Eskişehir'in önemli simgelerinden lüle taşının ustalarından biri olan Erol Güler, gençlerin bu sanatı öğrenme heveslerinin arttığını belirterek, "Bu sebeple lüle taşı sanatkârlığının kaybolmaya yüz tuttuğunu düşünmüyorum" dedi.
Eskişehir'de lüle taşının madeninin bulunduğu Taycılar köyünde doğmuş olan Güler, mesleğinde çekirdekten yetişme ve 1988-1991 yılları arasında 2. Lületaşı Okulunu bitiren ustalardan birisi olduğunu söyledi. Lüle taşının çok detaylı incelikleri olduğundan bahseden Güler, tespih, kolye, küpe ve birçok takı ve dekoratif ürünü yapabilme kapasitesine sahip insanlar olduklarını söyledi. Öğrenciler yetiştirmek için ellerinden geleni yaptıklarını ifade eden Güler, "Bazen halk eğitim kurumlarında, bazen de gönüllü olarak yanımıza gelen öğrencilerimi yetiştirmeye çalışan insanlarız" diye konuştu.
"Sanatın kaybolmaya yüz tutacağını düşünmüyorum"
Yaptığı sanatın geleceği hakkında konuşan Erol Güler, "Her ne kadar kaybolmaya yüz tutmuş meslekler grubunda olsa da veya lüle taşının rezervi bitiyor dense de öyle bir şey yok. 2007 yılına kadar sıkıntı yaşadığımız dönemler oldu. 2005-2007 yılları arasında bıçaklarımızı bırakacak seviyede düşüşler yaşadık. Ancak 2007 sonrasında Eskişehir'in turizme açılması, bizim buralarda işletmeler açmamız ve sanata yüklenmemiz çok faydalı oldu. Şu anda gençlerinde öğrenme hevesini görmemiz sebebiyle çok da kaybolmaya yüz tutacağını düşünmüyorum" şeklinde konuştu.
"Ustalarımız çok ve hepsi de yardımcı olabilecek kapasitedeler"
Son dönemde gençlerin mesleğe karşı ilgisinin yüksek olduğunu dile getiren Güler, "Bu işi yapıp para kazanacaklarına inanan, bunu gönülden isteyen arkadaşlarımız gerçekten çoğalmaya başladı. Biz de bunları öğretmekten gerçekten mutluyuz. Bu şekilde bizden sonraki nesillere aktarabileceğimiz bir kapasiteye ulaşabileceğimizi inanıyorum" diyerek düşüncesini belirtti.
Konuşmasının devamında lüle taşı sanatkârlığına hevesli gençlere tavsiyelerde bulunan Erol Güler, "Gençlere tavsiyem öncelikle okullarını okumaları, eğitimlerine önem vermeleridir. Ancak boş vakitlerinde "sokaklarda geziyim" demesinler. Ustalarımız çok ve hepsi de yardımcı olabilecek kapasitedeler. Eskişehirli olsun ya da olmasınlar, gelsinler bir ustanın yanına ve bir ürün çıkarmaya çalışsınlar. Umuyorum ve inanıyorum ki yaptıkları işleri yurt dışında sergileyebilecek seviyeye ulaşabileceklerdir. Bu onları mutlu edecektir. Boş gezen, boş insandır. Gelsinler bir şeylerle uğraşsınlar" dedi.