MERSİN (AA) - Mersin'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, aralarında dönemin Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanı eski Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ve eski 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Basri Dağdelen'in de bulunduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 2'si firari 22'si tutuklu 35 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ikinci celsesinin devam eden oturumuna, sanıklar, avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Tutuksuz yargılanan toplamda 6 sanığın dinlendiği duruşmada, 15 Temmuz'da Tarsus İlçe Jandarma Komutanı olarak görevlendirilen, sonrasında açığa alınan Jandarma Yarbay Kazım Bahadır Ersoy, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Ne kendisinin, ne de ailesinin bugüne kadar örgütün faaliyetlerine katılmadığını savunan Ersoy, "Hayatım boyunca bu örgütle en ufak ilişkim olmadı. Hatta protokol üyesi olmama rağmen okullarının, derneklerinin yaptıkları faaliyetlere bırakın katılmayı, davet bile edilmedim. Yapılan soruşturmalarda en ufak bağlantım bulunmadı. Orduda bu örgütle ilişkilendirilecek yaşam tarzı olarak en son kişiyim." dedi.
Ersoy, darbe girişiminin yaşandığı gece komutanının emriyle Tarsus İlçe Jandarma Komutanlığına gidip, birliğinin güvenliğini sağladığını belirterek, ilçenin mülki amirleriyle iletişim kurup, darbenin karşısında olduğunu söylediğini ve birliğine davet ettiğini anlattı.
Kendisine iftira atıldığını iddia eden Ersoy, beraatini istedi.
Erdemli İlçe Jandarma Komutanıyken soruşturma nedeniyle açığa alınan Jandarma Yüzbaşı Serkan Kozan da örgütle irtibatı ve ilişkisi olmamasına rağmen yaftalandığını ileri sürerek, darbe girişimine ilk anından itibaren karşı çıktığını iddia etti.
Kozan, 15 Temmuz'da Kaymakamlık, Emniyet Müdürlüğü ve Başsavcılık koordinesinde hareket ettiğini, görev bölgesinde herhangi bir yasa dışı faaliyetin yaşanmadığını savundu.
Dönemin Mersin İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ömer Uyan'ın yakın korumalığını yapmış olan Uzman Çavuş Özhan Yıldız ise hem kardeş indirimi olduğu için hem de disiplinli eğitim gerekçesiyle iki çocuğunu 2012 yılında örgütün dershanesine gönderdiğini, 17-25 Aralık sürecinin ardından ise çocuklarını dershaneden aldığını söyledi.
Evinde bulunan FETÖ elebaşı Gülen'e ait 3 kasetin nereden geldiğini bilmediğini ve hiç dinlemediğini ileri süren Yıldız, askerlere Gülen'in kasetlerini dinlettiği iddialarına ilişkin de "Jandarma servis aracında kaset çalar olmaz. Böyle bir şey yapmam mümkün değil. Hakkımda iftira atılıyor." ifadesini kullandı.
Açığa alınan askerlerden Jandarma Astsubay İsrafil Köroğlu da örgütle ilişkisinin olmadığını savunarak, şöyle konuştu:
"Darbe girişiminin olduğu gece ailemle alışverişteydim. Birliğimizin WhatsApp grubundan toplanma mesajını görünce birliğime gittim. Komutanımız Mustafa Bakçepınar, darbenin karşısında olduklarını söyleyeyip, Vali ile hareket etmişti. Biz de darbenin karşısında yer alıp üniforma giymedik, silah kuşanmadık. Birliğe gelen vatandaşlarla da iletişim kurduk. Bize sevgi gösterilerinde bulundular. O gün sabaha kadar birliğimin güvenliğini sağlayıp, darbenin karşısında yer aldım."
Köroğlu, eş görev nedeniyle ihale işlerine baktığı için bazı amirlerinin kendisine husumet beslediğini öne sürerek, bu yüzden isminin yazdırıldığı iddiasında bulundu.
Jandarma Astsubay Çetin Özkozanoğlu da 15 Temmuz'da İl Jandarma Komutanlığında nöbetçi astsubay olarak görev yaptığını belirterek, şunları kaydetti:
"Karşınızda olduğum için utanç duyuyorum. Hayatımın hiçbir döneminde bu cani örgütle işim olmadı. Hayat tarzıma aykırı. Bugüne kadar toz zerresi kadar alakam olmadı. Göreve çağrıldığım için birliğime geldim ve darbenin karşısında yer aldım, komutanlarımı dinledim. Sabaha kadar birliğimin güvenliğini sağladım. Komutanlığa gelen vatandaşlarla bir araya geldik. Sonra ne olduysa gözaltına alındım. Hakkımda hiçbir somut delil yok. ByLock kullanmadım, adını bile sonradan duydum. Beraatimi talep ediyorum."
Eski Silifke İlçe Jandarma Komutanı Ali Özcan ise avukatı salonda olmadığı için daha sonra ifade vermeyi talep etti.
Sanıkların avukatları da müvekkillerinin örgütle ve darbe girişimiyle alakalı olmadıklarını savunarak, beraatlerini istedi.
Mahkeme heyeti, oturumun yarın devam etmesine karar verdi.
- Dava
Davanın 20 Haziran'da görülen ilk celsesinde, 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı olarak görev yapan ve kendisini sözde "sıkıyönetim komutanı" ilan eden eski Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, TSK'dan ihraç edilen eski Deniz İkmal Binbaşı İlhan Tabur ve eski Harekat Şube Müdürü Kurmay Yüzbaşı Ali Gül'ün de aralarında olduğu sanıkların tamamına yakını savunmalarını yaparken, eski 3. sınıf Emniyet Müdürü tutuklu sanık Hasan Basri Dağdelen, savunma yapmak için ek süre istemişti.
Heyet, olay gecesi Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanlığının Güvenlik Harekat Merkezi'nde telsiz ve güvenlik kameraları operatörlüğü yapan eski Uzman Çavuş Mehmet Şimşek, Demirhan'ın emir astsubaylığını yapan eski Uzman Çavuş Ahmet Tufan Özbar ve eski polis Mustafa Gezginci'nin haklarında yurt dışına çıkış yasağı konularak adli kontrol şartıyla tahliye edilmelerine karar vermişti.
İlk olarak 29 sanığın yargılandığı dosyada sanık sayısı, farklı bir dosyadan yargılanan 6 askerin de eklenmesiyle 35'e çıkmış, 10 Ekim'de başlayan ikinci celsede de Dağdelen ile tutuksuz yargılanan sanıklardan dönemin Kurmay Başkanı Albay Tayfun Ergi ve emekli Deniz Binbaşı Mehmet Emin Ceylan dinlenmişti.
AA