Milletvekilliği Lokman Ayva’nın gözünü açmış!
Lokman Ayva. İstanbul AKP milletvekili.
Aynı zamanda görme özürlü.
Yani biz onu tanıdığımızda öyleydi.
Ancak geçtiğimiz günlerde Kral TV’de yayınlanan “Sürmanşet” adlı programda bir mucizeye tanık olduk.
Programda TURSAB’dan bir yönetici, deniz feneri programı sunucusu Uğur Aslan ve köşe yazarı Ayşe Önal da konuk olarak katılıyorlardı.
Konu “engelliler” di.
Konu engelliler olunca tabii ki konuklar da bu konuyla bir şekilde ilgili.
Bu konuyu kendine dert edinen kimseler.
Ayşe Önal’ın kaza sonucu engelli olmuş bir kızı olduğunu biliyoruz.
Uğur Arslan sanatçı diye tanıtıldı.
Onun sanatçı yönünü pek bilmiyorum. Ancak Deniz Feneri gibi bir büyük yardım kuruluşunun ekranlardaki yüzü.
Deniz Feneri’ni pek çok kişi takdirle karşılıyor. Pek çok kimse ise, onun göstere göstere yardım etme anlayışının “etik olmadığını” söylüyor. Hatta daha da ileri giderek deniz fenerinin ekrandaki yardım tarzına eleştiri getiriliyor.
Yardım yapılanların afişe edildiği için onurlarının kırıldığı ve bu hizmetin yara aldığı söyleniyor.
Bunlar üzerinde düşünülecek, tartışılacak mevzuular.
Bu konuyu başka zamanda muhakkak irdelememiz gerektiğini düşünüyorum. Deniz Feneri yöneticileri de düşünmeli.
Bu kadar çok yardım yapan deniz fenerine sesleniyorum.
Adıyaman’lı Ökkeş Abi aylardır sizden akülü araba bekliyor.
Nerede Ökkeş Abi’nin akülü arabası?
****
Deniz Feneri bir yana bu programda en çok da Lokman Ayva’ya kafayı taktım.
Çünkü “Değişmek” kelimesinin bu kadar somut bir şekilde tezahür ettiğini onda gördüm!
Pek çok siyasi parti liderinden, siyasetçiden bu kelimeyi çok duyuyoruz.
Onlar “değiştim” diyorlar.
“O ideolojiyi, o dünya görüşünü tanımıyorum. Onlar eski, ilkel geri düşüncelerdi. Artık ben başka bir şeye inanıyorum” diyorlar.
Ben Lokman Ayva’nın konuşmalarını duyduktan sonra bunun çok doğal olduğunu düşünüyorum.
Evet, insanlar fikirlerini, inançlarını değiştirebilirler. “Dün dündür, bugün bugündür” diyebilirler.
Fakat Lokman Ayva çok daha ileri gitmiş.
O adeta bir mucizeyi gerçekleştirmiş.
Bu programda sanki gözleri görüyordu Lokman Ayva’nın!
Ayşe Önal’ın “Havaalanlarında özürlülere kolaylık sağlanmadığı” şeklindeki yorumuna “VİP” yolcusu olduğunu kastediyor ve “ben bu zorluğu yaşamıyorum” diyor gülerek.
Ayşe Önal da “ya bizimle dalga geçiyorsunuz, ya da siyasetçi olmuşsunuz” mealinde bir cümleyle karşılık veriyor.
Gözü gören biri gibi davranıyordu.
Engellilerin işsizliğinden, yaşama şartlarının ne denli zor olduğundan bihaber bir tavır içinde onu seven biri olan benim de sinirlerimi bozacak bir keyifle soruları “siyasetçi” kimliğiyle cevaplıyordu milletvekili Lokman Bey.
Şimdi soruyorum, Lokman Ayva’ya.
“Ben bu zorluğu yaşamıyorum” derken, “Bütün görme özürlüler milletvekili olursa gözleri açılır, ya da bütün ortopedik özürlüler milletvekili olursa, koşa koşa yürür” mü demek istiyorsunuz!
Evet, ben bugüne kadar pek çok kişinin bürokrat olduğunda, milletvekili olduğunda değiştiğini görmüştüm.
İdeolojisini, arkadaşlarını, eş dostunu tanınamazlıktan geldiğini görmüştüm.
Ancak hiç birinin “kendini tanımadığını, kendini tanımazlıktan geldiğini” hatırlamıyorum.
Bir sihirli değnek dokunmuş, olan olmuştu.
Bir mucize gerçekleşmiş ve milletvekili olduktan sonra Lokman Ayva’nın gözü açılmıştı.
Darısı tüm görme özürlülerin başına!