AK Parti'nin 7 Haziran'da yaptığı hataya düşmediğini söyleyen Kutlu, "Orhan Miroğlu gibi batıdaki büyükşehirlerde karşılığı olan bir ismi Mardin 1. sıradan göstermek gibi çok küçük karışıklıklar haricinde AK Parti güzel bir liste hazırladı" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun Gamze İlgezdi'yi tekrar aday göstermesinin hata olduğunu hatırlatan Önder Kutlu, Meral Akşener'in MHP'de liste dışı kalmasına da değindi.
'Davutoğlu'nun Konya'dan aday olmasına Konyalıların teşekkür etmesi gerektiğini' savunan Kutlu, "Başbakan'ın Konya'dan aday olmasına da AK Parti için kayıp Konya için büyük kazanç" ifadesini kullandı.
- AK Parti'nin 1 Kasım listesini nasıl buldunuz?
-1Kasım çok önemli bir seçim. 7 Haziran seçim sonuçları uzun yıllar aradan sonra Türkiye'de unuttuğumuz koalisyon ihtimalini gündeme getirdi. Bu koalisyon ihtimalini partiler beklemedikleri için de hazırlıklı yakalandıkları söylenemez. Dolayısıyla 7 Haziran seçimleri partileri ve seçmeni mutlu etmedi, dolayısıyla yeni bir seçimi gündeme getirdi. Yine 7Haziran seçimlerinde AK Parti listeleri toplumda çok fazla etki etmedi. Özellikle Güneydoğu ve Doğu'da yanlış tercihler ortaya konulmuştu. Büyükşehirlerde yapılan bir iki tane yanlış tercih pek fark edilmiyor. Ama doğu ve güneydoğu'da, özellikle küçük illerde bir tane yanlış tercih yüzdeleri etkileyebiliyor. Yanlış kişiler yanlış yerde değerlendirildiler. Mesela Diyarbakır da Cevdet Yılmaz birinci sırada gösterilmişti. Kendisi bir Zaza'dır. Bir Zaza'nın birinci sırada gösterilmesini Diyarbakırlı seçmen doğal olarak kabullenemedi. Çünkü orada etnik milliyetçilik ve kaygılar çok fazla, bunun nedeni HDP/PKK etnik boyut üzerinde vurgu yapınca vatandaş bu konuda duyarlı hale geldi. Mesela bu seçimde Diyarbakır halkının çok sevdiği ve insan hakları konusunda çok önemli çalışmaları olan Ensarioğlu'nun getirilmiş olması ve Cevdet Yılmaz’ın kendi memleketi olan Bingöl’e kaydırılmış olması çok doğru bir tercih olmuş. Genel olarak baktığımızda ben çok olumlu buldum. Başka şeyler yapılabilir miydi? Mutlaka yapılabilirdi. Mesela, karar veren ben olsaydım Orhan Miroğlu’nu Mardin birinci sıradan göstermek yerine İstanbul veya İzmir'den gösterirdim. Çünkü hakikaten bu bölgelerde çok ciddi bir Kürt nüfusu var. Yanılmıyorsam HDP İstanbul'dan %10.4 oranında oy aldı. İstanbul’u alan bütün Türkiye’yi almış oluyor. Şimdi, batıdaki büyükşehirlerde Orhan Miroğlu’nun karşılığı çok fazla. Mardin'den onun yerine geleneksel olarak Refah Partisi’nden, Milli Selamet Partisi’nden gelen birisini gösterip Orhan Miroğlu’nu İstanbul’a veya büyükşehre kaydırmış olsaydı çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Bu benim düşüncem... Mutlaka karar verenlerin elinde anketler, bir takım farklı açılardan çekilmiş fotoğraflar vardır. Ama ben bütün bunlara rağmen Ak Parti listesini 7 Haziran’a göre çok daha nitelikli çok daha doğru tercihlere dayandığını ifade edebilirim.
- Listede göze çarpan 'hata' diyebileceğimiz başka birşey var mıydı? Mesela şu kişide şuradan gösterilseydi diyebileceğimiz var mı?
- Çok fazla göze çarpan bir unsur yok, ben Orhan Miroğlu'nu sadece örnek olsun diye söyledim. Mutlaka her şehirle ilgili değerlendirmeler yapılabilir ama göze çarpan bariz hata denilebilecek aday seçimi yok.
- 7 Haziran'daki listelerde çok fazla spekülasyonlar olmuştu. Bu noktada Ak Parti 7 Haziran'daki tablodan seçmenin mesajını almış mı?
