Biliyorsunuz…
Geçtiğimiz Cuma Vali Osman Aydın’la birlikte AK Parti İl Başkanı Faruk Dügen ve AK Parti Konya milletvekilleri Mavi Tünel çalışmalarını incelemek üzere Bozkır’a gittiler…
17 kilometrelik tünelin iş makineleriyle açılan 500 metrelik bölümünü incelediler...
Mavi Tünel’in Türkiye için ne kadar önemli bir proje olduğu malum…
Başbakanından bakanlarına, milletvekilinden bürokratına kadar herkes bu konuya kilitlenmiş durumda… Bunlar iyi şeyler…
Sonra öğreniyoruz ki, ‘Mavi Tünel hedeflenen sürede bitirilecek’.
Bunu Vali Osman Aydın söylüyor…
Diyor ki Aydın: “Bu proje devam ederken meydana gelecek bürokratik engeller olursa biz devreye girip bu engellerin aşılmasını sağlarız.”
İnşallah bürokratik engellerle karşılaşmaz bu proje…
Fakat bunun için temenniden öte şeyler yapmak lazım…
Konya’nın bürokraside söz sahibi olması için atılması gereken adımlar var…
Tarım Bakanlığı’na bir bürokrat mı lazım; vekillerimizin bunu tespit edip içimizdeki en uygun ve liyakatli isimleri buraya yerleştirmek için kafa yorması gerekiyor…
Sadece Tarım Bakanlığı mı?
DSİ’ye, MTA’ya, diğer bakanlıklara…
Hatta işte açılacak yeni üniversiteler var…
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu üniversitelerin rektörlerini atadığı zaman buraların her birine pek çok adam gerekecek…
Buralara Konya’dan uygun isimlerin önerilmesi ve bunun için kafa yorulması pek tabi Konya’nın gelecekte daha fazla söz sahibi olması için atılacak en güzel adımdır…
Bunları da söyledikten sonra gelelim esas konuya…
AK Partili vekillerimizin ilçelere bugünlerde sık sık ziyaret yaptıkları malum…
Ama demek ki Bozkır’ı unutmuşlar…
Bozkır’da hemen her adımda heyetin yolu kesiliyor…
Ellerinde pankart taşıyan köylülerin can alıcı talepleri var…
Sulak arazilerinin istimlâk edildiğini, bu yüzden işsiz kaldıklarını, sağlık ocaklarında doktor bulunmadığını, okullarına internet istediklerini ya Vali’ye söylüyorlar ya da önlerine gelen bir vekile…
Şimdi bu hadisede sorgulamamız gereken taraflar var.
AK Parti’nin Bozkır İlçe Teşkilatı’nın bu sorunlardan bugüne kadar haberi olup olmadığını merak ediyorum.
Sonra bu sorunları il teşkilatına ya da ilgili milletvekillerine aktarıp aktarmadıkları da önemli…
Bu insanlar bugüne kadar kâle alınmadılarsa çareyi ellerine aldıkları pankartlarla seslerini duyurmakta bulurlar…
Oysa ilçe teşkilatlarının görevi bu tür taşkınlıkları kontrol altında tutmak olmalıdır.
Tabi bunun yolu da halkın nabzını yeterince tutmaktan geçer…
İlçe teşkilatına yüklenmek değil muradım…
Bu bir zincirdir ve zincirin halkalarında sırasıyla kim varsa bu taşkınlığın müsebbipleri de onlardır…
Halkla yan yana omuz omuza olmanız gerekiyor… Yoksa halkı karşınızda buluyorsunuz…
Bugün Bozkır’da yarın Konya’da…
Bu arada AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı’yı elinde fotoğraf makinesi ile görüp gazeteci sanarak su ve yol şikâyetini anlatanlara ne demeli…
Milletvekillerinden ümidi kesip bir gazeteciye durumlarını beyan eden köylü kadınların Kabakçı’ya, “milletvekilleri sorunlarımızla ilgilenmiyorlar” demelerini nereye koymak lazım…
Milletvekilini gazeteci sanıp hallerini söyleyen bu kadınlardan da alınacak dersler var…
Umarım Mavi Tünel gezisi, yeni maviliklere yol bulmamıza vesile olur; maviliklerde boğulmamıza değil…
***
Aslında bir ramazan yazısı yazmayı planlamıştım. Planladığımız gibi gitmiyor çoğunlukla hayat. Temennim o ki bu güzel günler hepimizin üzerinde kalıcı izler bıraksın. Ramazan’ın esenlik ve bereketle hepimizi kuşatmasını diliyorum Allah’tan…