Gıda terörüne karşı devreye sokulan tanzim satışlar ve oluşan kuyruklar üzerinden başlayan tartışma gündemin ilk sırasına yerleşti. Konu köşe yazarlarının gündemindeydi. İşte farklı kanatlardan “kuyruk”lu köşe yazıları…
KUYRUK VAR, KUYRUK VAR!..
“...Sonunda ‘hamakat’in ‘Nirvanası’na erdiler.
Kuyruklar geri gelmiş!.. Anlayacak değiller tabii ama biz yine de söyleyelim.
Domates biber patlıcan yok diye değil, daha ucuzunu bulduğu için vatandaş kuyruğa girdi.
Biz ki kuyrukları iyi biliriz. 1970’li yılların ‘yokluk’ kuyruklarıydı. Ucuzu için değil, bulunmadığı için kuyruktaydık.
Margarin kuyruğu, tüp kuyruğu, şeker kuyruğu, benzin kuyruğu, gazyağı kuyruğu… Taksim’de rakı kuyruğu. (“Bu ne biçim iş, paramızla içki bulamıyoruz” diye isyan eden vatandaş vardı.) Merak ettik yahu. Sebze ve meyve fiyatlarını düşürmek amacıyla belediyelerin tanzim satışlarına başlamasını ve vatandaşın buna teveccüh etmesini ‘kuyruklara geri döndük’e nasıl bağladınız?!
Yokluk kuyruklarıyla, ucuz sebze meyve kuyruğunun ne alakası var dingil?!
…Efendim kuyruk varmış! ‘Erdoğan Türkiye’siymiş?!
Elin gâvuruna özenip cuma günü ‘alışveriş çılgınlığı yaşamak isteyenler de kuyruğa giriyor. AVM’lerde indirimli fiyatlardan yararlanmak amacıyla sabah saatlerinde kapı önünde uzun kuyruklar oluşturuyorlar. Onlarınki hangi tür kuyruk peki?.. Elindeki akıllı telefonun 2 bin dolarlık yeni modelini almak isteyenler sabahın köründe kalkıp yüzlerce metrelik kuyruğa giriyorlar. “Kuyruklu döneme dönüş” dediğiniz bu mu?
Yoksa o da, iPhone tanzim kuyruğu mu?..”
Hikmet Genç- Akşam
KIRIK ÇİZGİ
“Bence şu domates, biber, patlıcan muhabbetini fazla uzatmayalım. Halk dalkavukluğu başkadır, halk istismarcılığı başka.
Bu kuyruklar, ‘kıtlıkta yok’a ulaşmak için değil, çok şükür -her şey varkenucuz’a kavuşmak için. Tartışmayı bırakıp domates yemeye devam azizim... Yeter ki domates sahiden domates olsun.
Tanzim satışlarını eleştirmek geri teper... Beğenmeyen, gitsin yine marketlerden alışveriş yapsın, mani yok... Zaten göreceksiniz, fiyatlar marketlerde de normale dönecektir.
Esasen normale dönmezse, bundan böyle, Sevgililer Günü’nde, sevgilimize hediye niyetine, 1 kilo domates, 1 kilo patlıcan...Tanıdığım en iyi kabzımal Erman Toroğlu’dur. Maldan anlar. Bu işlere o ne diyor acaba? Mesela domates, biber, patlıcanla savunma sanayii’nin ilişkisini bana anlatabilir mi?”
Rauf Tamer-Posta
RAHATSIZ MISINIZ?
“…Tıpkı Halk Ekmek uygulamasında olduğu gibi vatandaş memnun.
Ne var ki 15 Temmuz gecesi sıkıyı görünce tüymek için bankamatikler önünde kuyruklar oluşturanlar, market kasalarında birbirlerini ezenler bu kez cool takılıyorlar.
"Nerede bu devlet, etiketler almış başını gidiyor, bunlar seyrediyor" diye yakınanlar şimdi "Devlet manavlık mı yaparmış ayol" diye komiklik yapıyorlar.
Ha bir de "alt tabaka" dedikleri vatandaşın ucuz ürün almak için tanzim satış noktalarında sıraya girmesini "şık" bulmuyorlarmış...
Değil mi efendim "Ne o öyle ucuz gıda bulunca koyun gibi sıraya girmeler falan..." Tabii sonuçta bir Starbucks ya da İphone kuyruğu değil vatandaşın kalabalığı!