- Genel olarak baktığımızda, seçmenin mesajını aldığını söyleyebiliriz. Çünkü diğer partilere bakalım, onlar çok küçük değişiklikler haricinde bir değişiklik yapmadı. Mesela MHP'den Meral Akşener’in aday gösterilmemesi veya Tuğrul Türkeş’in dışlanılması, sembolik açıdan çok önemli... Bunlar bir kenara, MHP-CHP çok ciddi değişiklikler yapmadılar. HDP birkaç küçük değişiklikle yetindi. Ama AK Parti açısından baktığımız zaman 200'den fazla adayın değiştirilmiş olması genel olarak çok iyi olmuş.
- Tuğrul Türkeş'in AK Parti'ye getirisi ne olur? Tuğrul Türkeş ve Meral Akşener gerçeği MHP'ye kaybettirir mi?
- MHP’nin seçim hükümetine ısrarla uzak durması ve hükümette sadece HDP'li ve AK Parti'li bakanların bir arada bulunmasıyla ilgili bir öngörüsü vardı MHP’nin. Tuğrul Türkeş bu öngörüyü bozmuş oldu. Ve şunu söylemem gerekiyor; MHP’den sayın Bahçeli dışında kimse böyle bir şey yapmazdı. Ama Tuğrul Türkeş, MHP’nin ısrarla seçim hükümetinde yer almayacağını ifade etmesine rağmen AK Parti'li ve HDP'li bakanlarla beraber yer almaktan kaçınmadı. Eğer Tuğrul Türkeş hükümete girmemiş olsaydı “AK Parti'li bakanlar HDP İle beraber hükümetteler, dolayısıyla PKK ile dağlarda mücadele ettiklerini söylüyorlar ama hükümete beraberce aynı kabinede yer alıyorlar” diyecekti MHP. Dolayısıyla Tuğrul Türkeş MHP’nin elinden bu argümanı aldı. Aynı zamanda Yalçın Topçu bir başka argüman. Merhum Yazıcıoğlu’nun genel sekreterliğini yaparken parti genel başkanlığına seçilen ve Büyük Birlik'te halen çok ciddi bir tabanı olan bir siyasetçi Yalçın Topçu... O da Tuğrul Türkeş ile beraber AK Parti’nin elini çok güçlendirdiler. Yalçın Topçu Kültür ve Turizm Bakanlığı görevine devam edebilir. Bu, benim şahsi kanaatimdir. AK Parti hükümetinde ilk dönemleri saymazsak Kültür ve Turizm Bakanlığını da Ertuğrul Günay'dan ve Ömer Çelik'ten çok daha iyi bir şekilde yaptığını yapacağını biliyorum. Ama toplumun hassasiyetlerini yansıtması açısından Sayın Yalçın Topçu'nun, benim kanaatime göre her ne kadar milletvekili olmasa da bakanlık koltuğunu fazlasıyla doldurduğunu söyleyebilirim.
- Yalçın Topçu'nun Büyük Birlik Partisi'nde tabanı olması sebebiyle AK Parti'ye artı bir getirisi olacağını da düşünüyorum diyorsunuz doğru mudur?
- Kesinlikle doğrudur. Bu hem MHP’li tabandan hem Büyük Birlik tabanından hatta Saadet tabanından da oy alabilecek bir isimdir Yalçın Topçu. Aynı zamanda AK Parti'ye de yabancı durmayacak bir isimdir. O açıdan AK Parti'ye çok büyük kazanç ve kazanımdır. Aynen Tuğrul Türkeş'te olduğu gibi.
- Sayın hocam, Meral Akşener'in MHP'den aday gösterilmemesine tepki olarak AK Parti'ye oy dönüşleri olur mu?
- Şöyle ki MHP kişilere değil lidere endeksli bir partidir. Meral Akşener özellikle 28 Şubat döneminde yaptığı yürekli çıkışlarıyla ve karşı duruşuyla toplumda karşılığı olan bir isimdir. Ve bir çok siyasetçi ile de çalışmıştır. Hatta o dönemlerde AK Parti'den de kendisine teklif gittiği ama kendisinin MHP'de siyaset yapma yönünde bir irade beyanında bulunduğu ifade edilmişti. Toplumun hassasiyetlerine duyarlı bir hanımefendidir. Meral Akşener'le alakalı MHP'nin içinde uzunca bir süredir bir huzursuzluk vardı. Sayın Bahçeli bu konuda bir irade ortaya koydu ve kendisini aday göstermedi. Benim kanaatim oya tahvil etmenin mümkün olmadığı şeklindedir. MHP güçlü bir kadın siyasetçiyi kaybetmiş oldu.. Ama oy açısından ne Ak partiye bir faydası olur ne de MHP’ye bir zararı olur? diye düşünüyorum. Çünkü sosyal medyadaki yansımalara baktığımız zaman Meral Akşener’i çok fazla umursamadıklarını görüyoruz. Mesela 2000 yılında cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP’nin sembolik bir ismi olan Sadi Somuncuoğlu aday olduğu zaman adaylığı engellendi ve partililer bunda bir beis görmediler. Dolayısıyla MHP'li seçmen için Meral Akşener gibi bir ismin negatif bir etkisi olduğunu düşünmüyorum.
