"Mazlum coğrafyalar için Türkiye son kale"

Ribat İnsani Yardım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Duman yurtdışı insani yardım çalışmaları ve gündem hakkında gazetemize açıklamalarda bulundu.

"Yurtdışı çalışmalarımızda sadece o ülkenin mazlum dünya müslümanlarına hizmet etmek değil aynı zamanda ülkemizi ayakta tutmanın da çalışmasını yapıyoruz" diyen Duman, 1984'ten beri yurtdışına gidiyorum. Önceden 'Türkiye nasıl bir yer?' diye sordukları zaman cevap vermekte bile zorlanıyorduk ama şimdi bizden bile ülkemizi iyi tanıyor ve medet bekliyorlar ifadesini kullandı.

-Ribat İnsani Yardım Derneğini kısaca tanıyabilir miyiz?

Ribat İnsani Yardım Derneği 30 yıldır hayırda yarışan bir kurum olma adına, gerek Konya’da gerek Türkiye genelinde ve gerekse dünyanın birçok noktasında önemli işlere imza attı. Yerine göre Konyamızda terk edilmiş yatalak hastalarımıza yıllardır bakmakta, kapıları çalınıp sıcak yemek götürüp onların hal ve hatırları sormakta… Diğer taraftan Somali’den, Afganistan’dan, Suriye'den gelen mültecilere gıda, barınak ve hatta aklınıza gelebilecek birçok noktada yardımcı oluyoruz. Aslında biz bu noktada devletin yükünü de hafifletiyoruz. Düşünün… Sadece Konya’da 50 bini kayıtlı olmak üzere Türkiye’de 2,5 milyon Suriyeli mülteci var. Bu bağlamda sadece yurtdışına çalışan bir dernek değiliz, yurtiçinde de ciddi anlamda çalışmalarımız var. Mesela 1999’daki depremde ilk yardıma koşan dernekler arasındaydık Ribat olarak… Türkiye’nin birçok yerinde merkezler açarak hem doğusuna hem batısına önemli hizmetlerimiz oldu ve oluyor.

-Bünyenizde bulunan Aşevi olarak Konya’da kaç aileye sıcak yemek veriyorsunuz?

Önceden 3000’e yakın ailemiz bizden istifade ederdi ama sonradan farklı uygulamalara gittik. Şöyle ki, insanlara hazır yemek vererek devam etmek yerine, çalışabilecek durumda olanlara da yine bağlantıda olduğumuz kurum, kuruluş ve tesislerle ortak çalışmalar yaparak onlara iş imkanı kazandırdık, dolayısıyla bazı ailelerin yemek ihtiyaçlarını kendilerinin giderebilme imkanlarını sağladık. Bir de yine evinde kendi yemeğini yapabilecek ailelere de gıda yardımları yaparak, sıcak yemeklerini kendilerinin yapacağı bir ortam sağladık. Onun için şu anda sıcak yemek verdiğimiz aile sayımız düşük.  Hatta bazı ailelerimiz iş imkânı dolayısıyla yardım alırken kendi kazançlarıyla başkalarına yardım etmeye başladı. Bu da bizim için gurur verici bir durum. Ilgın’da Gıda Bankası açtık ve bu şekilde ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya çalışıyoruz. En son 2009’da yurtdışı çalışmalarını başlattık. Bakınız şu anda birileri diyebilir ki, “Türkiye’deki bütün yoksulları doyurdunuz da mı yurtdışına açıldınız?” Bütün dünyanın Rabbimizin olduğunu göz önünde bulundurarak bütün insanlıktan sorumlu olduğumuzu hissediyoruz ve bunun bilincindeyiz.

-Konya’da Suriyelilere yönelik çalışmalarınız var mı?

Bilebildiğimiz kadarıyla Konya'da 50 bine yakın Suriyeli mülteci var. Bize kayıt yaptıran ya da ulaşabildiğimiz mültecilere desteğimizi sağlıyoruz. Bizden 6 ay süreyle destek alıyorlar. Altıncı aydan sonra sırada bekleyen insanlara yöneliyoruz. Bizim böyle bir sistemimiz var. Ekiplerimiz sahada araştırmalar yapıyor ve yine tahkikat ekibimizin verdiği rapora göre hiçbir insanımızı ayırt etmeden desteğimizi sürdürüyoruz.

-Yurtdışında hangi bölgelerde çalışmalarınız var?

Asya’da, Avrupa’da ve Balkanlarda...  Hemen önümüzdeki Kurban Bayramı'nda buralarda kurban çalışmalarımız var ama sadece kurban için değil sonrasında da devam edebileceğimiz bir altyapı çalışması içerisindeyiz. Asya'da sünnet çalışmalarımız başta olmak üzere çalışmalarımız devam ediyor. Kurbanda da yine bir ekibimiz orada olacak. Mora müslümanlarına bir radyo kurmuştuk Konya'daki güzide insanların katkısıyla. Konya'dan ayrıca Mora'ya 100 adet kurbanlık keçi temin edildi. Diğer bir kanayan yara ise Afrika bölgesi... Aslında dünyanın yeraltı zenginliklerine sahip olan bu bölgenin kaynaklarını başkaları kullanıyor. Biz de 2009'da Abdullah Büyük hocamızın önderliğinde Sudan'ı merkez alarak bir çalışma yürütüyoruz. Hem insani yardım noktasında gıda yardımları, yetim çalışması yapıyoruz. Onları gördükçe biz çalışmalarımızı aşkla şevkle yürütüyoruz. Onlar geleceğin Afrika'sını inşa edecekler. Afrika'nın yüzünü güldürecekler. Yani, yeni dünya düzeninin kurulmasında başrol oynayacaklar. Yine oradaki kurduğumuz yurtlarda öğrenciler yetiştiriyoruz.

