Ortadoğu ülkelerinde ortaya çıkan ve öldürücü SARS hastalığının bir türevi olduğu saptanan Ortadoğu solunum sendromu (MERS) nedeniyle dört kişinin daha öldüğü açıklandı.
MERS semptomları (akciğer enfenksiyonu, ateş, öksürük, solunumda güçlük) SARS ile benzeşiyor ancak MERS böbreklerde rahatsızlığa da yol açıyor.
Öpücük hastalığı yani infeksiyöz mononükleoz (İM), daha çok çocuk ve genç erişkinlerde rastlanan; boğaz ağrısı ve lenf bezlerinde büyüme ile kendini gösteren bir hastalıktır. Ebstein Barr virüsü (EBV) tarafından oluşturulan enfeksiyon, tükürük ve boğaz salgısıyla çıkarılır, yakın temasla (öpücük), kan yolu ile veya enfeksiyonlu eşyalarla kişiden kişiye geçer. Yakın temasla sık bulaştığı için "öpüşme hastalığı" olarak da adlandırılır.
İM, kötü hijyene sahip ve kalabalık bölgelerde yaşayanlarda, daha çok buluğ çağında ve küçük çocuklarda görülür. Gelişmiş ülkelerde ise 15-19 yaşlar arasında daha sıktır. Hastalık, okul ve askeri birliklerde daha yaygın olup; ayrıca aile içi geçiş de sıktır. Bazı toplumlarda, annenin ağzında öğüttüğü gıdaları daha sonra bebeğine verdiği ailelerde daha kolay ortaya çıkar. İnfeksiyöz mononükleoz, her iki cinsiyette ve yılın her mevsiminde görülür.
EBV'nin konakçısı oldukça sınırlıdır. Virüs'ün enfekte edebileceği iki hücre tipi olup, bunlar; B lenfositler ve epitel hücreleridir. Virüs, tükürük ve salya ile çıkarılarak ve yakın temas ile bulaştırılarak, boğaz mukozasından vücuda girer. Önce boğaza ve tükürük bezi hücrelerine daha sonra da gırtlakta bulunan duyarlı B lenfositlere ulaşır. EBV, kan verilmesi ve kemik iliği nakli ile de bulaşır ancak bu yolla bulaşma sık değildir.
Belirtiler:
Hastanın yaşı, klinik belirtilerde önemlidir. Özellikle çocukluk çağında; lenf bezlerinde büyüme, bademcik iltihabı gibi tipik bulguların yanı sıra; boğaz iltihabı, kulak iltihabı, karın ağrısı ve ishal gibi belirtilere de neden olabilir. Genç ve erişkinlerde ise; yüksek ateş, boğaz ağrısı, lenf bezlerinde şişme ve kanda atipik hücreler görülür. Genellikle 3-5 gün kadar süren halsizlik, iştahsızlık, bulantı ve sigaradan tiksinme, batında dolgunluk hissi, kas ağrıları, ateş basması, üşüme, titreme, terleme gibi belirtileri görülebilir. Hastalar en sık boğaz ağrısı şikayeti ile doktora başvururlar.
Hastaların büyük bir çoğunluğunda öğleden sonra 40°C'yi bulan ateş görülür. Ateşli dönem ortalama 10-14 gün kadar sürer. Bedemcikler büyük, boğaz kızarık görünümlü ve bezen beyaz zar ile kaplı olabilir. Boğaz ağrısı şikayeti 7-10 gün kadar devam eder. Bazı hastalarda yumuşak-sert damak birleşim yerinde 1-2mm. çaplı kırmızı lekeler görülebilir. Bazı hastalarda göz etrafında şişlik görülebilir. Olguların çoğunda arka boyun kısmında lenf bezi büyümesi vardır. Bazı hastalarda karaciğer ve dalak büyümesi görülebilir. Bazı hastalarda ise; gövde, el ve ayakların üst tarafında döküntüler görülebilir. Ampisilin kullananlarda yaygın döküntü ortaya çıkabilir ve ilacın kesilmesi ile bu döküntüler kaybolur.
Hastaların yüzde 90'ında karaciğer enzimleri normalin 2-3 katına çıkar. Yaşlılarda ender görüldüğü için, hastalığın tanısı hayatın geç dönemlerinde güçlükle konulur. 40 yaşın üzerindeki toplumun yüzde 6'sı EBV infeksiyonuna yatkındır. Yaşlı kişilere gençler ve çocuklara göre belirti ve bulgular daha farklıdır.
