Peygamberlere verilen ve kıyamete kadar devam edecek olan (Nübüvvet) Sezgi’den başka Evliya, Enbiya Seyyit, gibi Hak Dostlarına da bazı ruhani meziyetler verilmiştir. Bu insanlardan birisi de LÂDİKLİ HACI ELME Ağa’dır. Bundan önceki yazılarımda da zaman zaman bahsettiğim bu mübarek zat Muhabbet deryasında kaynamış çeşitli kerametlerin sahibidir. Mehmet ve Emine den doğma ( 1888 ) doğumludur.
Gençliğinde Makedonya, Yunanistan, Arnavutluk, da cereyan eden savaşlara katılmış, Çanakkale harbine iştirak etmiş, Hicaz cephesinde çöller de savaşmıştır. Sağlığında kendisinin bizlere naklettiğine göre ( GAZZE ) civarında İngiliz kuvvetleri ile savaşırken birliğimiz İngiliz kuvvetlerince pusuya düşürülür, makineli tüfeklerle ateş yağmuruna tutulur, büyük zayiatlar verilir, ölenler ölür, kalan yaralılar arasında Hacı Ahmet Elma da vardır. Çöl sıcağında susuzluktan kıvrandığı sırada ALLAH’A yönelir, kurtarılmayı bekler, bulunduğu yer birliğe üç günlük yoldur., umudunun kesildiği arada KEREM KUDRET sahibi imdada yetişir. Uzaktan bir beyaz atlı belirir, bunlara doğru gelmektedir, Ahmet ağa bu geleni düşman zannederek korkusundan ölüler arasına girerek kendisini ölmüş gibi gösterir. Atlı yaklaşır selam verir, AHMET KALK hitabında bulunur. İsmi söylendiği için başını ölüler arasından kaldırır, beyaz attan inen mübarek zat, Ahmed’in yanına gelir şehit arkadaşlarının arasından çeker çıkartır, elindeki su dolu matarayı verir, susuzluktan yanan Ahmet ciğerine hayat veren, bu sudan kana kana içer. Mübarek zat ellerini Ahmed’in sızlayan yaraları üzerinde gezdirir sızlayan yaraların ağrıları bir anda kesilmiştir.
İŞTE BU MUBAREK ZAT HIZIR ALEYHİSSELAM’dır. O andan itibaren Hacı Ahmet Elma ağa, başka bir âlemin adamı olmuştur. Mübarek zat, Ahmed’i yerden kaldırır atının terkisine oturtur Karargâha doğru yönelir, bir anda ulaştırır, yaklaşınca attan indirir, bir değneğe bağladığı kırmızı bezi birlikteki askerlere doğru sallar gelenlere teslim eder. Ayrılmadan evvel mübarek zata yalvarır, seni ben bir daha görebilirmiyim diye sorar. Aldığı cevap olumludur. ‘ Eğer hak rızası için yaşarsan her zaman seninle beraber olurum’ der ve ilave eder terhis olup memleketine gittiğin zaman ben gelip seni bulacağım merak etme der… Ve BEYAZ ATINA BİNİP BİR ANDA KAYBOLUR.
Çok sürmez memleketi Lâdik’e terhis olup döner. Fakat içinde başlayan AŞK onu daima dağlara dağlara götürür. Issız yerlerde ibadete başlar. Yine bir gün dağlara çıktığı sırada bir Kurt sürüsü ile karşılaşır. Ellerini açar Allah’a sığınır. O anda aç kurtlar ağızlarını havaya kaldırıp ulumaya başladıkları sırada havadan Kurtların üzerine Koyun kuyruğu biçiminde bir yem düşer, Kurtlar havadan düşen bu kuyruk tadındaki yemi yer ve giderler.
İşte böylece aylar yıllar geçer, fakat beklediği misafir gelmez. İşte bu aşkın derdinde iken yazdığı Şiiri hacı Ahmet Elma hazretleri kendi ağzından şu şekilde okumuştur.
BEKLER BU AHMET
BÖYLE Mİ TENBİH ETTİ EVRADI VEREN ÖLÜP DE BİLİRİM TURAB OLMADIN
HAKDAN AYRILIRMI HAKİKAT GÖREN CIHANI GEZDİN ÜCRET ALMADIN.
AŞKIN DOLUSUNU ELİYLE VEREN ŞİMDİYE KADAR GEÇ KALMADIN
ÇIKMIŞ YOLLARINA BEKLER BU AHMET ÇIKMIŞ YOLLARA BEKLER AHMET
…
BİLMEM GÜCENDİN GELMEDİN BANA ÇAĞIRIRIM DERYAYI İLYASA
BU AŞKIN YANGINI BAŞLICA SANA YOKSAÇIKAR GELİR MUSAYI ASA
MEŞGULMUSUN DALDIN DA CIHANA FERYADI DUYAR MUHAMMET İSA
ÇIKMIŞ YOLLARINA BEKLER BU AHMET ÇIKMIŞ YOLLARA BEKLER AHMET
…
BEKLERİM YOLLARI HALA GELMEDİN AH EYLESEM BEN BULURUM SENİ
YANGINLIK NEDEN OLDU BİLMEDİM MEVLAM YARATTI SEVGİLİ BENİ
TEBESSÜMDEN FAZLA GÜLMEDİM TURABA GİRSEM BOŞLAMAM SENİ
ÇIKMIŞ YOLLARA BEKLER BU AHMET ÇIKMIŞ YOLLARA BEKLER BUAHMET
…..
KİMSE BİLMEZ BU AHMEDİN AŞKINI
VERSELER İSTEMEM CIHAN KÖŞKÜNÜ
MAŞUKU ARARIM BURDAN GEÇTİMİ
ÇIKMIŞ YOLLARINA BEKLER BU AHMET..
Aradan on iki yıl geçmişti nihayet bir gün elhamdülillah, hocam gelip göründüler artık dünyalar benim oldu. Demek suretiyle misafirlerini güler yüz tatlı dille karşılar idi hacı ağabeyimiz. Allah rahmet eylesin…
-------------------------------------------------------------------------