ANKARA (AA) - NAZLI YÜZBAŞIOĞLU - Kuveyt'in Ankara Büyükelçisi Gassan Yusuf Abdulbari el-Zevavi'nin eşi Shaike Althaqeb, Ramazan Bayramı dolayısıyla Türkiye, Arap ve İslam ülkelerine iyilik ve güzellikler dilediğini belirterek, "Tüm dünyaya mutluluk diliyorum. Dualarımda Türk halkı da var. Uzun zamandır onlarla yaşıyorum, onları çok seviyorum." dedi.
Kuveyt sefiresi Althaqeb, kızları Hala, Jana ve Sama Zevavi ile Ramazan Bayramı'na nasıl hazırlandıklarını, Türkiye ve Kuveyt'teki bayram geleneklerinin benzerliklerini ve ülkelerinde misafirlere ikram edilen geleneksel hurma tatlısı ile bayram kurabiyesinin nasıl yapıldığını evinin kapılarını ilk kez açtığı AA ekibine anlattı.
Son bir aydır Asya Pasifik Büyükelçi Eşleri Derneği Başkanı da olan Althaqeb, Türkiye'de geçirdiği ramazan ayının ülkesindekini aratmadığını dile getirerek, "Kendimi evimde hissediyorum. Ezan sesini duyabiliyorum, herkes benim gibi oruç tutuyor. Türk dostlarımla iftar yapmanın keyfini yaşadım. Bu ramazanı Türkiye'de geçirmiş olmaktan mutluluk duyuyorum." ifadesini kullandı.
Ankara'daki diplomatik hayatın temposuna dostlarının desteğiyle alıştığını aktaran Althaqeb, "Bana Türkçe de öğretiyorlar. Biraz Türkçe biliyorum. Çok şükür her şey mükemmel. Türkiye'de olmaktan memnunum. Kendimi evimde hissediyorum. Benim için değişen bir şey yok." diye konuştu.
- Türkiye ve Kuveyt'teki ortak bayram gelenekleri
Althaqeb, Kuveyt'te insanların ramazan ve bayram için evlerini çiçeklerle donattığını, etrafa güzel kokular yayan "buhur" hazırladığını belirterek, ülkesindeki bayramları "Bayram sabahı kapımız gelenlere açık olur. Bayramı kutlamak için evimize gelen misafirlerimize tatlımızı, kahvemizi, çayımızı, meyve sularımızı ikram ederiz." sözleriyle anlattı.
Kuveyt'te de bayram sabahlarının Türkiye'deki gibi aileyle karşılandığına ve Türkiye'deki el öpme geleneğine benzer adetleri bulunduğuna dikkati çeken Althaqeb, "Çocuklarımız uyandıklarında benim ve eşimin yanına gelirler. 'Anne, baba bayramınız mübarek olsun.' derler. Elimi ve başımı öperler." dedi.
Bayram günü misafirlerine hurma tatlısının ve Kuveyt bayram kurabiyesinin ikram edildiğini söyleyen Althaqeb, "Türk tatlılarından farklı olarak tatlılarımızda çokça kakule ve safran da kullanıyoruz. Sabahları da kahvemizi kakule ile hazırlıyoruz." ifadesini kullandı.
Söyleşi sırasında kızlarıyla geleneksel Kuveyt kaftanı giyen Althaqeb, aynı özeni bayram sabahında da gösterdiklerini, "Biliyorsunuz, Hz. Muhammed'in (SAV) sünneti doğrultusunda, bayram için iyilik ve güzellik getirsin diye her şeyin yenisi alınır. Bizler, bayram sabahında ve evimizde misafir ağırlarken kaftan giyeriz." diye anlattı.
Bayram dolayısıyla Türkiye, Arap ve İslam ülkelerine iyilik ve güzellikler dilediğini belirten Althaqeb, "Tüm dünyaya mutluluk diliyorum. Dualarımda Türk halkı da var. Uzun zamandır onlarla yaşıyorum, onları çok seviyorum." diye konuştu.
- "Beklediğimden çok daha fazla ortak geleneğimiz var"
Kuveyt Sefiresinin ardından kızları Hala, Jana ve Sama Zevavi de bayrama ve Türkiye'ye ilişkin izlenimlerini paylaştı.
Londra'daki okulundan yeni mezun olan 22 yaşındaki Hala Zevavi, bundan sonra ailesiyle Ankara'da yaşayacağını söyledi.
