ANKARA (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, enflasyondaki kalıcı düşüş açısından yapısal nitelikteki birçok unsurun çözüm beklediğini belirterek, "Merkez Bankası olarak ülkemizde dezenflasyon sürecinin başarıyla yürütülebilmesi, kalıcı fiyat istikrarının sağlanabilmesi için para politikası araçlarını etkin bir biçimde kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz." dedi.
Çetinkaya, "Enflasyon Raporu 2018-I"in tanıtımı amacıyla düzenlenen toplantıda yaptığı sunumun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kalıcı fiyat istikrarı için odaklanılması gereken politikalara ilişkin soru üzerine Çetinkaya, fiyat istikrarının Merkez Bankasının sorumluluğu olduğunu ve fiyat istikrarını belirleyen temel politikanın ise para politikasıyla araçları olduğunu söyledi.
Çetinkaya, Kasım 2017'den bu yana enflasyon genel görünümünde ve beklentilerdeki bozulmalara cevap olarak parasal duruşu sıkılaştırdıklarını ve enflasyon görünümündeki gelişmelerde belirgin bir iyileşme gerçekleşene kadar sıkı duruşu koruyacaklarını, gerekirse ilave sıkılaşma yapabileceklerini hatırlatarak, "Merkez Bankası olarak ülkemizde dezenflasyon sürecinin başarıyla yürütülebilmesi, kalıcı fiyat istikrarının sağlanabilmesi için para politikası araçlarını etkin bir biçimde kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Bu yıl dezenflasyon sürecinin temel belirleyicisinin para politikası adımları olacağına dikkati çeken Çetinkaya, Merkez Bankasının bu alandaki sorumluluğunu net bir biçimde yerine getirmeye devam edeceğini, gelişmeleri yakından takip edeceğini, para politikası sıkı duruşunu korurken gerektiği takdirde para politikasının gerektirdiği yönde adımları atacağını söyledi.
Çetinkaya, yapısal tarafla ilgili vurgunun orta ve uzun vadeyle ilgili olduğunu aktararak, şöyle konuştu:
"Yaşanan şoklar, dezenflasyon sürecini etkileyen unsurlar, parasal sıkılaşmanın etkilerini yavaşlatan ve geciktiren unsurlar diye geniş bir sette baktığımızda, enflasyonda kalıcı bir düşüş, fiyat istikrarının kalıcı olarak sağlanması ve toplumsal refah açısından konunun kapsamlı bileşenleri olduğunu görüyoruz. Yapısal nitelikte birçok unsur, enflasyondaki kalıcı düşüş açısından çözüm bekliyor. Bu anlamda para politikası gerekli tedbirleri almalı ve alıyor. Burada hiçbir şüphe yok. Ancak bu deneyim şunu gösteriyor ki dış açıktan tasarruf açığına finansal derinleşmeye, verimlilik ve rekabete kadar birçok alan var ki burada ilgili tüm paydaşlarla koordineli politikaların hayata geçirilmesi lazım."
Orta vadede kalıcı fiyat istikrarına ulaşmak için atılan adımların derinleştirilmesi ve bu konudaki bilincin artırılması yönünde çabalar olduğunu belirten Çetinkaya, banka olarak enflasyonda katılık ve oynaklığa yol açan bazı alanları tespit ettiklerini ve bu yönde 2016'dan bu yana yapısal alanlarla ilgili vurgularını net bir biçimde ortaya koyduklarını dile getirdi.
Çetinkaya, Gıda Komitesi ve kur riski yönetimiyle ilgili çalışmaların bunlara bir örnek olduğunu kaydederek, para politikasına daha geniş bir hareket alanı açabilecek, ekonominin kırılganlıklar karşısında gücünü ve reel sektörün dayanıklılığını artıracak bu tarz adımların da fiyat istikrarına doğrudan ve dolaylı etkileri olduğunu bildiklerini anlattı.
Yönetilen ve yönlendirilen fiyatların da oldukça önemli bir alt kalem olduğuna işaret eden Çetinkaya, "Toplam sepetin yaklaşık yüzde 30'unu doğrudan ve dolaylı etkiliyor. Burada endeksleme dışında hedeflerle, tahminlerle uyumlu adımların atılması önemli. 2017'de para politikası, maliye politikası eş güdümü arttı. Biz bunların tamamına sistematik ve yapısal bakılmasının ekonominin dayanıklılığını artırırken fiyat istikrarının kalıcı hale gelmesinde de etkili olacağını düşünüyoruz." dedi.
Çetinkaya, para politikası kararlarının her zaman olduğu gibi enflasyon görünümüne bağlı olarak şekillenmeye devam edeceğini bildirdi.
- "Altın ithalatında olağanüstü durum yok"
Altın ithalatındaki artışa ilişkin ise Çetinkaya, bu durumun temel sebebinin geçen yıl net ithalatta gözlemlenen artış olduğunu söyledi.
Çetinkaya, konuyla ilgili olağan dışı bir durum olmadığını ve döneme özgü bazı geçici faktörlerin etkili olduğunu belirterek, "Tarihsel olarak ortalamada ülke net altın ithalatçısı bunu hatırlamak lazım. Altın kalemine bakarken işlenmemiş altın kadar işlenmiş altını da dikkate almak gerekiyor, çünkü bu da ihracat kalemini oluşturuyor. Bu anlamda tarihsel döngü itibarıyla genelde ithalat ve ihracatçı olduğumuz yıllar nette birbirini takip ediyor. 2017 yılı bir istisna değil." diye konuştu.
Bankaların rezerv opsiyon mekanizması karşılığı altın rezervlerini artırmalarının döneme özgü faktörlerden biri olduğunu ifade eden Çetinkaya, şunları kaydetti:
"Burada biz ülkede altın bankacılığı, altın cinsinden tasarrufların finansal sisteme kazandırılması yönünde bazı adımlar attık. Rezerv opsiyon mekanizmasında işlenmemiş hurda altın kaynaklı getirilecek altınlara dair yüzde 5'lik yeni dilim oluşturduk. Tüm bunlar altın bankacılığında rezerv opsiyon mekanizmasında talebi bir miktar arttırdı, bu da bankalarımızın altın talebini artırmış oldu. Diğer taraftan hane halkının dönemsel portföy davranışları da var. Geçtiğimiz yıl bankalardaki altın mevduatına baktığımızda, hane halkı talebinde gördüğümüz bir başka unsur darphanenin altın üretimi. Tüm bu göstergeler bu talebi net bir biçimde ortaya koyuyor. Bu sebeple döneme özgü özellikler dışında biz olağanüstü bir durum görmüyoruz. Muhtemelen bu yıl geçmiş yıllara bakıldığında bir dengelenme yılı olacak gibi görünüyor."
(Sürecek)
AA