- CHP'nin listesini nasıl buluyorsunuz? Listede adı bazı iddialara karışan milletvekili Gamze İlgezdi haricinde dikkat çeken isimler var mı?
- İlgezdi hanımefendi ile ilgili şunu ifade edebiliriz. Basına medyaya yansıyan çok ciddi iddialar var. Tabi biz hakim veya savcı değiliz, 'doğru mudur?' bilemiyoruz Ama çok kısa süre içinde mal varlığında açıklanamayacak kadar bir artış var. Dolayısıyla bunlar siyasette çok ciddi ithamlar. Çünkü siyaset adına toplumun karşısına çıktıysanız çok dikkatli olmanız gerekiyor. Bu noktada ben sayın Kılıçdaroğlu’nun çok fazla hassasiyetinin olmadığı kanaatine sahibim.
- Gamze İlgezdi yeniden aday gösterilmemeli miydi?
- Ben olsaydım göstermezdim. Ama tabi göstermeme bir anlamda iddiaları kabullenme olarak değerlendirilebilecekti kamuoyu açısından. Çünkü orada çok ciddi ithamlar var. Özellikle gazetelerimizden bir tanesi bunun üzerine çok gitti. Onunla ilgili belgeler yayınladı ulusal medyadan. Kılıçdaroğlu’nun kızının da oradan daire sahibi olduğunu falan ifade ettiler bunlar çok ağır ithamlar.
- Bu liste Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahale ettiği bir liste mi yoksa Sayın Davutoğu’nun hazırladığı bir liste mi?
- Sayın Cumhurbaşkanımız bu işe müdahale ediyor kelimesini kullansak mı? bilmiyorum ama siyaseti takip ediyor. Kendilerine TRT’de canlı yayına çıktığı sırada böyle bir soru yöneltilmişti, o da açıkça sayın başbakanın kendisiyle listeyi istişare ettiğini ifade etti.
- Sayın Başbakan İstanbul'dan aday olsaydı ne olurdu?
- Konya’nın Başbakan'a çok müteşekkir olması gerekiyor. Konya açısından çok büyük bir kazanım bu. Ama AK Parti açısından baktığımız zaman İstanbul'dan adaylığını koysaydı en azından oya belli bir yansıması olacağını ifade edebilirdik. Ama Konyalılar olarak bizim müteşekkir olmamız gerekiyor. Sayın başbakan iyi ki Konya'dan aday oldu. Çünkü, İstanbul'dan olsaydı buraya ne bir bakan gelirdi ne de Konya’nın bir muhatabı olurdu. Konya açısından çok büyük bir kazanç ama AK Parti açısından İstanbul'dan olsaydı daha iyi olurdu.
- AK Parti Konya listesinde de değişiklikler oldu. Ahmet Sorgun değişikliği Konya'da nasıl karşılık bulacak?
- Buna basit bir değişiklik olarak bakmamak lazım. Ben giden hanımefendiyi tanımıyorum. 25. dönem vekilleri icraatlarını gösterecek kadar da vekillik yapamadılar. Ama şunu ifade edebilirim, Ahmet Sorgun beyefendi 5 yıl il başkanlığı yapmış ve bir taraftan belediyede bürokrat olarak görev yaparken diğer taraftan toplumun içinde bulunmuş bir insan, yani bizden birisidir. Kendisi talep ederek gelmedi bu göreve. AK Parti'de il başkanlığı krizinden sonra o dönemde Başbakanımız olan sayın Erdoğan'ın talebiyle geldi... O görevi de layıkıyla yerine getirdiği kanaatine sahibim. Kişilik yapısıyla pozitif bir insandır. Milletin bir derdi varsa orada aktif bir şekilde görev almıştır. Konya açısından da büyük bir kazanç olduğunu düşünüyorum. Sayın Sorgun sadece milletvekili olarak değil, ümit ederiz ki bakan olarak da görev yapabilir. AK Parti Konya Teşkilatı'nı bu açıdan tebrik ediyorum.
- Konya'dan MKYK'ya giren isimlerin Konya'ya katkısı ne olur?
- Tabi ki iyi olmuştur ama Başbakan varken onlarında çok fazla değerlendirilmesinin önemli olduğunu düşünmüyorum.
Röportaj- M.Ali Elmacı