Bizler ‘yazıp çizerek’ hayatı anlamlı kılmaya çalışırken, bazen hukuki meselelerle de muhatap oluyoruz…
Biraz da bu yüzden benim en yakın çalışma arkadaşlarımdan biri hukukçu kimliğiyle Latif Bey’dir…
***
Hayat böylece ilerlerken gönlünde yatan aslanı ortaya çıkarıverdi…
AK Parti’den milletvekili aday adaylığını açıkladı…
Gazetemizde yazıp çizen halkaya bir de milletvekili eklenirse hiç şaşırmayın.
Bunca kader birliği ettiğimiz arkadaşımız aday olur da bize düşen bir şey olmaz mı?
Hiç değilse Latif Beyi karşıma alıp bir güzel sual eyledim…
Görelim hânım ne söylemiş…
-AK Parti’de şimdiye kadar neler yaptın?
-İşin evveliyatından alayım. 0 km diye tabir edilen siyasetçilerden değilim. Siyasi çalışmalara daha 15 yaşında Refah Partisi’nde başladım. Partinin her kademesinde de çalıştım. RP Selçuklu ve İl Gençlik Kolları Başkanlığı yaptım, RP kapatılıp FP kurulduktan sonra yine İl Gençlik Kolları Başkanlığına devam ettim, ardından FP Meram İlçe Başkan Yardımcılığı görevine getirildim. FP’nin 2000 yılındaki kongresinde “Yenilikçiler” hareketi içersinde yer aldım. Bilindiği üzere, AK Parti’nin ilk görev tevdi edilen teşkilatı da Konya’dır. Burada da 26 yaşında il kurucusu ve de Tanıtım ve Medyadan Sorumlu il başkan yardımcısı oldum. 2002 Genel Seçimlerinde SKM Başkan Yardımcılığı vazifesini yürüttüm. 2003 İl Kongresinde İl Başkan adayıydım. Sonrasındaki tüm genel /yerel seçimlerde Genel Merkez Seçim İşleri Başkanlığının Hukukçu Eğitmenleri içersinde yer aldım.
-Sana başkanım diye hitap edenler var. Neyin başkanısın?
-Yıllar içinde yaptığım vazifeleri biraz önce saydım, sanırım; dostların, sevenlerin dillerinde / zihinlerinde öyle yer etmiş…
-Teşkilatla ilgili bir problemin var mı? Yoksa problem nedir?
-Benim için inandığım değerler ve onu temsil eden tüzel kişilik her şeyden üstündür.
Söz konusu değil böyle bir şey… Fakat siyasette hiçbir zaman dikensiz gül bahçesi olmamıştır, daha iyi olsun ümidiyle yapılan konuşmalar, fikir teatileri, sesli düşünmeler problem oluşturmaz, bilakis problemleri çözmeye yarar.
-İşte sen de aday adayısın. Aday olursan, sonra da vekil, şimdilerde yazarak eleştirdiğin bu AK Parti gömleklilerle ilişkilerinde sorun olur mu?
-Kimseyle kişisel bir sorunum yok, neden olsun ki? Benim derdim; emeğe saygı, AK Parti’nin kapısı, elbette ki tüzüğüyle, programıyla uyuşan herkese açık, kişi gelir önce sandık gözlemcisi olur, mahalle kurulu üyesi olur, ilçe yönetimine girer, denenir, başarılı olursa zaten makamlara talip olması kimse tarafından abes görülmez. Lafım, AK Parti’ye, Başbakan’a olmadık hakaretler yapan, sonra da gelip, vekilliğe sulanan kişilere… Bununla beraber; yıllardan beri canını dişine takıp çalışan, işin aşını bir kenara bırakıp, koşan, partinin akıbeti Başbakan siyasal geleceği dahi belli değilken AK Parti’yi tercih edenlerin yok sayılmasını, kenara atılmasını da kaldıramam / içime sindiremem.
-Niye aday adayı oldun?
-Seçimlerin bitmesiyle, bir dahaki seçime kadar unutulan, yüz çevrilen, aranmayan, işleri önemsenmeyen, yok sayılan teşkilat ve vatandaş yerine;
—Milletvekilini benimsemiş…
—İstediğinde vekiline ulaşabilen…
—İletişim kurmaktan çekinmeyen / çekinilmeyen…
—Sürekli hatırlandığını gören…
—Hiçbir zaman göz ardı edilmeyen…
—İşleri savsaklanmayan, halledilen…
—Ankara’daki milletvekilinin evinin, kendi evi olduğunu bilen…
—Düğününde, ölümünde, mübareğinde, milletvekilini yanında görebilen…
Neticesinde; AK Parti’yi ve milletvekilini, içselleştirmiş / kabullenmiş halin tam tezahürü için…
-Sence Konya’nın nasıl bir milletvekiline ihtiyacı var?
-Belki de birden fazla milletvekili tipine ihtiyaç var, ilki ve en önemlisi; biraz önce bahsettiğim tarzda ve de temsil kabiliyeti yüksek, iletişimi doğru / düzgün vekil tipi, ikincisi de mevzuattan anlayacak, pratik, başı iş götüren, komisyonlarda faydalı olacak bir milletvekili tipi…
-Sen bu ihtiyaçlara cevap verebilecek kişi misin?
-İnanmadığım hiçbir şeyin altına imza atmam, ortaya çıkmam…
-Daha önce bazı isimlerle ilgili benzetmelerin oldu. Kimini padişah yaptın, kimini vezir. O dönemde olsaydık sen ne olurdun?
-Biz ne padişahlığa talibiz ne de vezirliğe, biz Ulubatlı Hasan olmaya niyet etmişiz, vazifesini yapıp, şahadet şerbeti içmeye meyletmişiz, inandıkları için ölmeye, ölüp yeniden dirilmeye iman etmişiz…
-Nasıl bir sonuç bekliyorsun, liste sence nasıl şekillenir?
-Bu soruyu bana bir hafta sonra sor, tam cevabını alırsın…