Neyse ki aklı başında herkes bu şımarıklığın farkında.
İnanmayan, dün tanzim kuyruğu önünde selfie videolar çekip "milleti kuyruğa sokanlar utansın" tiratları atan meşhur bir ağlağa vatandaşların verdiği tepkiye baksın:
"Hayırdır kar'daş rahatsız mısın?
Biz ucuza alış veriş yapıyoruz diye sen niye rahatsız oldun?"
Melih Altınok-Sabah
2 kilo domates için
O KUYRUĞA GİRMEYE DEĞER Mİ?
“…Geçenlerde Tarım Bakanı Pakdemirli; “Mevsimine göre sebze yenilse fiyatlar dengelenir” diye bir ifade kullanmıştı. Neredeyse linç edecekleri bakanı. Oysa çok haklıydı Sayın Bakan. Bilmiyorum ben yanlış mı düşünüyorum… Ya da genelden aykırı mı bakıyorum meseleye ama açık söyleyeyim ben de mevsimine göre sebze yenilmesi fikrine inanlardanım.Ve bu yüzden de çok anlamsız, gereksiz buluyorum bu halka ucuz sebze imkanı sağlama çabalarını. Günlerdir herkesin dilinde taze sebze için kurulan tanzim satışlar ve önünde oluşan kuyruklar! Hani ekmek için olsa bu kuyruk ya da başka zaruri bir ihtiyaç için… Misal yağ, tuz, şeker, tüp vs… Ve eğer başka şansım yoksa… Yani tıpkı 1970’lerde olduğu gibi… Bulunmuyorsa piyasada… Elbette ben de el mahkum girerim o kuyruklara! Ama pardon domates ya da salatalık ya da yeşil biber, patlıcan zaruri bir gıda mıdır?
Bu sebzeler mutfakların olmaz ise olmazı mıdır? Değil tabi ki!”
Sevilay Yılman-Haber Türk
BUNLARINKİ ‘KUYRUK’ ACISI
“...Hükümet zamanında, yerinde bir refleks göstererek bu operasyona seyirci kalmadı. Piyasanın kendi işleyişi içinde arzı artırarak fiyatların düşmesini sağladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden kalma tecrübesi sayesinde milletin taze, ucuz sebze ve meyveye erişimi sağlandı ve yeni bir “enflasyon canavarı”nın oluşmasının da önü alındı. Eskiden tabii bu işler farklıydı, hükümetlerin böyle bir alana girmesi, müdahalesi dahi düşünülemezdi. Hükümetler bir anda linç edilir, gözü korkutulur, çetelere göz yummak zorunda bırakılırdı. Ancak Erdoğan eski Türkiye’ye yeni adet getirerek bu durumu değiştirdi. Akıllı çözümler üreterek piyasa çetelerinin milleti esir almasına karşı çıktı. Milletin yararına olan tanzim satış uygulamasına karşı çıkanların, tepki gösterenlerin açık ki derdi/davası başkadır. FETÖ ve CHP kuyrukçularının herhangi bir kuyruktan aslında şikayet etmeye de hakkı yoktur. Dillerine doladıkları “kuyruk” lakırdısı çektikleri “kuyruk acısı”nın bir dışa vurumudur sadece.”
Kurtuluş Tayiz-Akşam
DEMEKKİ MÜMKÜNMÜŞ
“…Ben, tanzim satış ile başlayan gıda zincirini terbiye etme sürecinin sürekliliğini, zincirin tüketici ucundaki "tanzim" yanı sıra zincirin üretici ucundaki "tanzim" ile mümkün olacağına inanıyorum. Zira dağıtım kanalındaki kanal tedavisi, zinciri yeniden fahiş kâr iltihabına duçar etmeyecekse, üretim kısmını da "nizama" sokmak, tanzim etmek gerekecektir. Bu tanzimin yolu;
>Kamu seraları kurarak piyasa yapıcılık adımı yanı sıra;
>Üreticinin kooperatifleşmesi,
>Arazi toplulaştırma ile ölçek ekonomisine yönlendirilmesi,
>Elindeki arazinin ürününü bölen miras kanununun tarlayı bölmemesi,
>Piyasa şartlarına göre bir sonraki dönemde ne ekileceğine, Bilimsel verilerle karar verilmesidir.”
