Memleket gazetemizin 16. yaşına ayak basması nedeniyle yazdığım dün yayınlanan yazım, yoğunluk nedeniyle kısaltılınca yazıda bir kopukluk meydana geldiği için tamamının bugün tekrar yayınlanma zarureti hâsıl olmuştur. Buyurunuz efendim:
Ortaokulda öğrenim gördüğüm dönemde düzenlenen makale yarışmasında, ilkokula başlamamı anlattığım kompozisyonumla birinci ve arkasından yine aynı yıllarda Yeni Konya gazetesi tarafından düzenlenen Mevlâna konulu şiir yarışmasında ikinci olduğum yıllar, benim yazmaya heves ettiğim ve elime kalem alarak bir şeyler karalamaya çalıştığım ilk yıllarımdı.
Aynı dönemde henüz 13 yaşımda iken kendimi bir anda siyasi faaliyetlerin içinde buluverdim. Bir yandan okuluma devam ediyor, bir yandan gece yarılarına kadar bıkıp usanmadan kitaplar okuyor, diğer yandan da babamla birlikte 1969 bağımsızlar hareketi içinde yer alıyorduk.
1970 li yılların başlarından itibaren, yani lise ve yüksekokul dönemim birinci derecede tamamen siyasetin içinde yer edindiğim, ikinci derecede ise okulu düşündüğüm yıllar oldu. Ama bu yıllarda da okumayı ve yazmayı hiç bırakmadım.
Yüksek Okulda o zamanki adıyla Eğitim Enstitüsünde gece öğrenimime devam ediyor, gündüz de çalışıyordum. 1978 yılından itibaren Türkiye’de Yarın gazetesinde çalışmaya başladım. O gazetede çalışmak benim için, küçücük yaştan itibaren içinde yer aldığım Milli Görüş davasına hizmet etmek demekti ve bu aşkla yılmadan, bıkmadan, yorulmadan koşturuyordum.
Türkiye’de Yarın gazetesinde çalıştığım 4 yıl, bana hem gazeteciliği öğretmiş, hem de makale yazmamda kendime olan güvenimin daha da artmasına, pekişmesine yol açmıştı.
O dönemlerin siyasi çalkantısı içinde yazdığım yazılar hep siyasi konular olsa da, yazmanın o doyulmaz tadına ulaşmış oldum.
Daha sonraki öğretmenlik yıllarımda da yazmayı hiç bırakmadım. Görev yaptığım okullarda çıkardığımız okul dergilerinde sürekli yazdım. Gerek İl Kültür Müdürü olarak gerekse Büyükşehir Belediyesinde Genel Sekreter Yardımcısı olarak görev yaptığım yıllarda da yayımladığımız kitaplar için yazılar yazmayı sürdürdüm.
Türkiye’de Yarın olan adını, öğretmenliğe başlamamdan sonra Merhaba olarak değiştiren ve benim yuvam olan gazetede 2004 yılından itibaren düzenli olarak tekrar yazmaya başladım.
Bu arada yayına giren Doğru Ses isimli internet sitesinin Genel Yayın Yönetmenliğine başladım.
2012 yılının Şubat Ay’ında yaşanan bir gelişmeden dolayı Merhaba’dan ayrılmak durumunda kaldım.
Merhaba gazetesinden ayrılmamdan takriben 6 ay gibi bir zaman geçtikten sonra, bir davet yemeğinde yan yana olduğumuz bir mekânda, Adem Alemdar kardeşimin “abi bizim gazetede yazar mısın?” teklifine muhatap oldum.
Yıllardır yazmaya alışan bir insanın, kendi internet sitesinde yazsa bile, son 6 ay içinde bir gazetede yazmaması, bir boşluğa düştüğünün resmidir. İşte bu teklifle yeniden kendime gelmiş oldum.
Adem Alemdar kardeşimi ilk olarak Vakit gazetesi Konya temsilcisi olarak tanımıştım. Memleket gazetesini kurduktan sonra daha yakından takip etmeye başladım.
Memleket gazetesi; Konya’da var olan bir boşluğu dolduran değil, yayın hayatındaki istikrarlı yapısı ile kendine önemli bir yer edinen gazete oldu.
Daha birkaç yıllık genç bir gazete iken, tirajda ve kalitede çok tecrübeli gazeteleri geride bırakan Memleket gazetesinin 16 yıl sonra geldiği tartışılmaz nokta ortadadır. Bundan sonra da Memleketimize ve şehrimize yapacağı çok hizmet olacaktır.
Memleket gazetesi yayın hayatına girdiği andan itibaren sürekli hakkın, doğrunun ve adaletin safında yer almış, batılın ve yanlışın karşısında olmuştur. Milli ve mânevi değerlerimize bağlı kalarak, inancımızdan ve mâneviyatımızdan ödün vermeden ilkeli bir şekilde yayın hayatını sürdürerek bugünlere gelmiştir.
Milli, mânevi değerlere bağlı olanlar için, Memleketimiz ve Memleketimize hizmeti düstur edinmek bir sevda, bir aşk niteliğindedir.
Konu dinse, vatansa gerisi teferruattır. Bizler için de konu inancımıza, değerlerimize, vatanımıza, ülkemize, memleketimize ve milletimize hizmet ise bundan daha büyük bir sevda düşünülemez.
Memleket gazetemiz de 16 yıldır bu değerlere hizmeti gaye edinmiştir. 16 yıldır bu sevda uğruna yayın yapmakta, kalemini bu sevda uğruna kullananları bünyesinde barındırmaktadır.
16 yıl önce hangi niyet ve hangi aşkla yola çıkmışsa yine aynı aşk ve aynı sevda uğruna yayınını sürdürmektedir.
Bugün 16 yaşına ayak basan Memleket gazetesinin bundan sonra da, çizgisini bozmadan aynı sevda uğruna hayırlı hizmetlerini devam ettireceğine inancım tamdır.
Adem Alemdar kardeşim başta olmak üzere, Memleket’in yöneticilerini, çalışanlarını, yazarlarını ve emeği geçen herkesi kutluyorum.
Kuruluşundan sonra yıllarca emek veren, gazetede daha önce hizmet ederek bayrağı bugünkü ekibe devreden kardeşlerimize de tebrik ve teşekkürlerimizi sunmak bir görevdir.
Cenab-ı Hak’tan hak ve hakikat yolunda nice 16 yıllara ulaştırmasını niyaz ediyorum. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.