“Oku büyük adam ol” dedi eskiler, ama ‘büyük adam’ olmak ne demekti? Ondan hiç bahsetmediler.
Doktor, avukat, mühendis… Meslek gruplarında en çok bilinenler deyince ilk akla gelenlerimiz. Hepsi de kendi içinde dallara ayrıldı, ilk başlarda yoktu pek bilenimiz. Doktorlara saygı duyduk, psikayatristlere burun kıvırdık yıllarca. Sonra ‘tüm hastalıkların sebebi stresmiş’ diyerek psikayatristlerin kapısını aşındırdık. Hatta doktora yönelik şiddet haberlerini okuduk okumasına da, pek de umursamadık. Avukatlara yalancı muamelesi yaptık, filmlerde gördüğümüz sahneleri gerçek zannedip, ona göre kafamızda bir ‘avukat’ yapısı oluşturduk. Avukatları pis işlerin maşası olarak gördük, adalet sistemini kendi yargılarımızla bozduk. Mühendisliği de kimseye bırakmadık. Onca dala ayrıldı, uzay mühendisliği diye bir bölüm bile vardı. Lakin biz esprilerimizde ‘kaldırım mühendisi’ deyimini kullandık. Diğer meslek gruplarını zaten pek anlayamadık… Peki o zaman bu hafta üniversite sınavına giren kardeşlerimiz hangi bölümü/mesleği tercih etmeli?!
Bölüm/seçenek çok fakat; seçim yapmak kolay değil. Aslında abartıldığı kadar zor da değil. Kişinin yeteneğine, algısına, hayallerine bakın. Tarafsız olarak baktığınızda göreceksiniz ki; aslında herkes bir cevher. Nasıl ki her cevherin kullanım alanı farklı olsa da hepsi ayrı ayrı çok kıymetliyse; her bireyin de yeteneği farklı olup, her birey kıymetlidir. Yani meslek seçiminde en önemli kriter, kişinin o mesleğe yatkınlığı ve yeteneği. Kan tutan doktor, okumayı sevmeyen öğretmen, konuşmayan avukat, hesapları hesaplamaktan bihaber mühendis… Olur mu?
Kişinin sevmediği bir mesleği icra etmeye çalışması; istemediği biriyle evlendirilmesine benzer. Ona karşı sabrı yoktur, sevmeye çalışır ama; başaramayabilir. Olup – biten her şey de göze batar. Nasıl ki böyle bir evlilik çok sürmez ise; böyle bir meslek seçimi de kişinin ilk yokuşta havlu atmasına sebebiyet verebilir.
“Oku, büyük adam ol” dediler. Mimar, doktor, avukat, mühendis, spiker, terzi, ressam vb. bir ayırım yapmadılar. Büyük olan meslek değildi; büyük olan bizim ortaya koyduklarımızdı. Gazeteci için tarafsız haber, öğretmen için ülkenin geleceği demekti. Doktor için kendi canı, avukat için kendi hak’kı demekti. Kimsenin hakkına göz dikmeden alış-veriş yapmaktı büyüklük. Maddi bir çıkar veya menfaat elde etmeye çalışmadan da üzerine düşeni yapabilmekti büyük adam olmak…
Bizden önceki nesil büyüdü, biz büyüdük, çocuklarımız büyüdü… Seçim yapacak kadar büyüdük; büyük adam olacak mertebeye ise çoğumuz eremedik. Biz büyüklüğü meslek, mevkii, makam sandık… Her meslek büyüktü, biz itibarsızlaştırarak küçülttük! Oysa ki büyüklenen değil, büyüklük taslayan hiç değil… Hoşgörüyle, sevgiyle, saygıyla büyüyen bir toplum ihtiyaç olan.
Her bireyin özgürce meslek/bölüm seçimini yapabilmesi temennisiyle, haftaya görüşmek üzere.
Av. Yasemin Bezirci