İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, bankanın finansal koşulların öngörülenin ötesinde bir sıkılık göstermesi durumunda, zorunlu karşılıklar ve diğer likidite araçlarını destekleyici yönde kullanmaya devam edeceği belirtildi.
Kurulun, 24 Kasım 2016'daki toplantısına ilişkin yayımladığı özette, TCMB tarafından alınan likidite tedbirleri ve makroihtiyati alandaki düzenlemelerin finansal koşulları destekleyici yönde etkilediği ifade edildi.
Tüketici kredilerinin son dönemde kredi faizlerindeki gerileme ve makroihtiyati önlemlerin de etkisiyle, başta konut kredilerinde olmak üzere artış eğilimi gösterdiği belirtilen özette, küresel ve jeopolitik gelişmelerin yurt içi finansal piyasalara yansımaları nedeniyle ticari kredilerdeki canlanmanın göreli olarak zayıf seyrettiği kaydedildi.
Özette, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Mevcut durumda, gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faizler artmaya, politika faizlerine ilişkin beklentiler de yukarı yönlü güncellenmeye başlamıştır. ABD Merkez Bankasının (Fed) aralık ayındaki faiz artırımı olasılığının güçlenmesi ve ABD seçimleri sonrası küresel belirsizliklerde gözlenen artış gelişmekte olan ülke finansal piyasalarında oynaklığa ve portföy çıkışlarına neden olmaktadır. Söz konusu gelişmelerin kredi koşulları üzerindeki olumsuz etkisi, alınan likidite tedbirleri, makroihtiyati düzenlemeler ve diğer teşvikler ile kısmen dengelenmektedir. TCMB, finansal koşulların öngörülenin ötesinde bir sıkılık göstermesi durumunda, zorunlu karşılıklar ve diğer likidite araçlarını destekleyici yönde kullanmaya devam edecektir.
Alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla son çeyrekten itibaren iç talepte toparlanma eğiliminin başlaması beklenmektedir. Bununla birlikte, küresel piyasalardaki dalgalanmalar ve jeopolitik riskler iktisadi faaliyetteki toparlanmanın gücü konusunda aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyetin ılımlı bir büyüme sergilemesi beklenmektedir. TCMB, iktisadi faaliyetteki gelişmelerin fiyat istikrarı ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarını yakından izlemeye devam edecektir. Kurul, yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceğini değerlendirmektedir."
- "Para politikası kararları enflasyon görünümüne bağlı olacak"
Özette, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın öngörülenden daha yavaş gerçekleşmesinin enflasyon üzerinde aşağı yönlü risk, yakın dönemde küresel belirsizliklerdeki artış ve yüksek oynaklıklara bağlı olarak yaşanan döviz kuru hareketlerinin enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturduğu ifade edildi.
Kurul'un, döviz kurundaki gelişmelerin beklentiler ve fiyatlama davranışları üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verdiği anımsatılan özette, döviz piyasasına dair destekleyici tedbirlerin bu kararın etkisini güçlendireceği değerlendirildi.
Bu çerçevede, ihracat reeskont kredilerinin geri ödemelerinde esneklik sağlanması ve döviz yükümlülükler için uygulanan zorunlu karşılıklarda bir indirim yapılmasının uygun bulunduğu belirtilen özette, şunlar kaydedildi:
"Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümüne bağlı olacaktır. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek para politikasındaki temkinli duruş sürdürülecektir. Kurul, sadeleşmenin uygun bir zaman diliminde tamamlanması konusundaki görüşünü korumaktadır. Gelinen noktada, sadeleşme ile amaçlanan kazanımlar büyük ölçüde hayata geçirilmiştir. Sadeleşme sürecinde bir sonraki adımın yönü ve zamanlaması enflasyon görünümünü ve finansal istikrarı etkileyen gelişmelere bağlı olacaktır.
Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edilmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir."
Özette, son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesinin Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olduğu vurgulandı.
Küresel belirsizliklerin yüksek olduğu mevcut konjonktürde bu kazanımların korunarak daha da ileriye götürülmesinin önem taşıdığı ifade edilen özette, "Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır." görüşlerine yer verildi.
(Bitti)
AA