ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Mamak 28. Piyade Tugay Komutanlığına bağlı tank taburu personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 63 kişinin yargılandığı davaya, sanıkların cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık eski uzman çavuş Süleyman Kırsever, Genelkurmayın emniyeti alınacağı söylendiği için kışladan tankla çıktıklarını söyledi.
Genelkurmaya geldiğinde telefonunda 100 kadar arama gördüğünü, asker ve sivil tanıdıklarını aradığını anlatan Kırsever, ne olduğunu öğrendikten sonra kaçmanın yollarını aradığını ancak başaramadığını iddia etti. Kırsever, polisle irtibata geçildiğini öğrendikten sonra 45-50 tankçı personelle bir yerde bekleyip ardından emniyet mensuplarına sığındıklarını dile getirdi.
Kışladan çıkıp Genelkurmaya gidinceye kadar tankın kapaklarını kapatmadığını, hiçbir araca ya da cana zarar vermediğini öne süren Kırsever, beraatini talep etti.
Sanık eski uzman çavuş İlhami Aytemiz de üzerine atılan suçları kabul etmediğini, bu suçları işlediğine dair tanık beyanı da bulunmadığını söyledi.
Taburda depocu olduğunu ifade eden Aytemiz, olay gününe kadar tank veya herhangi bir zırhlı araçla dışarı çıkmadığını savundu.
Aytemiz, gelen mesajlar üzerine kışlaya gittiğinde, bölük astsubayının depoların kontrolünü yapmasını söylediğini ancak bölük komutanının "tanka bin" emri verdiğini öne sürdü.
"O gecenin başından polise sığındığım ana kadar verilen ilk ve son emir de bu oldu. Bu emir de benim 21 aydır cezaevinde kalmama sebep oldu." diyen Aytemiz, tankta oturacak yer olmadığından ayakta durduğunu iddia etti.
Aytemiz, telsiz başlığı bulunmadığını, karanlıkta beklediğini ve dışarıyı görmediğini, tankın varış noktasında araç içinde beklediğini iddia ederek, darbe girişiminin hiçbir sahfasında bulunmadığını ileri sürdü.
"Kimsenin canına, malına zarar vermedim. Masumum ve suçsuzum." diyen Aytemiz, beraatini istedi.
- Komutanın emriyle ileri-geri gidip dijital materyalleri ezmiş
Sanık eski uzman çavuş Vedat İpek de savunmasında Genelkurmaya saldırı olduğu gerekçesiyle geldiklerini ancak kandırıldıklarını anlatı.
İpek, "Nuri Büyükyazıcı hayatımızı çalsın diye asker olmadık. 15 Temmuz'da karar alanlar bedelini ödemeli. Bir gecede birkaç saatte verdikleri emirlerle beter ettiler bizleri. 'Komutanlar doğru söyler, kandırmaz, ihanet etmez.' Bizlere verilen mutlak itaatin karşılığında bunu düşünmek bile suçtu. Komutanın karşısında esas duruşunu bozma, gözlerine bak, 'emredersiniz' diye bağır ve itaat et." diye konuştu.
Başını ve sonunu bilmediği bir ihanetin içine atıldığını öne süren İpek, eline bir silah, mermi dahi almadığını, hiçbir canlının kılına zarar vermediğini, darbe kastıyla hareket etmediğini iddia etti.
İpek, "Suç işleme kastıyla kışladan çıkmadım. Suçsuzum ve mağdurum." diyerek beraatini talep etti.
Mahkeme Başkanının hard disk ve dijital materyallerin ezilmesinde tankı kimin yönlendirdiğini sorması üzerine İpek, önce tabur komutanı Büyükyazıcı'nın yaptırmaya çalıştığını, o beceremeyince bölük komutanı Hüseyin Nişancı'nın ileri-geri yapması için klavuzluk yaptığını öne sürdü.
Duruşmada sanık eski astsubay Rıfat Gökçen, eski üsteğmen Mahmut Onur Uçar, eski uzman çavuşlar Mehmet Levent Özer, Uğur Özel ve Sinan Karışmaz ve Ercan Yalçın da cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
Duruşma yarına ertelendi.
AA