Meme kanserinde "lenfödem"e karşı "kompleks" terapisi

Anadolu Lenfödem Derneği Başkanı Prof. Dr. Borman:- "Cerrahi müdahale veya radyoterapi sonrası hastaların yüzde 30'unda hafif ya da orta şiddette lenfödem (kolda veya bacakta şişlik) görülmektedir"- "Meme kanserini yenmiş hasta, normal yaşamına dönmek ist

ANKARA (AA) - DUYGU YENER - Meme kanseri tedavisi sonrasında görülebilen ve kişilerin günlük aktivitelerini yapmalarını zorlaştıran, "lenfödem" adı verilen şişlikler, masaj, bandajlama, egzersiz ve cilt bakımından oluşan özel yöntemle tedavi edilebiliyor.

Anadolu Lenfödem Derneği Başkanı Prof. Dr. Pınar Borman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanserler türlerinin başında geldiğini, bunun erken teşhisle tamamen tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu, tedavi seçeneklerinin ise hastalığın yayılma durumuna göre değişkenlik gösterdiğini anlattı.

Hastalara cerrahi tedavi sonrasında koruyucu amaçlı kemoterapi ve radyoterapi gibi tedaviler uygulandığını ifade eden Borman, "Bu yöntemler kanserle mücadelede önemli avantajlar sağlasa da hastayı rahatsız eden bazı komplikasyonları da beraberinde getirebilmektedir. Cerrahi müdahale veya radyoterapi sonrası hastaların yüzde 30'unda hafif ya da orta şiddette lenfödem (kolda veya bacakta şişlik) görülmektedir." dedi.

Borman, lenfödemin, doğumsal veya kanser cerrahileri ile radyoterapi sonrasında anında ya da yıllar sonra lenf sıvısının aşırı miktarda birikmesine bağlı olarak, kol, el, göğüs ön duvarı veya meme bölgesi, bacaklar, ayak ve genital bölge civarında ortaya çıkan ödemle (şişme) kendini gösteren ilerleyici bir hastalık olduğunu kaydetti.

- Lenfödem kol ve bacaklarda ortaya çıkıyor

Prof. Dr. Borman, kolda ortaya çıkabilecek lenfödemin, genellikle, göğüste, omuzda veya elde şişme, kol veya elde ağırlık hissi, deride gerilme hissi, cilt dokusunun yapısında ve renginde değişme (enfeksiyon varsa genellikle kırmızı), batma, yanma, ağrı ve huzursuzluk hissi, eklemlerde kısıtlanmış hareket hissi, kolu ceket veya bluz içine yerleştirmede zorlanma, saat, bilezik ve yüzüklerin dar gelmeye başlaması şeklinde kendini gösterebileceği bilgisini verdi.

Bacaklarda ortaya çıkabilecek lenfödemin ise ayak, bacak veya genital bölgede şişme, yürümede zorluk, ayakkabı giymede veya pantolon giymede zorlanma, sıkma, bacaklarda ağırlık hissi, cilt dokusunun yapısında ve renginde değişme, ağrı, uyuşma, huzursuzluk hissi, eklemlerde genellikle ayak bileği ve kalçada kısıtlanmış hareket hissi ile belirti verebileceğine işaret eden Prof. Dr. Borman, şunları dile getirdi:

"Meme kanserini yenmiş hasta, normal yaşamına dönmek isterken kolundaki şişlikle mücadele etmek zorunda kalıyor. Kıyafetlerini giymekte günlük yaşam aktivitelerini yapmakta zorlanıyor, hem görünüm hem fonksiyonel olarak sıkıntılar yaşıyor. Lenfödem ilerledikçe enfeksiyonlar, ciltte değişiklikler meydana geliyor ve hayatı tehdit edebilecek ikincil sorunlar oluşabiliyor. Çoğunlukla hastalar nereye başvuracaklarını bilemiyorlar, sağlık profesyonellerinin de konuyla ilgili farkındalığı az olduğu için uygun yönlendirmeler yapılamayabiliyor. Bu hastalar bir anlamda kaderleriyle baş başa kalabiliyor."

Lenfödemin tedavi edilmemesi durumunda cilt değişiklikleri, tekrarlayan enfeksiyon, yara gibi komplikasyonların görülebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Borman, enfeksiyon durumunda kolun sıcak, kırmızı ve daha şiş bir hal aldığını, hastalığın ciddiyetine göre ateş yükselmesi, kan değerlerinde bozulma ve halsizlik de görülebildiğini belirtti.

- Lenfödemin tek çözümü "kompleks boşaltıcı terapi"

Lenfödemin tedavisi ve komplikasyonlardan korunmanın tek yolunun, "kompleks boşaltıcı terapi" olarak bilinen bir grup tedavi yöntemi olduğunu bildiren Borman, tedavinin uygulamasına ilişkin de bilgi verdi.

Borman, tedavide, 45 dakika süren özel bir masaj tekniği, özel sargılarla çok tabakalı bandajlama, egzersiz ve cilt bakımından oluşan yöntemin uygulandığını anlattı.

Şişlik azalınca ve bu azalma sabitlenince hastanın hayatının sonuna kadar sürecek ikinci evreye geçildiğini kaydeden Borman, "Bu evrede hasta gündüzleri halk arasında kolluk veya kol çorabı olarak bilinen özel bası giysileri giyiyor, akşamları ise gerektiğinde bandajlama yapıyor. Öz bakım burada çok önemli çünkü hastalar her gün cilt bakımlarını, self masaj ve self egzersizlerini yapmaya devam ediyor. FTR uzmanları da hastaları 3-6 aylık aralarla takip ediyor. Düzenli kontrollere gelen ve eğitimini uygulayan hastaların şişleri giderek daha da iniyor ve kolu normal ölçülere ulaşıyor." ifadesini kullandı.



AA

Sağlık Haberleri

Türk Kızılay’dan AIDS iddialarına ilişkin açıklama
Koenzim Q10 Yok Sakatat Tüketin
Karapınar’da Dünya Diyabet Günü etkinliği
Mantarların Sağlık Üzerindeki Mucizevi Etkileri
Egzersiz ne zaman yapılır?