Gazeteler de tirajı nispetinde gazeteci çalıştırıyor ve yatırım yapıyor... Sağcı, solcu, demokrat, İslamcı, eski Türkiye'ci, vesayetçi ya da liberal her kesim gazetelerde soluk buluyor. Bu özelliği ile Türkiye medyasının dünyada eşi benzeri yok.
Rekabet imkanlarının genişlemesi, medyadaki kartelleşmenin zayıflamasının sunduğu imkanlar, medyanın etki gücü ve pazardaki paylarını da büyük ölçüde değiştirdi. Merkez medya yeni adresine taşınıyor.
"Muhafazakar" sermaye sahiplerinin sahip olduğu gazetelerin toplam tirajı, diğerlerini geçti ve farkı da açıyor. STAR, Zaman, Sabah, Türkiye, Takvim, Yeni Şafak, Bugün, Yeni Akit, Yeni Asya, Milli Gazete, Milat ve Todays Zaman'ın toplam günlük tirajı 2 milyon 250 bini aştı.
Türk medyasında bir ezber bozuldu ve , "yenilikçi", "demokrat" ve "değişimci" medya Pazar payını artırdı ve bir geleneği tarihe gömdü.
Konuyu köşesine taşıyan Mustafa Karaalioğlu "Pazara görece geç girmiş olmalarına ve bazıları 28 Şubat'ta 15 yıl kaybetmiş olmasına rağmen mesafeyi kısa sürede kapatarak pazardaki paylarını büyütmeyi başarmıştır. Bir ezber böylece bozulmuştur. Merkez medya artık adres değiştirmiştir. Elbette, "merkez" olmanın tek şartı yüksek tiraja sahip olmak da değildir. Zaten, demokrat medyanın başarısı da tirajın yanı sıra sahip olduğu diğer özelliklerinden kaynaklanıyor. Bir gazetenin ve bir gazetecilik anlayışının başarısı için sadece iyi bir gazete yapmak yetmiyor. Bununla birlikte ülkenin değişim dinamiğini yakalamak, bunun için risk almak ve tutarlılık göstermek de şarttır." diyor...
Yakın geçmişte askeri ve yargısal vesayete sırtını dayayan ve derin devlet iktidarının devamı için çaba gösteren medyanın varlığına dikkat çeken Karaalioğlu "Sarıkız, Ayışığı vb. gibi darbe girişimleri, Danıştay cinayeti, 367 rezaleti, 27 Nisan bildirisi, Kapatma davası, Ergenekon/Balyoz davaları..." gibi konularda anti-demokratik girişimlere dört elle sarılan ve PR yapan gazetecilerin yenildiği tespitinde bulundu.
Karaalioğlu'na göre ülkede "Türkiye'nin içeride ve dışarıda gittiği istikameti ıskalayan, ıskalamakla kalmayıp buna alenen direnen bir medya"nın varlığından merkez medya olamayacağını söylüyor.
Karaalioğlu "Buna karşılık, o değişimi doğru zamanda doğru şekilde okuyan, okurlarını ve kamuoyunu yanıltmayan, vesayete karşı cesur bir mücadele sergileyen ve bütün bunları evrensel gazetecilik kuralları içinde yapan; tuzak kurmayan, oyup planlamayan demokrat ve yenilikçi medya var. O medya bugün, hem pazar payıyla hem de doğru istikametiyle merkezde hak ettiği yeri alıyor. Bütün değişim ünitelerini destekleyen ve yol gösteren medyanın merkezde güç kazanması demokrasinin de yükselişinin ve güç kazanmasının teminatıdır." Diyor...