Dünyaya, sadece çalışmak, para kazanmak, evlenip çoluk-çocuk sahibi olmak için mi geldiniz?
Kendinizin bu dünyada olmasının bir hikmeti var mıdır?
Yaşadığınız çağa ve sonraki çağlara söyleyecek bir sözünüz var mıdır? Böyle bir derdiniz var mıdır?
Hayata bakışınız nedir? Hayatınızı şekillendiren saikler nelerdir?
Dünyaya söz söyleyebileceğimiz bir medeniyet tasavvurumuz var mıdır? Böyle bir tasavvurumuz olmadan dini, dünyayı ve olayları anlamlandırabilir miyiz?
Batı medeniyetinin mevcut durumu ve geldiği nokta tartışılabilir ama olaylara bakışları global ve evrenseldir. Projelerini yaparken evrensel bir çerçeve çiziyorlar ve ona göre planlıyorlar. Her olay birbiriyle ilintili ve bağlantılıdır. Yüzyılları aşan plan ve projeler yapmaktadırlar.
Batı kendi içinde birleşme ve bütünleşmeye giderken islam ülkelerini ellerinden geldiği kadar parçalamaya ve bölmeye çalışıyorlar.Her müslüman ülkede sürekli sorun üretiyorlar.
Batı şunu biliyor; "Medeniyet bağlamında batı medeniyetine meydan okuyan ve alternatif olacak tek medeniyetin İslam medeniyetidir." Bundan dolayı tüm projeleri İslam'ı bu konumundan uzaklaştırabilmektir Bunu gerçekleştirebilmek için de müslüman dünyayı sürekli savaş alanına çeviriyorlar. ihtilafları körüklüyorlar. Bizzat kendi elleriyle İslam ülkelerini terörize ediyorlar. Müslümanları hedeflerinden uzak tutabilmek için her türlü teknik ve taktiği uygulamaktadırlar.
YERYÜZÜNÜN HALİFELERİ OLMAK
Allah bizi yeryüzünün halifeleri olarak yeryüzünü imar etmek için gönderdi. Buna en layık olanlarda müslümanlardır. Peygamberimiz de tüm insanlığa gönderildiğine göre yeryüzünde olan ve olacak her olay bizi ilgilendirir. Bunun hayata geçebilmesi için de bunu ihata eden bir tasavvurun olması gerekir.
Bir taraftan medeniyet tasavvuru kurabilmek için fiziki güç hazırlamanız gerekirken diğer taraftan da manevi güçleri geliştirip bunu bakış açısına dönüştürebilmeniz gerekir.
Allah, bir taraftan "Toptan Allah'ın ipine sarılın." derken diğer taraftan da "Besili atlar yetiştirin." buyurur.
Fiziki gücünüz olmadan sözünüzün hiçbir anlamı olmayacaktır. Çağı kuracak ve çağ açacak bir tasavvura sahip olmazsanız fiziki gücünüzün olması hiçbir anlam ifade etmez.
Tarihte tatil yapmayı bırakıp tarih yapmaya yeniden talip olacağız. Tarihin nesnesi olmayı bırakıp tarihin öznesi olmanın yollarını arayacağız. Tüm insanlığı kurtaracak, dünyaya adalet ve emniyeti getirecek bir tasavvur oluşturacağız.
Peygamberimiz ve arkadaşları sıfırdan bunu başardılarsa bizler de onların kullandığı yöntemi kullanarak çağımızda bunu başaracağız. Onlar nasıl bir tasavvurla ve bakış açısıyla bunu başardılarsa biz de aynı yolu takip ederek başarabiliriz.
Eğer kendi dinamiklerimizden ve temellerimizden bir tasavvur oluşturmazsak başkaları bize kendi yaklaşımlarını empoze ederler ve sizi şekillendirirler. Size sahte hedefler sunarlar ve ona göre gündeminizi belirlerler.
VAR MI?
Türkiye'de karar mercilerinde olanların medeniyet tasavvurları var mı?
Türkiye'de idari görevlerde bulunanların medeniyet bakış açıları var mıdır?
Paraya ve yetkiye sahip olanlar karar verirken ve projeler geliştirirken medeniyet bakış açısına sahip olarak mı yapıyorlar?
Yetki sahipleri ümmetin maddi imkanlarını kullanırken kıstas aldıkları bir medeniyet tasavvurları var mıdır?
Eğitim sistemimiz, yaklaşık 18 milyon gencimize bizi aydınlığa çıkaracak bir medeniyet yaklaşımı kazandırabiliyor mu?
Eğitim sistemimizin içinde yer alan eğitimcilerimizin sahici bir medeniyet tasavvurları var mıdır?
MÜMKÜN MÜ?
Üstad Sezai KARAKOÇ'a "Üstad müslümanların iyi hale gelmesi için bir süre tahmininde bulunur musun?" diye sorduklarında Üstadın cevabı: "Kısa vadede 100, orta vadede 200, uzun vadede de 300 yıl gerekir." oluyor. Olay budur. Anlaşılan çok çalışmamız gerekiyor.
Mevlana'nın Medeniyet tasavvurumuzun nasıl olması gerektiğiyle ilgili oluşturduğu pergel metaforuyla yazımız bitirelim. Pergelin bir ayağı kendi kültür ve dinamiklerinde sabit duracak diğeriyle de tüm dünyayı tarayacak ve tarassut edecek.
Akif'in dediği gibi "Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol."
Muhabbetlerimle
YUSUF KAPLAN'DAN GÜZEL SÖZLER
- Bu ülkedeki eğitim sistemi pozitivist, ezberci ve hâlâ Batı-merkezci.
- Bu ülkedeki eğitim sistemi Ödünç akılla, ödünç bir dünya inşa etmeye çalışıyor:
- Başkalarının kavramlarıyla kendi dünyanızı kuramazsınız. Kendi dünyanızı da tanınamaz hâlâ getirir ve yıkarsınız.
- Bize ait olmayan dinamikler üzerinden kurulan bu eğitim sistemi, bizim dinamiklerimizi, ruh köklerimizi dinamitlemeye yarıyor yalnızca.
- Bu eğitim sistemi, diploma veriyor yalnızca. Ve yetenek öğütüyor.
- Zaman kaybediyoruz... Çocuklarımızı kaybediyoruz... Geleceğimizi kaybediyoruz bu yoz eğitim, fikir, sanat, kültür ve medya rejimiyle.
- Medeniyet atılımına öncülük edecek, oluş, fikir ve “varoluş” çilesi çekecek, bu dünyada yaşayacak ama bu dünyayı yaşamayacak, çağ aşacak, çağ açacak, çağrısı çağ'ını kuracak “bizim öncü kuşaklarımızı nasıl yetiştirebiliriz?
- Ey Genç! Önce Dert sahibi olacaksın.