İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, yakın dönemde risk iştahında gözlenen artışın, maliyet kaynaklı baskıları bir miktar sınırlasa da enflasyonun bulunduğu yüksek seviyelerin fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturduğunu belirterek, "Bu nedenle enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdüreceğiz." dedi.
Çetinkaya, yılın ikinci Enflasyon Raporu toplantısında, para politikası kararlarına temel oluşturan iktisadi görünüm ile makroekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerini paylaştı ve son 3 aydaki gelişmeler doğrultusunda güncellenen orta vadeli enflasyon tahminleri ile para politikası duruşunu açıkladı.
Ocak ayından bu yana ABD'de seçim sonrası ekonomi politikalarına ilişkin algının normalleşmesi, ABD Merkez Bankası (Fed) politikalarına ilişkin belirsizliklerin azalması ve küresel iktisadi faaliyete ilişkin olumlu görünümün finansal piyasalarda oynaklıkları azalttığını belirten Çetinkaya, "Küresel finansal piyasalardaki iyimser havanın etkisiyle gelişmiş ülkelerin uzun vadeli tahvil getirilerinde, ABD’deki kasım ayı seçimleri sonrasında yaşanan hızlı artış eğilimi durdu. Bu çerçevede geçtiğimiz rapor döneminden bu yana gelişmekte olan ülke borçlanma senedi ve hisse senedi piyasalarına portföy girişleri gözlendi." ifadelerini kullandı.
Çetinkaya, yurt içi iktisadi görünüme bakıldığında, diğer gelişmekte olan ülkelere olduğu gibi Türkiye'ye de son dönemde portföy girişlerinin arttığını, para politikasındaki sıkılaşma adımlarının etkisiyle kısa vadeli faizlerin kademeli olarak yükselmeye devam ettiğini, getiri eğrisi eğiminin tersine döndüğünü söyledi.
Bununla birlikte Türk lirasının seviyesinde ve oynaklığında düşüş gözlendiğine dikkati çeken Çetinkaya, "Diğer taraftan finansal sistemi destekleyici makroihtiyati politikalar, kamu maliyesi teşvikleri ve destekleriyle kredi büyümesi geçmiş yıllara göre güçlü bir seyir izlemekte. Bu gelişme, ağırlıklı olarak kamu kredi garantileri nedeniyle işletmelere yönelik kredi koşullarının iyileşmesinden kaynaklanıyor." dedi.
Çetinkaya, yılın ilk çeyreğinin, döviz kuru ve emtia fiyatlarındaki artışlara bağlı olarak üretici fiyatları üzerindeki maliyet baskılarının belirginleştiği ve çekirdek enflasyon göstergelerinin yükseldiği bir dönem olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu dönemde talep koşullarındaki göreli toparlanma ve enflasyon beklentilerdeki yükselişin de etkisiyle fiyat artışları hızlandı. Bu gelişmeler sonucunda tüketici enflasyonu yılın ilk çeyreğinde yüzde 11,29 seviyesine yükseldi. 2016 yılı son çeyreğinde iktisadi faaliyet, bir önceki çeyrekteki geçici yavaşlamanın ardından yurt içi talep kaynaklı olarak ılımlı bir büyüme kaydetti. Son çeyrekte ihracattaki ivmelenmeyle birlikte net dış talebin dönemlik büyümeye katkısı oldukça yüksek olurken, bu eğilimin 2017 yılında güçlenmesini bekliyoruz. İlk çeyreğe ilişkin göstergeler, finansal piyasalardaki oynaklığın neden olduğu belirsizlik artışı, iş gücü piyasasındaki zayıf seyir ve enflasyondaki hızlı yükseliş nedeniyle iktisadi faaliyetteki toparlanmanın geçen yılın son çeyreğine göre bir miktar ivme kaybettiğine işaret ediyor. Bununla birlikte bahsettiğim unsurlara dair görünümün yılın geri kalanında daha olumlu olacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca, mal ihracatındaki güçlü artış eğiliminin yanı sıra alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin de katkısıyla iktisadi faaliyetteki canlanmanın yılın ikinci çeyreğinden itibaren güç kazanmasını bekliyoruz."
