MAYIS AYINDA DEFTERİME DÜŞTÜĞÜM NOTLAR
Biliyor musunuz; bir sürü defterim var. Onlarca… Sayılarını inanın bilmem.
Rüyalarımı yazdığım defterlerim var; özel günlerde gelen mesajları topladığım “Mesaj defterim” var.
Okurken, dinlerken, seyrederken “Söylenmemişi söyleyen” cümleleri hiç kaçırmam. Sigara paketi, peçete; ne bulursam yazarım. Sonra da “temize” çekerim.
“Berceste Defterlerim” var. Biliyorsunuz, “Berceste” seçilmiş mısraların toplandığı defterdir.
YAZAR-OKUR HISIMLIĞI; “GIYABİ YAKINLIĞI”
“Bayram değil, seyran değil; eniştem beni niye öptü” misali; bu anlatı da nereden çıktı? Dediğinizi duyar gibiyim.
Efendime anlatayım:
-Yazar, okurları için yazar. Duyguları, düşünceleri, sezgileri, analizleri, sentezleri hep okurları içindir. Söyleyecek sözünüz varsa yazarsınız.
Uzun süreler yazmışsanız, yazarlığı bir yaşam biçimi saymışsanız; üç beş yıl sonra okurlarınızla bir “hısım”lık başlar. Sevgi doğar, saygı doğar, güven doğar aranızda. Bir “ünsiyet” olmuştur; farkında olunmadan. Artık yazarınızla bir “gıyabi yakınlığınız” vardır.
Belki biliyorsunuz, elli beş yıldır yazıyorum. Memleket Gazetesi’nde de üçüncü yılımdayım. Biraz düşünürseniz, siz de kabul edersiniz, “gıyabi yakınlığımızı”.
Geçen hafta düşündüm. “Mademki bir hısımlığımız, mademki bir gıyabi yakınlığımız oluştu birbirimize açılabiliriz” dedim. “Defterlerim”; size açmaya karar verdim.
“Mayıs Ayı Defterim”den bölümler sunuyorum. Değer verdiğim cümleleri, değer verdiğim mısraları; etkilendiğim söylemleri, unutmak istemediklerimi paylaşıyorum, bu bölümde. Belki sizi de etkiler not edersiniz.
Buyurun lütfen.
“MAYIS AYI DEFTERİM”DEN
“Muhibbi, sadığı yeğdir, kişinin akrabasından
Padişah olsan da derler “Er kişi niyetine”
-Muhibbi/Kanuni Sultan Süleyman
*
“Herkesin bildiği, ama bildiğini bilmediği şeylerden söz etmektir yazarlık”
-Orhan Pamuk
*
“Başını daşdan daşa urup gezer avare su”
-Fuzuli/Su kasidesinden
*
“Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince
Günler şu heyulayı da ergeç silecektir
Rahmetle anılmak. Ebediyet budur,
Amma,
Sessiz yaşadım, kim, beni nerden bilecektir?”
-Mehmet Akif
*
“Kapitalizmle “Sahici İslam” bir araya gelmez.”
-Alev Alatlı.
*
“Üretimde dahliniz(katkı, rol emek)olmayan şeyi tüketemezsiniz,”
-Alev Alatlı
*
“Kötülüğün gözünün içine bakabilmek lazım.”
-Alev Alatlı
*
“Leonardo, seksen küsür yaşında bir oto-portresini yapar. Uzun sakallı meyus ihtiyarın karakalem çiziminin altına “Leonardo mio” yazar. Anlamı şöyle:-Neden bu kadar çabaladın ki?”
*
“Son ağaç kesildiğinde, soy hayvan öldüğünde, sular kirlendiğinde paranın yenecek bir şey olmadığını anlayacaksınız.
-Kızılderili Reisi Seatle.
*
“Zaman geçince “hiçbir şey” olduğunu anlıyor insan.”
*
“Yalnız yaşamaktan kaliteli fukaralığı doğar”
*
“Derdime derman bulamam. Aşktan elaman.”
*
“Hasan Dağı tüm arpalık; eğer saban yürürse
Her köylüden bir tavuk; eğer köylü verirse
Bu iş işi iş; eğer sonu gelirse.”
*
“Türküler bu toprakların tüm hallerini anlatır. Ne zaman bir türkü duysam şairliğimden utanırım.”
-Bedri Rahmi Eyüboğlu.
*
60 YIL ÖNCEKİ TRAFİKÇİLERDEN BÜGÜNKÜ TRAFİKÇİLERE
Resim: Sol başka Ayşe Tahralı; soldan dördüncü Seyit Küçükbezirci; en sağda Günden Ayas. Yıl 1954. Günden, ünlü eğitimci, gazeteci, Başöğretmenimiz Namık Ayas’ın kızı. Diğer arkadaşlarımın adını hatırlamıyorum, özür dilerim…
*
-Sevgili okurlarım; ey cemaat;
Yukarıda resmini sunduğum arkadaşlarımla ben, şimdi yerinde yeller esen Akif Paşa İlkokulu’nun “trafik polisleri”ydik, 60 yıl önce. Zil hemen çalınca, beyaz trafik polisi kemerlerimizi önlüğümüzün üstüne takar, okul kapılarının önünden geçen cadde ve sokaklarda yerimizi alır, arkadaşlarımızın sağlıklı geçişlerini sağlardık.
Geçen gün, altmış yıl sonra, Karma Ortaokulu’nun önünde, okul dağılırken, ellerinde “Dur” levhaları olan öğrenciler durdurdu beni. Yüzlerinde öyle bir ciddiyet vardı ki, uymamak mümkün değil.
Öyle hoş oldum, öyle sevindim ki; “dur” diyen öğrenci altmış yıl önceki “ben”di. Onlarca araç “zınk” diye durmuştuk, “Geç” işaretini bekliyorduk.
“Eğitim budur” işte. “Eğitim”i ıskalayıp “öğretim”i her şey sanmanın faturalarını ödüyoruz; farkında mısınız?
MESAJ TAHTASI
TİCARET LİSELİLER KAŞIKLARI HAZIRLAYIN
“Ticaret Liseliler” kaşıkları hazırlayın; sirke içmeye başlayabilirsiniz. Bu cumartesi, saat 19’da Meram Ticaret Meslek Lisesi bahçesinde, “17. Geleneksel Helva Günü” var.
Meram Ticaret Meslek Lisesi Müdürü Fatih Özdemir ile Meram Ticaret Meslek Lisesi Mezunları Derneği Başkanı Mustafa Sırrı Demirel birlikte davet ediyorlar; “Gönül arkadaş ister helva bahane, Gönül dost ister pilav bahane” diyerek.
Ticaret Lisesi, benim sevgilim. Altı yıl okudum orada; ne öğrendiysem orada öğrendim; duvarlarında “Sesimiz” gazetemizi yayınladım; orada “folklor”a hasta oldum.
“Eski Konya”da, pilava davet edilen herkes “kaşığını beline sokup” giderdi; ben de öyle yapacağım.
Fatih Özdemir lise müdürü; Mustafa Sırrı Demirel dernek başkanı; ama ben de en eski Ticaretlilerdenim. Kendimde “ davet etme” konusunda “müktesep hak” görüyorum”.
Bugünden bir kenara yazın; 15 Haziran Cumartesi saat 19’u unutmayın.
Bekliyoruz Efendim…