Tanı ve tedavisi:
Hastalığın tanısı klinik bulgular yanında, kan tahlilleri ile konur.
Ortalama 1-4 haftada kendiliğinden iyileşen olgularda büyük ölçüde destekleyici tedavi yapılır. Hastaya, ateşinin olduğu ilk 2-3 hafta süresince istirahat önerilir. Parasetamol, ateş ve ağrılar için verilebilir. Reye sendromuna yol açabileceğinden aspirin tercih edilmez. Hastalar dalak rüptürlerine karşı, 3-4 hafta süreyle riskli hareketlerden kaçınmalıdır.
Hastalığın komplikasyonları oldukça nadir olup, en sık görülen komplikasyonlardan biri, bir nevi kansızlık olan otoimmün hemolitik anemidir. Bazı hastalarda; bedemciklerde büyüme, boğazda lenfoid hiperplazi ve beyaz zar oluşumuna bağlı üst solunum yolu tıkanıklığı gelişebilir. Dalak yırtılması çok nadir; ancak akılda tutulması gereken bir komplikasyonudur. Nörolojik koplikasyonlardan olan beyin iltihapları bu yolla ölümlerin en önemli nedeni olmasına rağmen; vakaların büyük kısmı iyileşme ile sonlanır.
Hastalık ile ilgili olarak aşı çalışmaları vardır, ancak henüz uygulanan bir bağışıklama yolu yoktur.
Suudi Arabistan sağlık bakanlığı, Krallık'ta bu virüs sebebiyle ölen kişi sayısının son vakalarla 32'ye yükseldini bildirdi. Ölümlerden ikisi Mekke bölgesindeki Taif kentinde, diğer ikisi de Doğu Bölgesi'nde yaşandı. Bakanlık, biri iki yaşında bir çocuk olmak üzere üç kişinin de MERS ile enfekte olduğunu tepsit ettiklerini açıkladı.
Şu an Suudi Arabistan'da resmi kayıtlara göre 32'si ciddi durumda 49 MERS enfeksiyonlu hasta bulunuyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, tüm dünyada MERS'e bağlı ölüm sayısı 33'e ulaştı. Bunlardan 28'i Arabistan'da yaşandı.
MERS virüsü, SARS'a neden olan virüsün de içinde bulunduğu coronavirüs ailesine mensup.
SARS, 2003'te salgın haline gelmiş ve 800 kişinin ölümüne neden olmuştu.
Prof. Dr. Yavuz Baykal Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Koordinatörü
HAC VE UMRE'YE GİDECEKLERE MERS-COV UYARISI
Sındırgı Toplum Sağlığı Merkezi sorumlu hekimi Dr. Fatih Kocaşahan, Hac ve Umre'ye gidecek vatandaşları MERS CoV virüsü konusunda uyardı.
Kocaşahan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, MERS-CoV'un şiddetli solunum yolu hastalığına neden olan ve 2012 yılının Eylül ayında ilk defa Suudi Arabistan'da ortaya çıkan bir virüs olduğunu belirtti.
Dünya üzerinde 30 Nisan 2014 tarihi itibarıyla, hastalanmış 424 kişi tespit edildiğini dile getiren Kocaşahan, şunları kaydetti:
"Hastalık şiddetli seyretmektedir ve hastalanan kişilerden 131'i hayatını kaybetmiştir. Özellikle şeker, kronik akciğer, böbrek yetmezliği ve bağışıklık sistem yetmezliği hastalarında bu virüs, daha şiddetli hastalık yapabilmektedir. Hastaların çoğu (yüzde 80'i) Suudi Arabistan'da tespit edilmiştir."
Sağlık Bakanlığının bu virüse yönelik son gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Kocaşahan, "Ülkemizde Hac ve Umre vazifelerini yerine getirmek üzere Suudi Arabistan'a seyahat eden çok sayıda vatandaşımızın bulunması dolayısıyla gerekli tedbirler alınmaktadır. Bu hastalık hakkında tüm sağlık kuruluşlarımız bilgilendirilmiştir. Bir hekimin muayenesi ve tetkikleri sonucunda şüpheli olarak bulunan tüm kişilere laboratuvar testi yapılmaktadır" dedi.
Kocaşahan, vatandaşların Suudi Arabistan ziyaretinden sonraki 14 gün içinde ateş ile alt solunum yolu hastalığı belirtileri (öksürük, nefes darlığı) hissetmeleri halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları ve hekime seyahatiyle ilgili bilgi vermeleri gerektiğini kaydetti.