-Peki Türkiye’de neler oluyor? Sizin yurtdışı çalışmalarınızın Türkiye'ye hizmeti var mı?

Türkiye'deki bu gelişmeleri üç-beş çapulcuya bağlamak yanlış olur. Fotoğrafı iyi çekmek gerekiyor. Türkiye bu İslam dünyasının hamiliği kimliğini koruduğu sürece bu tür akınlara hazırlıklı olmalıdır. Bu bakımdan ülkemiz çevresindeki geri kalmış ülkelere farklı bir model oldu. Görüldü ki, müslümanlar kendi içlerinde düzeldiği zaman güzel çalışmalara imza atabiliyorlar. Dolayısıyla böyle bir Türkiye'nin varlığını kabullenemediler.  Zira baskı altında tutulan toplumlar Türkiye örneğiyle ayağa kalktı. Bunu iyi bilmek, algılamak zorundayız ki, biz yurtdışı çalışmalarımızda sadece o ülkenin mazlum dünya müslümanlarına hizmet etmek değil aynı zamanda ülkemizi ayakta tutmanın da çalışmasını yapıyoruz.

-Yurtdışı ziyaretlerinizde nasıl bir Türkiye fotoğrafı görüyorsunuz?

Ben 1984’ten beri yurtdışına giden bir insanım. O tarihlerde 'Türkiye nasıl bir ülke?' dedikleri zaman cevap verebilmek için çok zorlanırdık. Ama son yıllarda elhamdülillah hem ülkenin kendi atağıyla hem de STK’ların aktif çalışmasıyla, ülkemiz mazlum coğrafyalar için önemli bir aktör oldu. Bundan dolayıdır ki ülkemizde son terör olayları inanın ki mazlum coğrafyalar tarafından tedirginlikle izleniyor. “Acaba Türkiye’nin başına bir şey mi gelecek?” endişesi var. Bu açıdan bakıldığında Türkiye, mazlum müslüman coğrafyası için tutunabilecekleri son kale…  Son kale düşerse, ümmetin yardım talep edebileceği, feryadını duyurabileceği başka bir adres yok, kalmayacak. Bugün gelen mailler, mesajlar "Türkiye’de son durum ne?" soruları… Kendi açlıklarını unutan mazlum milletler ülkemizin akıbetini soruyor. Bizim ayakta kalmamız onların hayatiyetleri kadar önemli. Filipinler, Mora, Gazze… Hepsi Türkiye için dua ediyorlar. “Allah rızası için ülkenize sahip çıkın” diyorlar. Dolayısıyla şu anki fotoğrafa baktığımız zaman mücadele ettiğimiz yapı sadece PKK ya da ‘Paralel Yapı’ değil. Bunun ötesinde onların arkalarına sığınmış onlarca devletle mücadele ediyoruz.

-O karanlık günlere dönmememiz için daha başka neler yapmamız gerekiyor?

Tam da bu noktada özellikle STK’lara yani bizlere çok büyük sorumluluklar düşüyor. Ayrıca o bölgede sözü dinlenen insanların devreye girerek bu realiteyi bir kez daha anlatması gerekiyor.  Türkiye’de çatışma ortamı yaratılmak istenmesinin asıl nedenini iyi anlatmamız, anlatmaları gerekiyor. Yani bu ortam yaşanmadığı sürece yatırımların devam edeceğinin ve doğusuyla, güneydoğusuyla bu ülkenin daha müreffeh bir ortam olacağının enine boyuna anlatılması gerekiyor. Kısaca birilerinin çıkıp üstad Necip Fazıl’ın ifadesiyle“Aman Ha… Bu sokak çıkmaz” demesi lazım.

-Bu konuda gerek Türkiye’de gerek yurtdışında önemli işlere imza atan bir STK olarak sizlerin de çalışmaları var mı?

Tabi ki… Ribat Eğitim Vakfı olarak önümüzdeki günlerde hem Doğu’dan hem Batı’dan toplumun ileri gelen insanlarının katılımıyla Konya’da bir toplantı yapacağız. Sonuçlarını da yine ilerleyen günlerde kamuoyuyla paylaşacağız. Birkaç güne bu çalıştayın tarihi belli olacak. Çünkü bir yangın var ve bu yangını söndürmek de yine bizlere düşüyor. Konya ‘hoşgörü’ şehri ve inşallah bu ‘hoşgörü’ de dünyaya Konya’dan yayılacak.

-Bağışçılar yurtdışındaki 'kurban' kampanyasına nasıl katılabilecekler?

Kurban insan ilişkileri ve İslam’ın birliktelik ruhunu yansıtan en güzel ibadettir. Allah bizi insanlara yardım ile vazifelendirmiş ise buna şükretmeli ve ne kadar önemli bir vazifeye talip olduğumuzun farkında olmalıyız. Öyle insanlar var ki, günde 1 dolar evine girse hayatını devam ettirebilecek. Dolayısıyla bu müslümanların evine et girme şansları yok. Madem biz insanlara yardım ile görevlendirildik o zaman bunu da layıkıyla yerine getirmeliyiz.

Ribat İnsani Yardım Derneği olarak her yıl olduğu gibi bu yılda emanetlerinizi yetim, yoksul ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz. Buna göre belirlediğimiz rakamlar şöyle:

Yurt Dışı Kurban Bedeli 360 TL

Yurt İçi Kurban Bedeli 600 TL

Online Bağışlar için ise https://www.ribatinsaniyardim.org/o_bagis.php internet adresinden ulaşıp bağışta bulunulabilir.

Röportaj- M.Ali Elmacı