17 Aralık’ın akabinde…
Vali Aydın Nezih Doğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Konya Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaretinde hazır bulunmak üzere, biraz da erkenden gelince sohbet imkânı doğdu…
Şeb-i Arus gecesine yönelik, ‘davetiye bulamama ve boş koltuk’ polemikleri Vali Bey’in canını sıkmış…
Vuslat Etkinlikleri başlamadan önce, Konya Gazeteciler Cemiyeti’nin de içinde olduğu heyetle konu tartışılmış…
Kapalı sema alanı 3 bin kişilik…
17 Aralık günü biletlerin satılıp satılmaması noktasındaki düşünce anaforu; ‘yarısı satılsın yarısı davetiye için ayrılsın’ şeklinde neticelenmiş.
Ve bin 500 kişiye ayrılan davetiyeler ‘LCV’ notuyla gönderilmiş…
LCV, yani Lütfen Cevap Verin:
Katılıp katılmayacağınızı bize önceden bildirin.
Vali Doğan, törene 1 gün kalmışken bile, kendilerine katılıp katılmayacaklarını bildirmeyenler olduğunu, vazifeli arkadaşların davetiye gönderilenleri arayarak teyit istediklerini, buna rağmen ‘belli değil’ gibi cevaplar alındığını anlattı…
Sonra 1 ya da 2 kişilik davetiyelerle 4-5 kişinin salona girmek istediğinden…
Vali Yardımcılarının ‘burası size ayrılan yer değil’ uyarılarına rağmen oturduğu yerden kalkmayan kişilerden…
Şu sözü çok anlamlı:
Sinemaya gitse 2 kişilik biletle 4 kişi o salona giremeyeceğini bilir; uluslar arası bir organizasyon, sinema filminden daha mı basittir ki, böyle zorlamalarda bulunuyorlar ve görevli arkadaşları zor durumda bırakıyorlar?
Şeb-i Arus, gerçekten de uluslar arası bir organizasyon…
Tabi ki Konya’ya dışarıdan gelmiş olanların ağırlanması ve onlara mahcup olunmaması çok daha önemli.
Fakat Konya’nın da bu etkinliklerden tastamam soyutlanması olmaz.
Yani Konya’daki etkinliğin kapılarını Konyalıların yüzüne de kapatamazsınız…
Daha çok diyalogla, daha mutmain sonuçlar elde edilebilir, diye düşünüyorum.
Bir de sanırım şu ‘LCV’ konusunda çok daha hassas olmamız gerekiyor.
***
BİR ÖNERİM OLACAK
Malum; tiyatro ve sinema filmi gösterimlerinde ‘gala gecesi’ düzenleniyor.
Konya Tiyatrosu da, Konya’daki bürokratlardan gazetecilere, akademisyenlerden sivil toplum temsilcilerine, daire başkanlarına kadar tüm oyunlarına ön gösterim davetiyesinde bulunuyor.
Misal:
22 Aralık’taki ‘İbiş’in Rüyası’na davetliyiz…
Bu gibi; Vuslat Etkinlikleri’nin ilk gününü ‘gala gecesi / ön gösterim’ haline getirsek…
Vali Bey, Büyükşehir Belediye Başkanı, ilçe belediye başkanları, kaymakamlar…
Yazarlar, çizerler, sanatçılar, akademisyenler, siyasi partilerin temsilcileri…
Derken, Konya’da ‘kale alınması gereken ne kadar kişi varsa’ bu ön gösterim gecesinde bir araya gelebilir.
Yine ilk gün mesajları; bu gecede verilir.
Hatta… Kültür ve Turizm Bakanı da bu açılış gününe teşrif eder, programları açar ve konuşma yapar… Kültür ve Turizm Bakanı gelmezse bir başka bakan…
Vereceği mesaj da Şeb-i Arus gecesi Cumhurbaşkanı-Başbakan gibi katılımcıların konuşmaları yüzünden gümbürtüye gitmez.
Hatta, Vali Bey’in, Büyükşehir Belediye Başkanının da konuşmaları böylece gelenekselleşir, kayda geçer. Sonra yine Şeb-i Arus’ta kim yer alacaksa/alması gerekiyorsa ayrıca yer alır.
Bu fikre ne dersiniz?
LCV.