ülke olarak aslında bu tür konulardan alacak derslerimiz vardır. Bunların en başında eğitim gelmektedir. Zira cahillik, her şeyin olumsuz gitmesine neden olur. Halkımızın koruyucu sağlık hizmetlerinden haberdar olması, herhangi bir olumsuz durumda nasıl hareket edeceğini bilmesi altın kuraldır. Bundan başka sağlık alanında, özellikle ilaç alanında da yapılması gereken çalışmalar vardır.
Güçlü ve büyük ülkemizin ilaç konusuna mutlaka eğilmesi, Ar-Ge çalışmalarının alt yapılarını oluşturmaya başlaması gereklidir. Bu ülkede yerli ilaç üreticilerinin desteklenmesi, devletin yeni ilaç keşiflerini teşvik etmesi gerekmektedir. Zira ilaç, gerektiğinde mutlaka kullanılması şartı olan ve asla ikame edilemeyecek bir maldır. İlaç o kadar stratejik bir varlıktır ki, gelecekte gelişmişlik seviyesinin temel kriterleri arasında önemli bir yer tutacaktır. Dünyamız her gün yeni yeni hastalıklarla tanışmaktadır. Baş döndürücü gelişmelerin yaşandığı bilgi çağında yaya kalmamak için, mutlaka ve mutlaka ilaç keşfi ile ilgili çalışmalar yapmamız, kendi aşımızı kendimiz meydana getirmemiz, sanıyorum önümüzdeki en önemli çalışma olacaktır.