İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, yakın dönemde piyasa faiz oranlarında ve risk primlerinde gözlenen düşüşe rağmen kredi piyasasına dair göstergelerin finansal koşulların halen sıkı olduğuna işaret ettiği belirtilerek, bu çerçevede kısa vadede kredilerin büyüme hızında kayda değer bir toparlanma beklenmediği bildirildi.
Kurulun, 24 Mart 2016 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı toplantı özetinde, sıkı para politikası duruşunun ve alınan makro ihtiyati önlemlerin etkisiyle yıllık kredi büyüme hızlarının makul düzeylerde seyrettiği belirtildi.
Kredilerin ılımlı seyrinde hem arz hem de talep yönlü faktörlerin etkili olduğu aktarılan özette, risk ağırlıklarına dair düzenlemeler ile asgari ücret ayarlamalarının gelecek dönemde kredi arzı ve hane halkı geliri kanallarıyla kredi büyümesini destekleyebileceği ifade edildi.
Özette, yakın dönemde piyasa faiz oranlarında ve risk primlerinde gözlenen düşüşe rağmen kredi piyasasına dair göstergelerin finansal koşulların halen sıkı olduğuna işaret ettiği vurgulandı.
Bu çerçevede, kısa vadede kredilerin büyüme hızında kayda değer bir toparlanma beklenmediği ifade edilen özette, "Kredilerin bileşimine bakıldığında, ticari kredilerin tüketici kredilerine kıyasla daha yüksek bir oranda büyümeye devam ettiği görülmektedir. Bu bileşim, bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlarken diğer yandan cari açıktaki düzelmeyi desteklemektedir." denildi.
Özette, öncü verilerin, son dönemde iç talebin bir miktar yavaşladığına ve büyümeye ılımlı katkı vermeyi sürdürdüğüne işaret ettiği belirtilerek, finansal koşullardaki sıkılık kredi ve iç talep artışını sınırlarken, enerji fiyatları ve ücret gelişmelerinin gelir kanalından iç talebi desteklediği dile getirildi.
Dış talep tarafında jeopolitik gelişmelerin aşağı yönlü risk oluşturduğu belirtilen özette, buna karşın Avrupa ekonomisinde görülen toparlanma eğilimi ve ihracatın pazar değiştirme esnekliğinin bu riski sınırladığı bildirildi.
Özette, son dönemlerde Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki yükselişin, ihracat üzerindeki olumlu etkisinin artarak sürdüğünün gözlendiğine işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
"Bu durum ekonomide hem büyümeyi hem de dengelenmeyi desteklemektedir. Ayrıca, emtia fiyatlarındaki birikimli düşüşün dış ticaret hadleri üzerindeki olumlu etkisi ve tüketici kredilerindeki yavaş seyir cari dengedeki iyileşmeyi desteklemektedir. Öte yandan Kurul, yakın dönemde hizmet ihracatına yönelik gelişmelerin talep, istihdam ve cari denge üzerinde aşağı yönlü risk oluşturduğuna dikkat çekmiştir. Söz konusu riskin bu aşamada sınırlı olduğu, ancak orta vadeye dair daha sağlıklı bir değerlendirme yapmak için gelişmelerin bir müddet daha yakından izlenmesinin gerektiği ifade edilmiştir. Bütün bu değerlendirmeler doğrultusunda, para politikası duruşu oluşturulurken önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyetin ılımlı artış eğilimini koruyacağı ve cari işlemler dengesindeki iyileşmenin yavaşlayarak da olsa devam edeceği bir görünüm esas alınmıştır."
- "Küresel oynaklıklarda bir miktar düşüş gözlendi"
PPK toplantı özetinde, Kurul'un 2015 yılının ağustos ayında yayımlanan yol haritasında belirtilen politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılmasının, ekonominin küresel şoklara karşı dayanıklılığını artırdığını değerlendirdiği bilgisi verildi.
Gerek döviz kurlarında gerekse kredilerde gözlenen aşırı oynaklıkların bu yeni araçların devreye alınması sayesinde azaldığına işaret edilen özette, "Nitekim eylül ayından bu yana gelişmekte olan ülkeler arasında Türk lirasının göreli oynaklığında kayda değer bir azalış gözlenmiştir. Cari dengedeki iyileşme ve enerji fiyatlarındaki düşük seyrin etkisiyle döviz talebinin kademeli olarak azalması bu süreci desteklemektedir. Döviz likiditesi araçları da Türk lirasının değerini dengeleyici yönde kullanılmaktadır. Bütün bu gelişmeler, geniş faiz koridoruna olan ihtiyacı bir ölçüde azaltmaktadır." değerlendirmeleri yapıldı.
Özette, son dönemde geniş faiz koridoruna olan ihtiyacı azaltan bir diğer unsurun, küresel ekonomik ve finansal gelişmeler olduğu dile getirildi.
Küresel ekonomideki toparlanma sürecinin yavaş olacağı beklentisinin ağırlık kazanmasıyla gelişmiş ülkelerde faiz oranlarının uzunca bir müddet düşük düzeylerde kalacağı öngörüsünün güçlendiği aktarılan özette, bu doğrultuda gelişmekte olan ülkelere olan sermaye akımları artarken risk primlerinde kayda değer düşüş gözlendiği vurgulandı.
Özette, yakın dönemde küresel oynaklıklarda bir miktar düşüş gözlendiği aktarılarak, şu ifadelere yer verildi:
"Ağustos ayında yayımlanan yol haritasında belirtilen politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılmaya başlanması da geniş bir faiz koridoruna duyulan ihtiyacı bir miktar azaltmıştır. Bu doğrultuda Kurul, gecelik borç verme faizini 25 baz puan düşürmek yoluyla sadeleşme yönünde ölçülü bir adım atılmasına karar vermiştir. Öte yandan, çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmenin sınırlı olması likidite politikasındaki sıkı duruşun korunmasını gerektirmektedir. Son dönemde ithal girdi maliyetlerindeki gelişmeler enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü riskleri azaltsa da çekirdek enflasyon görünümündeki iyileşme henüz sınırlı boyuttadır. Birikimli döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkileri ve ücret gelişmeleri enflasyonun ana eğilimindeki iyileşmeyi sınırlamaktadır."
Gıda fiyatlarının yıllık artış oranında şubatın ardından martta da kayda değer bir düşüş beklendiği belirtilen özette, bu düşüşün daha çok sebze fiyatlarından kaynaklanmasının, gelecek dönemde gıda fiyatlarındaki oynaklığın sürebileceğine işaret ettiği bilgisi verildi.
Özette, bu çerçevede Kurul'un son dönemde enflasyonda gözlenen düşüşün kalıcı olması için likidite politikasındaki sıkı duruşun korunması gerektiğini belirttiği bildirildi.
- "Gelecek dönemde para politikası kararları enflasyon görünümüne bağlı olacak"
Gelecek dönemde para politikası kararlarının enflasyon görünümüne bağlı olacağı vurgulanan özette, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği dile getirildi.
Özette, küresel ve yurt içi oynaklıkların da yakından takip edilip döviz ve Türk lirası piyasalarında gerekli önlemlerin alınacağı belirtilerek, "Özetle, politika duruşunun enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici niteliği korunacaktır." denildi.
Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmelerin, enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edildiğinin altı çizilen özette, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir. Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesi Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olmuştur. Küresel belirsizliklerin yüksek olduğu mevcut konjonktürde bu kazanımların korunarak daha da ileriye götürülmesi önem taşımaktadır. Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makro ekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır."
(Bitti)
AA