Şeref Oğuz-Sabah
SORGULAMAYA KAZIKÇILARDAN BAŞLAYALIM...
“Doların önüne geçilemiyordu. Devlet müdahale etti. Doların ateşi söndü. Sebze-meyve fiyatlarında başladı aynı durdurulamaz yükseliş. Devlet yine müdahale etti.
Fiyatlar ciddi oranlarda düştü. Her iki durumda da devletin müdahalesine feryat figan eden en katı muhalifler bile şimdi nasıl kazıklandığımızı sorguluyorsa bu ekonomi yönetiminin başarısıdır arkadaş.
Devletin fiyat spekülatörlerine müdahalesinden öte sorgulanması gereken bir şey var. Patatesin-soğanın kilosu 5 liradan 2 liraya, domates 10 liradan 4 buçuk liraya, patlıcan 15 liradan 5 liraya satılabiliyorsa bu kadar süre bu vatandaşı kimler, nasıl kazıkladı? Yüzde 500’lere varan bu kar oranlarıyla vatandaşını iliğini kurutanlar kim? Gelin bunları sorgulayalım önce, diğerine sonra bakarız.”
Candaş Tolga Işık-Posta
TANZİM BÖYLE VERİLİR
“…Geçtiğimiz yıl, ABD Başkanı'nın kendisinin ifadeleriyle ekonomisi çökertilmek istenen bir ülkeyken, dolar bozdurma kuyrukları oluşmuştu. Bugün ise, komisyonculuk-fırsatçılık- stokçuluk cenderesinden halkı kurtarmak için devlet eliyle zekice bir hamleyle 'tanzim satış noktaları' kuruldu. Ve ne oldu? Adı bile yetti! Süpermarket zincirlerinden halk pazarlarına değin fiyatlar normal seviyelere geriledi.
Enflasyonla Topyekûn Mücadele kapsamında kurulan satış noktalarını, kimi 'Gezi zekâlılar', ülkede yeterli margarin ve tüpgaz bile bulunmayan, karneyle benzin alındığı CHP iktidarına benzetse de, herhangi bir üretim sıkıntısından değil, halkın cebine göz diken fırsatçılar yüzünden bu mecburi uygulamaya gidildiğinin halk farkında.
Hatta öyle farkındaki muhalif gazeteci İrfan Değirmenci, izinlerini almadan çekim yapmaya başlayarak fikirlerini sorduğunda, "Allah devletimizden razı olsun" diyen vatandaşlar, Değirmenci eleştirir gibi olur olmaz tepkisini koyarak "Sen ne yapmaya çalışıyorsun?" diye hesap da soruyorlar.”
Hilal Kaplan-Sabah
TARIM BİTTİ, BEZ (TORBA) GETİR!
“..Muz cumhuriyeti kavramı özünde şuradan doğmuştur; toprakları zengin ülkelerin yöneticileri, çok ülkeli şirketlere (ÇÜŞ) bu zenginliği peşkeş çekerler. Örneğin Zimbabwe’deki tarım üretiminin yüzde 95’i ÇÜŞ’lerin elindedir.
Dünyada milyonlarca insan zengin toprakların fakir bekçileridir.
Plansızlık, tarımı küçümseme, ithalat kolaycılığı, ÇÜŞ’lere ödün, Türkiye’yi İran soğanına, Suriye patatesine muhtaç etti.
Bu iktidarın başka bir alandaki bakanı Tarım Bakanlığı’na atanınca, şaşırmıştı. Bildiği konu değildi. Gazeteciler ilk demecini sordular. Şöyle demişti:
“Topraktan geldik, toprağa gideceğiz!”
Uzun kuyruklu tanzim satışlarda iktidarın bez torbayı bedava verdiğini görünce, bu hizmet karşısında gözlerim yaşardı.
Ne diyelim?
Tarım bitti, bez getir...
Yurtdışından tez getir!”
Mustafa Balbay-Cumhuriyet
GIDADA ÇOK YÖNLÜ TEDBİRLER
“...Kısa vadeli çözümler, ağırlıklı olarak perakendede, yani tüketicinin muhatap olduğu tarım ve gıda ürünlerinin fiyatlarındaki anomaliliklere odaklı çözümlerdir. Üretimden tüketime, değer zincirinde yer alan kimi oligopolistik, yani rekabet dışı yapıların sebep olduğu fiyat katlamalarının önüne geçecek; söz konusu rekabet dışı yapıların piyasaya verdikleri tahribatı elimine edecek tedbirlerdir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazine ve Maliye, Ticaret ve Tarım Bakanlığı'nın her birinin de devrede olduğu topyekun mücadeleye yönelik tedbirleri açıkladığından bu yana geçen 5 günde dahi fiyatlarda nasıl bir düşüş gerçekleştiğine birlikte şahit olduk.