- Para politikası uygulamaları ve parasal koşullar
Murat Çetinkaya, bu yılın ocak ayı başında döviz piyasasında iktisadi temellerle uyumlu olmayan aşırı hareketliliğin enflasyon görünümüne yansımalarını sınırlamak amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirdiklerini, bu çerçevede 12 Ocak 2017’den itibaren 1 hafta vadeli repo ihalelerine ara verdiklerini, marjinal fonlamayı kademeli olarak azalttıklarını ve sistemin fonlama ihtiyacının giderek artan bir kısmını geç likidite penceresinden (GLP) sağlamaya başladıklarını anlattı.
Çetinkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Buna ilaveten, marjinal fonlama oranını ocak ayı PPK toplantısında 75 baz puan, GLP borç verme faiz oranını ise ocak, mart ve nisan PPK toplantılarında toplamda 225 baz puan artırarak parasal sıkılaştırmayı daha da güçlendirdik. Söz konusu parasal sıkılaştırma, diğer para piyasası faizlerine de yansıdı. Bu dönemde BIST gecelik repo faizleri ile kur takası piyasası faizlerinin TCMB ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti ile uyumlu hareket etmesi ve döviz piyasasının göreli olarak istikrara kavuşması, para politikası aktarımının amaçlanan şekilde gerçekleştiğine işaret ediyor.
Getiri eğrisinin eğiminin 2017 yılının başından itibaren tersine dönmüş olması para politikası duruşundaki sıkılığa işaret ediyor. Kısa vadeli kur takası getirileri, TCMB para politikası uygulamalarının etkisiyle bir önceki rapor döneminden bu yana belirgin biçimde yükselmeye devam ederken, uzun vadeli kur takası getirilerinde önemli bir değişiklik olmadı. Politika uygulamalarının döviz kuru piyasasında da etkili olduğunu görüyoruz. Nitekim ocak ayında sert bir yükseliş kaydeden Türk lirasının ima edilen oynaklığında iyileşme sağlandı."
- "İhtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapabiliriz"
TCMB Başkanı Çetinkaya, yakın dönemde risk iştahında gözlenen artışın, maliyet kaynaklı baskıları bir miktar sınırlasa da enflasyonun bulunduğu yüksek seviyelerin fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturduğunu belirterek, "Bu nedenle enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşumuzu sürdüreceğiz." dedi.
Çetinkaya, para politikasını oluştururken orta vadeli enflasyon görünümünü dikkate aldıklarını ve enflasyonda yıl içinde gözlenmesi beklenen baz etkileri kaynaklı dalgalanmalardan ziyade enflasyonun ana eğilimindeki gelişmelere odaklandıklarını vurgulayarak, "Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeleri yakından izleyerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapabiliriz." ifadesini kullandı.
Bu yılın ilk çeyreğinde TCMB fonlama maliyetindeki yükselişe karşın finansal sistemi destekleyici makroihtiyati politikalar, kamu maliyesi teşvikleri ve kamu kredi garantileri sayesinde kredi koşullarının toparlanmaya devam ettiğini bildiren Çetinkaya, makroihtiyati politikaların ve krediye erişimi desteklemek için alınan diğer önlemlerin etkisiyle bu dönemde gerek tüketici gerekse ticari kredi faizlerindeki artışın TCMB ortalama fonlama maliyetindeki yükselişe kıyasla sınırlı düzeyde kaldığını söyledi.
Çetinkaya, alınan teşvik ve önlemlerin de katkısıyla son aylarda Türk lirası cinsinden ticari kredi büyümesinin ivme kazandığını gözlemlediklerini kaydetti.
(Sürecek)
AA