Bilim Merkezleri ile ilgili yazmaya, şimdilik, devam edelim. Şimdilik diyorum çünkü gazete okurları için bu konunun ilgi çekip çekmeyeceğini bilmiyorum. Yapmış olduğum araştırmadan kısa notları, gündemle de örtüştüğü için, sizinle paylaşmaya devam ediyorum.
Bilim Merkezleri, yükseliş-yayılış eğilimi ve içeriğindeki farklılıklar ile klasik müzelere modern bir alternatif olarak görülmektedir. Klasik müzelerin alanlarına göre sergiye dayalı pasif iletişim ve bir yerde daha fazla uzmanlık ve ilgi gerektiren yapısının ötesinde bilim merkezleri sergilerin dışında ziyaretçilerine sunduğu interaktif etkileşim öğrenme ortamı ile ziyaretçilerin daha fazla ilgisini çekiyor.
Literatürde Bilim Merkezleri, içerikleri/ yapılanmaları ve amaçları gözönünde bulundurularak yapılan değerlendirme sonucu, insanın koleksiyon yapma, sınıflandırma, deneme ve anlama tutkusunun kesişme noktasında “üçüncü nesil müze” olarak tanımlanıyor.
Dünyanın ilaç devlerinden Bayer 1998 yılında bir araştırma yaptırmış. 1400 bilim adamı ve araştırmacının mesleki tercihlerini etkileyen sebepler sorulmuş. Araştırmaya göre Bilim adamlarının kariyer tercihleri üzerinde etkili ve ilham verici olan şeyler arasında ilk beşin içinde Bilim Merkezleri de var. Diğer faktörler ise, aile, fen bilimleri öğretmenleri ve sınıfları, laboratuvarlar, bilimsel temalı oyuncaklar ve medya olarak sıralanmış.
Dünya üzerinde 500’ün üzerinde Bilim Merkezi faaliyet gösteriyor. Bunun ezici çoğunluğu Kuzey Amerika’da kurulmuş. Amerika’daki her eyalette en az bir tane Bilim Merkezi var. Bu açıdan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının önümüzdeki süreç içerisinde her ile bir Bilim Merkezi projesini çok önemsiyorum. Tübitak Desteği ile yapılan ilkinin Konya’da yapılması ise büyük bir şans. Bunun kıymetinin henüz yeterince bilindiği ya da yeterince takdir edildiğini düşünmüyorum. Neden onu da bilmiyorum. Neyse, devam edelim.
2012 yılı verilerine göre Amerika’da 385, Avrupa’da 49, Kanada’da 15 Arap Ülkelerinde 8, Çin’de 4, Türkiye’de 2 adet Bilim Merkezi faaliyet göstermektedir. Konya Bilim Merkezi ile birlikte Avrupa’daki sayı 50 olmuş oluyor.
2010 yılı ziyaretçi istatistiklerine göre en çok ziyaret edilen Bilim Merkezi Fransa’da 5,000,000 kişi, İngiltere’de 2,700,000 kişi, Çin’de 2,500,000 kişi, Tayvan’daki Bilim Merkezi 2,050,790 kişi ve Şikago’daki Bilim Merkezini 1,605,020 kişi ziyaret etmiş.
İlk kurulduğunda girişi ücretsiz olan Londra Bilim Merkezi daha sonra kendi faaliyetlerini finanse edebilmek için giriş ücreti almaya başlıyor. Ziyaretçi sayısında görülen azalma üzerine 2001 yılında bu politikasını değiştiren ve halen de giriş ücretsiz olan Bilim Merkezinin ziyaretçi sayısında %150 artış görülüyor.
Dünya üzerindeki Bilim Merkezlerinin %94’üne giriş ücreti ödeniyor. Giriş ücretleri ise 1 dolar ile 30 dolar arasında değişiyor. 2011 yılı istatistiği bilgilerine göre ise ortalama 10 dolar giriş ücreti ödeniyor. Bunun dışında düşük gelirli ziyaretçiler için girişi ücretsiz olan “müze günleri” düzenleniyor. Bu şekilde alt gelir grubuna sahip insanlara da Bilim Merkezlerini ziyaret imkanı tanınıyor. Konya Bilim Merkezine bir ücret ödeniyor mu ya da ödenecek mi bilmiyorum.
Tatil ve boş zamanlarımda, 300.000’nin üzerinde görülmeye değer eserin bulunduğu Londra Bilim Merkezinin ziyaretçi istatistiğinin artışına aile olarak katkıda bulunmaktan fazlasıyla mutluyum. İçine girdiğim zaman kendimi kaybettiğim bir yer Londra Bilim Merkezi. Hakkını vererek yapılan bir gezi için bir gün yetmiyor. Bilim Merkezinin düzenlemesi, olumlu anlamda, sizi dışarıya çıkarmamak üzere kurgulanmış. Bütün ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyorsunuz. Özellikle okulların tatil olduğu günlerde içeriye girmek için uzun kuyruklarda yaklaşık iki saat beklediğimizi hatırlıyorum. Dilerim Konya Bilim Merkezi de böyle bir rağbet görür.