ZONGULDAK (AA) - FERDİ AKILLI - Zonguldak'ta ABD'de lösemi tedavisi görürken 13 yaşında hayatını kaybeden Eren Çöğendez'in ailesi, çocukların adını, yapımına öncülük ettikleri 6 kütüphane, laboratuvar ve oyun odası ile oluşturdukları hatıra ormanıyla yaşatmaya çalışıyor.
Henüz 8 yaşında yakalandığı bağırsak kanserinden kurtulduktan 2 yıl sonra lösemi teşhisi konulan ve ABD'deki Duke Üniversitesi Hastanesinde 21 Aralık 2006'da yaşamını yitiren Çöğendez'in ailesi, çocuklarının anısını kalıcı projelerle yaşatarak acılarını hafifletmeye çalışıyor.
Yaklaşık 10 yıldır Eren Çöğendez adına konser düzenleyen ve sergi gibi etkinliklerin yanı sıra açtıkları stantlarla gönüllüler aracılığıyla çeşitli ürünler satılmasını sağlayan aile, çocukları adına bir okul yaptırmanın hayalini kuruyor.
Acılı anne Melahat Çöğendez ise edindiği tecrübeleri, oğlunun yaşadığı zorluklara rağmen son güne kadar kaybetmediği "yaşam sevincini" kanser hastalarına ve ailelerine anlatarak onların yaşama tutunmaları için gayret gösteriyor.
Ev hanımı Çöğendez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2001'de karın ağrısı şikayetiyle hastaneye yatan oğlunun bağırsak kanserine yakalandığını öğrendiklerini söyledi.
Hastalığı ilk duyunca herkes gibi büyük üzüntü yaşadığını anlatan Çöğendez, "İlk gün benim için zor olsa da 'hemen toparlanmamız lazım' dedim. Oğlum 4,5 ay gibi bir sürede iyileşti. Yaklaşık 2 yıl sonra başka bir tanıyla yani lösemiyle tanıştık. Löseminin yüzde 99 vücudunda olduğunu öğrenince üzüntümüz artarak tekrarlandı." diye konuştu.
- "Oğlunun her doğum gününde etkinlikler düzenliyor"
Çöğendez, kansere yakalanan kişi ile ailesinin ilk yaptığı şeyin "yıkılmak" olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu aşılabilir ve kanser yenilebilir. Oğlum bunu bir kez başardı. İlik nakli için de ABD'ye gittik. Oraya gittiğimizde bize 'Hemen ilik nakli yapamayız. Eren'in tedavi olması gerekiyor' dediler. Daha sonra ilik nakli oldu ancak her şey yolunda giderken hayatını kaybetti. Eren, okumayı çok seviyordu. Hayata çok bağlıydı. Biz de 'neden oğlumuzun adını farklı bir şekilde yaşatmıyoruz' diye düşündük. Okullarda kütüphaneler oluşturmaya başladık. Daha sonra hatıra ormanı ve laboratuvar projesini hayata geçirdik. Sosyal projelerin masraflarını karşılayabilmek için oğlumun 20 Nisan olan doğum gününde çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Sergiler ve konserler düzenleyip, açtığımız stantlarda simit bile satıyoruz. Yaptığımız etkinlikler sayesinde bir hatıra ormanı, 6 kütüphanemiz ve bir fen laboratuvarı ile oyun odası oluşturduk."
- "Hep bir umudun olduğunu anlatıyorum"
Yaptıkları sosyal projelerde kanser konusunda farkındalık da oluşturmayı başardıklarını anlatan Çöğendez, bu kapsamda kanser hastaları ve ailelerinin kendisine ulaştığını, edindiği tecrübeleri onlarla paylaştığını söyledi.
Çöğendez, evladını kaybetmiş bir anne olmasına karşın "hep bir umudun var olduğunu" insanlara aşılamaya çalıştığını vurgulayarak "Kansere yakalanan çocuklar ile aileleriyle, doktor arkadaşlarımız veya tanıdıklarımın vasıtasıyla tanışıyorum. Bir dönem bu konuyla ilgili bürom da vardı. Kanserle mücadele ağır bir süreç olduğu için yorgunluklar ve kırılmalar olabiliyor. İnsanlarla konuşarak sosyal faaliyetlerin içerisinde yer almalarını sağlıyorum. Özellikle ailelere yaşama tutunmaları konusunda tavsiyelerde bulunup deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Çünkü Eren, son güne kadar hep neşe içinde, hayata sımsıkı bağlı bir çocuktu. Biz bunu başarmıştık." şeklinde konuştu.
Kocaeli'nin İzmit ilçesinde bir babanın kolon kanseri oğlunu öldürdüğünü duyunca çok üzüldüğünü anlatan Çöğendez, babanın yaşadıklarını herkesin anlayamayacağını, oğluna duyduğu sevginin bir sonucu olarak bu olayın yaşandığına inandığını ifade etti.
Melahat Çöğendez, önümüzdeki yıllarda Eren Çöğendez adına okul yaptırmak istediğini, bu konuda da sosyal projeler geliştirmeye çalıştıklarını kaydetti.
AA