Bugün Atatürk’ün İnkılaplarının, Meşrutiyet dönemi ile nasıl bir etkileşim içerisinde olduğunu göstermek için bir batıcının rüyası olarak yazılmış “Pek uyanık bir uyku” başlıklı yazıdan bahsetmek istiyorum. Meşrutiyet dönemine gelindiğinde, artık büyük çoğunluk çağdaşlaşmanın gerektiğini savunuyor, çağdaşlaşmaya engel olarak gördükleri koyu dinî taassup da daha çok eleştirmeye başlanmıştı.
Bu dönemde üç büyük fikir akımı vardı. Bunlar; Batıcılar, Türkçüler, İslamcılar olarak sınıflandırılmaktadır. Bu akımların hepsi de devletin kurtarılabilmesi için değişik ölçülerde olsa dahi çağdaşlaşmanın gereğini kabul ediyorlardı.
Batıcıların yayın organı İçtihat mecmuasında yayınlanan “Pek uyanık bir uyku” başlıklı iki yazıda, Batıcıların bütün istekleri şöyle sıralanmıştır.
Bu istekler M.Kemal'in ilke ve inkılâpları ile karşılaştırıldığında kendisini çok fazla etkilediği anlaşılmaktadır.
- “Bütün şehzadelerle veliahtların tedris ve terbiyelerine son derece dikkat edilecek, zencilerin ve harem ağalarının aptalca telkinlerine nihayet verilecek, genç şehzadeler umumiyetle orduya sokulup orada terakki (yükselmek terfi etmek) edecekler.”
- “Padişahın tek bir zevcesi olacak, cariye istifraş (Padişahın cariye ile beraber olması) etmeye hakkı olmayacaktır.”
- “Fes kamilen defedilip yerine yeni bir serpuş (başlık Şapka) kabul olunacaktır.”
- “Kadınlar diledikleri tarzda giyinecekler,Şeyhülislâm efendiler de çarşaflara dair beyannameler imlâ ve imza etmeyeceklerdir.
- “Kadınlar ve genç kızlar, Müslüman Boşnak ve Çerkezlerde olduğu gibi, erkekten kaçmayacaklardır. Her erkek gözüyle gördüğü, tetkik ettiği, beğendiği ve seçtiği kızla evlenecektir. Görücülük âdetine son verilecektir.”
- “Kızlar için diğer mekteplerden başka bir de tıbbiye mektebi açılacaktır.”
- "Bütün tekkeler ve zaviyeler ilga olunarak varidat ve tahsisatları kesilip maarif bütçesine ilâve edilecektir. Bunlardan üfürükçülük edenler, kalleşlikle ötekini berikini dolandıranlar cezaya çarptırılacaklardır.”
- “Bütün medreseler kapatılacaktır. Süleymaniye Medresesi yerine College de France tertibinden bir ulûm-u edebiye medresesi yapılacağı gibi Fatih Medresesi yerine Ecole Politechnique tarzında diğer bir medrese-i âliye vücuda getirilecektir.”
- “Sarık sarmak ve cübbe giymek yalnız ulema-yı kirama tahsis edilecek, mekatibi âliyei diniyeden şahadetnamesiz olanlar, tefsir ve hadis-i şerif gibi sair din bilgilerinden haberi olmayanlar bu kisvelere bürünemeyeceklerdir.”
- “Evliyaya nezirler yasak edilecek, bu gibi teberrular Donanma ve Müdafa-i Milliye Cemiyetleri kasalarına girecektir.”
- “Ahalinin şer’i şerife mugayir bazı itikatları tashih olunacaktır. Meselâ softaların ve cahil şeyhlerin söyledikleri “Canım, dünya fanî değil mi ya? aza kanaat edip cem-i mal etmeyiniz, Ahirette o altınlar hep derinize yapışacaktır.” anlatımlarına kimsenin inanmaması, bilâkis, israf etmemek şartıyla çalışıp kazanması, zengin olması ve para sarf etmeye alışması temin olunacaktır. Binaların üstüne asılan “Ya hafız” levhası altına bir de herhangi bir sigorta kumpanyasının levhası asılacak ve yangından kurtulmak için bundan böyle hep kagir ev yaptırılacaktır.”
- “Her mahallede mektebe gitmemiş veya gidememiş yaşlılar için amelî (yani ağızdan öğreten) mektepler açılacaktır.”
- Maddede; Osmanlıca’nın olduğu gibi korunması için bir sözlük yazılması ve dilin Arapça ve Farsça’nın yanında Türkçe’ye karşı da korunarak mevcut olduğu gibi kalması isteniyor.
- “Arazi ve Evkaf kanunlarından başlanarak bütün kanunlar ıslah edilecektir “batıcılara göre bu programa aşağıdaki paragraftaki yazılanlarında katılması lâzım gelir:”
“Şeriat mahkemeleri ıslah edilecektir”. “Mecelle ilga veya o derecede tadil edilecektir.” “Mevcut elifba-yi Osmanî atılarak yerine Lâtin harfleri kabul edilecektir.” “Avrupa kanun-u medenisi kabul edilerek bugünkü evlenme ve boşanma şartları tamamıyla değiştirilecektir. Birden fazla kadınla evlenmek ve bir sözle karı boşamak usulleri kalkacaktır” (İçtihat mecmuası, Sayı. 55-57)”.
Bir Batıcının rüyası şeklinde yayınlanan ve beyanname niteliği taşıyan bu yazıya daha sonra Türkiye Cumhuriyetinde yapılan işlerle olan büyük benzerliği nedeniyle bu kadar geniş yazmak istedim. Amacım, Yukarıdaki maddeler Atatürk’ün yetiştiği fikir ortamında savunulmakta olan görüşler olmasından değil, bu görüşler ile Atatürk’ün yaptıkları arasındaki benzerliğin nasıl bir etkileşime sebep olduğunu göstermekti.
Haftaya, ATATÜRK’ÜN DİN VE LÂİKLİK ANLAYIŞI