Arz yanlısı tedbirler açısından, orta ve uzun vadeli hedefler arasında seracılığın önemine işaret eden Bakan Berat Albayrak, sera kapasitesini misli misli artıracak altyapı yatırımlarıyla, nisan ve mayıstan sonra fiziki inşaatlara da başlayarak önümüzdeki kış, bir daha seracılık üzerinden fiyatlarla oynamaya çalışanlara hiçbir şekilde izin verilmeyeceğini vurguladı. Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği (Tarım Kredi) Genel Müdürü Fahrettin Poyraz ise, 2.5 aylık bir ürün arzı planlaması yapılarak, yaz ayı başına kadar önemli bir arz yanlısı tedbir alındığını hatırlattı. Ekonominin temel, oturmuş kurallarını bilmeyen veya gargaraya getirmeye çalışanlara itibar etmeyin; ekonomi yönetimi süreci tam kuralına göre yönetiyor.”
Kerem Alkin-Sabah
UCUZ SEBZE OYA MI DÖNÜŞECEK
“...Devlet sebze satmaz, pijama üretmez” sloganıyla onca kamu iktisadi kuruluşu kapatılıp satıldıktan sonra, devlet başkanı talimatıyla ucuz pazarlar kurulmasının, yarım asır önceye uzanıp “Cehape zihniyeti” alanlarda yergi konusu edenlerin metropollerde uzayan kuyruklarla böbürlenmesinde tutarsızlık yok mu? Var. Ama o kadar. Bu tutarsızlık, meselenin can alıcı kısmının gözden kaçırılmasına yol açmamalı. Hatırlayalım, 24 Haziran seçim kampanyası sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın millet bahçelerini muştulayan sözleri de böyle şakalara esprilere konu olmuştu ama daha sonra o sesleniş ve politikanın oy kazandırdığı ortaya çıktı. O kuyruklara tutulan mikrofonlara ne konuşulduğunu dinlediniz mi? İzleyebildiğim kadarıyla pek çok yurttaş uygulamadan memnun. Azımsanmayacak bir kısmı pahalı sebze meyvenin sebebinin muhalefet ya da dış mihraklar olduğunu düşünüyor. Tam da AKP’nin arzuladığı gibi. “Çıldırmamak elde değil” diye geçirebilirsiniz içinizden ama bu ülkede televizyon kanalları ve gazetelerin çok büyük bir kısmını iktidarın kontrol ettiğini unutmayalım. Bedel ödememek adına havuzda kalan, varlığını, her ay düzenli yatan maaşını, aracı, odası, faturasıyla kişisel konforunu iktidarla arayı iyi tutmaya borçlu sayısız “gazeteci”, tanzim satışların ne kadar doğru isabetli bir politika olduğu konusunda cansiperane mesai içinde.”
Çiğdem Toker-Sözcü
KUYRUK ACISI!..
“...Hasta mısınız rahatsız mısınız kardeşim ya?
Her şeye muhalefet edeceğim derken muhalefet ile ihanet arasındaki çizgiyi geçtiniz. “Erdoğan’ı ve AK Parti’yi eleştireceğim” derken teröristlerden beter terörist hâline geldiniz. Devletin ve milletin aleyhinde olan ne varsa işin içinde siz varsınız. Bir gün Amerikancı, bir gün Almancı, bir gün Fransız oluyorsunuz. Bir gün FETÖ’cü, bir gün PKK’lı, bir gün HDP’li, bir gün DHKP-C’li oluyorsunuz.
Bir kez yahu…
Sadece bir kez de adam olun!
Bir kez de şu devletin şu milletin yanında yer alın.
“Eskiden de fırsatçılar karaborsacılar vardı ancak buna tedbir alabilecek bir otorite yoktu. En azından şimdi bu fırsatçıları bypass edebilecek bir hükûmet var” deyin yahu. Ölmezsiniz ya!”
Süleyman Özışık-Türkiye