Memleketi şöyle ağız tadıyla bir kurtaramadım gitti
Uzun bir tatilden sonra iki gün yazıp sonra ortadan kaybolmamın sebebini merak edenlere söyleyeyim. Patrona bozuldum. Neyse ki gönlümü aldı. Bundan sonra yazılarıma dokunmayacak, ama beni de bazı hususlarda uyardı. Ona hak vermekle beraber, pek çok şeyde olduğu gibi bu işte de kırmızı çizgilerin varlığını hissettim.
Çarşamba günü çıkması gereken yazım son anda iptal edilmişti. Adem Beye nedenini sordum, söyledi. Onun ayrıntılarını size anlatacak değilim. Ben ikna oldum, ama yine de yapılanın gazetecilik açısından doğru olmadığını söylemekten geri durmayacağım.
Yazdıklarımın arkasındayım. Doğruluğunu da savunuyorum. Bir süre sonra o sarı oğlan hala orada kelek kesmeye devam ederse patrondan iznini aldım, yazıma kaldığı yerden devam edeceğim. İlgilileri bunu böyle bilsinler.
****
Şu kandil ilanlarına kafayı taktım.
Sayfalar dolusu ilan. Aldım elime Konya gazetelerini, kimisi 30-40 sayfa çıkmışlar. İşi çığırından çıkartıp 50 hatta 60 sayfa kandil ilanı yayınlayanları da gördüm. Oha dedim. Bizim patrona sordum ne düşünüyon bu hususta diye. Aynen benim gibi düşünüyormuş, ama işin içinde reklamcılıkla uğraşan çocukların pirimleri falan olunca pek ses çıkaramıyormuş.
Konuşurken bana dedi ki, hiç kandil ilanı almayabiliriz. İki bayramda belki
Sonra düşündük, iyi ama bu vesileyle seçmenine, üyesine, ortağına, müşterisine bir selam vermek var. En sonunda kendi gelen kandil ilanlarını yayınlamanın uygun olacağına karar verdik. Bunlar da 10-15 sayfayı geçmez dedik.
Yerel TV ve radyolarımız da böyle günlerde yüzlerce firmanın güya reklamını arka arkaya yayımlıyorlar. Hedef kitle kim, maksat ne belli değil
Şu kandil ilanlarının da cılkını çıkardık ya pes doğrusu