Türkiye'ye her gelişinde yeni ve daha güzel bir atmosferle karşılaştığını belirten Zevavi, ramazan ayında davulcuların halkı sahura kaldırmasını çok güzel bulduğunu anlattı. Zevavi, Kuveyt'te de çok benzer bir gelenek olduğunu dile getirerek, "Kuveyt'de eski bir kültür vardır. Hala bazı yerlerde bu işi üstlenen biri sokağa çıkar ve şarkı söyleyerek herkesi sahur için uyandırır. Bugünlerde çok fazla olmasa da yine de her yerde bilinir." dedi.
Zevavi ayrıca, Türkiye'de oruç tutan ve tutmayan herkesin eşiyle dostuyla iftar saatinde bir araya gelmesini, ezan sesini aynı sofrada bekleyerek birlikte iftar yapmasını çok anlamlı bulduğunu vurguladı.
Babasının diplomat olması nedeniyle yabancı ülkelerde, birçok farklı din ve kültürden arkadaşlarla büyüdüklerini belirten Hala Zevavi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Müslüman çocuklar olarak genellikle Noel'i kutlayan, Noel Baba geleneği olan Hristiyan ve Katolik çevrelerde büyüdük. Küçükken biz de benzer bir kutlamamız olmasını isterdik. Annem de 'Bayram' diye figür buldu. Bayram sabahı uyandığımızda oturma odamızı oyuncaklarla dolu bulurduk. Birbirimize 'Hadi uyan, bayram geldi' diye seslenir, heyecanla hediyelerimizi açardık."
Bayram yaklaşırken istedikleri hediyeleri "Bayram" figürüne fısıldayarak ilettiklerini, annelerinin gizlice hazırladığı o hediyeleri bayram sabahında bulmanın sevincini yaşadıklarını anlatan Zevavi, kendisinin de ileride çocuklarına bayram sevgisini ve sevincini böyle aşılayacağını söyledi.
Ramazan ayını Türkiye'de geçiren ancak üniversite eğitimi için ailesinin yanından ayrılacak olan 18 yaşındaki Jana Zevavi de "Beklediğimden çok daha fazla ortak geleneğe sahip olduğumuzu gördüm." diye konuştu.
Türkiye'de olmanın kendisini evinde hissettirdiğini belirten Sama Zevavi, bayram heyecanını şöyle dile getirdi:
"Bayram sabahı çok erken kalkarız. Ailemizle, kardeşlerimizle bayramlaşıp birlikte kahvaltı yaparız. Kahve ve tatlıların tadına bakar, aile büyüklerini ya da arkadaşlarımızı ziyaret ederiz. En sevdiğim yanı ise güzel giysiler giyerek saçımıza, görünüşümüze özen göstererek hazırlanmak."
- Kuveyt Sefiresi'nden hurma tatlısı ve bayram kurabiyesi tarifi
Bu arada Kuveyt sefiresi Althaqeb, ülkesindeki geleneksel bayram ikramlarının tarifini vermek için mutfağa girdi.
Elleriyle tatlıyı yapan Althaqeb, çekirdekleri çıkarılan hurmanın içinin fıstık ezmesi ve bisküvi kırıntılarıyla hazırlanan harç ile doldurulduğunu anlattı.
Bu kolay ve lezzetli tatlının bayramlarda ikram edildiğini belirten Althaqeb, Kuveytlilerin "sukkeri" adı verilen tatlıyı sabahları kahveyle tüketmekten de çok hoşlandığını söyledi.
Althaqeb, ayrıca, un, kakule, kabartma tozu, vanilya, safran ve tereyağı ile hazırladığı hamurdan "bayram kurabiyesi" yaptı.
Evde zaman buldukça ailesi için yemekleri kendi elleriyle hazırladığını dile getiren Althaqeb, iki ülke tatlılarının birbirine benzediğine de dikkati çekti.
Althaqeb, "Burada malzemeleri bulmakta hiç zorlanmıyorum ama mesela Japonya'dayken zorlanmıştım. Baklava, kurabiye için Türkiye'de her şeyi marketlerde bulabiliyorum." dedi.
Türk kahvesinin tadını çok sevdiğini, zaman zaman onu da kakule katarak yaptığını kaydeden Althaqeb, kendi özel kahvelerini de çay gibi demlediklerini anlattı.
Althaqeb, "Arap kahvesi, Türk kahvesine göre daha hafif. Üç kaşık kahve ve kakule karışımı koyuyoruz. Kaynadıktan sonra ocağı iyice kısıyoruz ve yaklaşık yarım saat demledikten sonra hazır." diye konuştu.
Aynı zamanda ressam olan Althaqeb, atölyesindeki tabloların da iki ülke kültürüne dair izler taşıdığını anlattı. Althaqeb, Türkiye'de yaptığı resimlerin ilham kaynağının tasavvuf olduğunu sözlerine ekledi.
AA