Marmara Depremi'nin 18. yılı

İMO Yönetim Kurulu Başkanı Gökçe:- "Kentlerimizde bulunan boş alanları, dere yataklarını, dolgu alanlarını yapılaşmaya açmamak gerekiyor"- "Nüfusu 1 milyonun üzerinde 11 büyük kent ve ülke nüfusumuzun yüzde 70'i deprem tehlikesi altında bulunuyor. Yine bü

BURSA (AA) - TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe, "Kentlerimizde bulunan boş alanları, dere yataklarını, dolgu alanlarını yapılaşmaya açmamak gerekiyor." dedi.

Gökçe, İMO Bursa Şubesi tarafından Marmara Depremi'nin 18. yılı dolayısıyla düzenlenen toplantıda, yapı stoğu durumunun 1999'dan daha iyi olmadığını ve deprem riskinin devam ettiğini söyledi.

Ülke için 17 Ağustos Depremi'nin milat olduğunu belirten Gökçe, ''Gölcük merkezli deprem kuzeyden güneye, doğudan batıya her aileye az veya çok ölçüde dokundu. Büyük bir ekonomik kayıp ortaya çıktı, binlerce insan evsiz ve işsiz kaldı. Kent merkezli ve büyük bir deprem olarak tarihe geçti. Ülkemizi ve kentlerimizi yönetenler deprem gerçeğini yeni anladıklarını ifade ettiler." diye konuştu.

Depremin bir doğa olayı olduğunu, bu gerçeğin kabul edilerek bilimin ve mühendisliğin gereklerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Gökçe, ülke topraklarının yüzde 92'sinin deprem tehlikesi altında, yüzde 66'sının ise birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde yer aldığını dile getirdi.

Gökçe, deprem tehdidinin boyutlarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Nüfusu 1 milyonun üzerinde 11 büyük kent ve ülke nüfusumuzun yüzde 70'i deprem tehlikesi altında bulunuyor. Büyük sanayi tesislerinin yüzde 75'i de deprem tehlikesi altındadır. Üstelik bu tesisler Doğu Marmara'da toplanmıştır. Ülkemizin topraklarında 1900'lü yılların başından günümüze kadar 30'a yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 binden fazla insan hayatını kaybetmiş, binlerce insanımız yaralanmış, binlerce yapı yerle bir olmuş veya önemli ölçüde hasar görmüştür."

Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın ürettiği tarihsel depremlere bakıldığında, büyüklüğü 7 ve üzeri olan sarsıntıların yaklaşık 250 yıllık dönemlere denk geldiğine işaret eden Gökçe, 1766 depremi dikkate aldığında İstanbul için 250 yıllık periyoda ulaşıldığını, Bursa için de bunun yaklaştığını söyledi.

Tarihsel dönemlere bakıldığında Bursa'da 7 ve üzeri depremler yaşandığının görüldüğünü, bu nedenle kentin her zaman büyük sarsıntılara hazırlıklı olması gerektiğini belirten Gökçe, "Ne yazık ki Bursa da diğer illerimiz gibi mühendislik hizmeti almadan büyüyen, bilimsel bilgi ve planlama hükümlerine uymadan üretilen yapı stoku nedeniyle deprem riski taşıyan bir kenttir." dedi.

- "Deprem sonrası toplanma alanı planlamak gerekiyor"

Kentlerin, doğanın kuralları, yerel özellikler, bilim, bilgi ve planlamanın ön planda tutularak geliştirilmesi gerektiğini anlatan Gökçe, "Kentlerimizde bulunan boş alanları, dere yataklarını, dolgu alanlarını yapılaşmaya açmamak gerekiyor. Sıcaktan bunalan insanların serinleyebilecekleri yerleri koruyup, deprem sonrası toplanma alanı ve çadır kurulacak yer olarak planlamak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul'da yaşanan sel felaketine de değinen Gökçe, şu ifadeleri kullandı:

"Kent topraklarının tümünü betonlaştırırsanız, toprağın doğal drenaj yapısını bozarsanız, yağmur suyunu emecek toprak olmaz ve böylece sel baskınları kaçınılmaz olur. Kentleşme ve imar konularında yapılan rant odaklı uygulamalar, doğal olan yağmur olayını afete dönüştürüyor. Bugün kişi başına 1,5 metrekare yeşilin olduğu, ağacın, ormanın ve su havzalarının yok edilerek boş alanların betona teslim edildiği bir kentle karşı karşıyayız. Bu kent 7 ve üzeri deprem bekleyen İstanbul'dur."

Çevre illerin İMO şube başkanlarının da katıldığı toplantının ardından davetliler, Marmara Depremi'ni anlatan resim sergisini gezdi.

AA

Gündem Haberleri

Depremde vefat eden 408 öğretmenin ismi anıtta yaşatılacak
Enes Güran’ın gözünün altındaki iz, diş izi mi?
Tüm yurt kardan nasibini aldı
CHP Kazandı Kıymete Bindi
Karı gören Ankaralılar Elmadağ'a akın etti