Çok hoş bu AKP. Herkesin ak dediğine kara derken şimdi herkesin kara dediğine ak diyor. Başbakan birkaç gün önce MKYK’da Lübnan’a asker göndermenin faydalarını anlatırken bu dünyada ne olduğunu anlayamadıklarından farklı gözle bakanlar değişik sesler çıkarmış. Lübnan’a asker göndermeyelim gibi. Bu adamlar vaktinde Irak’a da asker göndermemeyi meziyet sayıyorlardı. Hatırlarsanız tezkere geçmedi diye bayram edenler de bunlardı. En fazla kendilerini savundukları konuda evlatlarımız ölmesin gibi duygusal ama devlet hayatında olmaması gereken hezeyanlardı. Şimdi haklılar ama başarılı olamayacaklar.
Kandil dağı dururken Lübnan’a asker göndermenin anlamsızlığını ben de kabul ediyorum. Kuzey Irak’a vaktinde girse idik bu bir vatan görevi olacaktı. Şimdi karşılaştığımız sıkıntılar olmayacağı gibi, terör olayları da bitecekti. Lübnan’a asker göndererek sıkışan İsraili rahatlatma çabalarını kabullenmek zor. Üstelik sınır karakolunu taciz etti diye İran’ın, başında bu kadar dert varken Kuzey Irak’a Çarşamba günü girip askeri hareket başlattığını da dikkate alınacak olursa Lübnan’a gitmenin Dimyata gitmekten farklı olmadığı da ortada.
Bu tartışma bir gerçeği ortaya çıkarıyor. Dünyada neler olup bittiğinden en az haberdar olan parti bu AKP. Daha da önemlisi AKP de, bu karara karşı çıkanlar partinin vizyonundan habersizler. Niçin kurulduklarını, nasıl iktidarda kaldıklarını anlamaktan acizler. Bir Bakanın “ bu ülkede oy alarak iktidar olunmaz” diye bir sözü de varken. Gerçekten de Erdoğan ve ekibini kutlamak lazım. Nasıl böyle bir kadro kurdunuz diye. Ve bu kadroya nasıl tahammül ediyorsunuz diye.
Başbakan MKYK’da konuşuyor. Dikkat edin cümleler çok önemli. “ Eleştirilere yanıt veren Erdoğan, Türkiye'nin bölgede aktif görev almasının önemine dikkat çekti. Türk askerinin barış gücünde yer alacağını bildiren (iş bitmiş sözler verilmiş, meclis kararı lafı hikaye) Başbakan, daha önce Afganistan ve Somali görevlerini hatırlattı. Sözü 1 Mart 2003'te TBMM'den geçmeyen tezkereye getiren Erdoğan şunları söyledi: "Bölgede aktif olmamız lazım. Irak'ta görev alsaydık, söz sahibi olurduk. Kontrolü elde tutardık. Tezkere geçseydi, PKK Kuzey Irak'ta bu kadar olmazdı, Irak'ta bu kadar kan dökülmezdi.”
Bu doğru cümleyi söylemek için Başbakanın bu kadar yıl beklemesini anlayamadım. Eğer bunu sabır olarak anlatacaksa sabır taşı bile buna dayanamazdı. İyi dayanmış gerçekten. Ama ben samimi bir itiraf olarak görmüyorum. Düşünce yayınlarından o günlerde çıkan bir kitapta cümleler başka türlü yazılmış. Başbakan, Fındıkçı danışmanı ve Almanya Başbakanı Schröder’in yaptığı üçlü toplantıda Recep Beyin, Alman Başbakanı’na “hiç merak etmeyin tezkere geçmez. ABD’yi oyalıyoruz dediği yazılı.” Şu ana kadar yalanlanmadığına göre bu sözleri doğru kabul etmek ve Recep Beyin samimiyetinden şüphe etmek zorundayım. O gün söyledikleri doğruydu. Bugünkü günü kurtarmak. Bunun aksi olmuş da gerçekleri öğrenmiş ise işte buna eyvallah deyip şapka çıkarmaktan başka bir şey yapılamaz. Siyasette bilmediğini öğrenmek ve bunu söylemek bir erdemdir.
Bu arada AKP hükümetinin Lübnan olaylarında tartışılacak tavırları da var. Mesela 17 Ağustos Hürriyet gazetesinde Fatih Çekirge’nin yazısında aktardığı bilgi bunlardan biri. Çekirge, İsrail’in talebiyle iki İran kargo uçağının Lübnan’a silah taşıyor iddiasıyla Diyarbakır’a indirildiğini yazıyor. Bunu doğru bir karar olarak algılamak mümkün denebilir. Hava sahamızı silah taşımalara karşı kullanılmasından rahatsız olabilirsiniz. Öyle ise İncirlik üstünden taşınan silahlara ne diyeceksiniz. AKP hükümeti, geçen hafta İncirlik’ten TIR’larla çıkarılan askeri mühimmatın ne içeriğini ne de gittiği yeri sorgulayamamışken İsrail’in talebiyle İran kargo uçaklarını Diyarbakır’a inmeye zorlamışsa bu dikkate değerdir. Zorla indirilen uçaklar aranmış ama içinde silah bulunamamış. Ama bütün dünya İncirlik’ten hava yolu ile Kıbrıs’a götürülen ihtiyaç fazlası askeri malzemenin İsrail’e gönderildiğini biliyor. O zaman AKP hükümeti, İsrail’in Lübnan’a saldırılarını kolaylaştırıcı bir rol üstlenmiş demek ki!
Çok şeylere gebe olan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra düşük yapan kabinenin kararlılığını şimdi test etme zamanı. Ülkede her gün teröristler tarafından öldürülen vatan evlatları için bile Kuzey Irak’a girme cesaretini göstermeyenlerin, İsrail için, tampon görevi görmek için ne kadar hevesli olduklarını test edeceğiz. Lübnan’da karizması çizilen İsrail’in kendini savunmak için oluşturduğu hatta ne kadar destek olacağımızı da göreceğiz. Nur topu gibi vahşeti doğan BOP’un eş başkanının bu desteği her halde unutulmayacak. İlk tezkereye hayır diyip ikincisinin çıkması için birbirlerini ezen AKP nin, Lübnan konusunda alacağı karar, yaklaşan seçim için iyi bir referans olacak.