Mevlana bunları görse, “Siz gelmeyin derdi.”
Biliyorum biraz iddialı bi başlık attım yazıya.
Ama.
Aması ne?
Aması şu.
Hak etti birileri doğrusu.
Yıl: Mevlana yılı.
8 ay 8 gün bunu hiç manşete taşımayan Hürriyet’in manşeti;
Bu vesile ile bizim Turizm Müdürü’nün koltuğa tüneyişi.
Gerçi bu konu ile ilgili çok tatminkar bir açıklama geldi;
“Ben giyinmeyi çok severim çorabım beyaz değil bejdi!”
Otobüslerin üzerindeki yedi öğüdü ve köprülerin üzerine giydirilen üç beş sözü çıkaralım,
Sonra her cumartesi sema programını bir kenara bırakalım,
3 seminer 5 konferansı, ha bi de afiş var, onu da unutmayalım.
Ve şimdi sorgulayalım, bu yılın hakkını verdik mi diye.
Aslında her şey Mevlana’nın suçu.
Ne diye felsefesi ile tüm dünyayı etkileme ihtiyacı duydu acaba?
Neden herkese kucak açtı?
Neden öğretileri ile şaire ilham, ressam ışık oldu.
Mesneviyi yazmasa kimse okumazdı.
UNESCO’da 2007 yılını Mevlana Yılı falan diye tanıtmazdı.
Yani sizin anlayacağınız bizimkilerin bir suçu yok vallahi.
Gerçi Mevlana yılının sönük geçmesi ile ilgili bahaneler hazır Allah’tan;
Medya koskoca bir yılı, bir köşk, bir konut bir de Konyalı bakan muhabbetine ayırdı.
Başbakan arabanın içinde bayıldı.
Şoför kontak anahtarı içerde unuttu arabanın camı kırıldı.
Arınç cumhurbaşkanı olamayınca kayış attı.
Aday “Gül kardeşimiz” olunca E-muhtıra patladı.
22 Temmuz’a seçim kondu.
Bağımsızlar aday oldu.
Baykal partiyi bırakmadı.
Bahçeli ip attı.
Kabine de Konyalı bakan yoktu.
“Morgıç” hakkaten “mor” oldu.
Global kriz patlak verdi.
Borsa düştü.
Sonra çıktı.
İhracat 100 milyar dolara dayandı, ha gayret az kaldı.
Derkeeennn..
Konya tarihi fırsatı tepiverdi işte.
Böyle bir fırsat 2007 yılda bir geleceğine göre, artık 4014 yılına iyi bir hazırlık yapmanın vakti geldi sanırım.
En iyisi yavaş yavaş başlayalım hazırlığa,
zira bizim işler biraz yavaş olur hatt-ı zatında.
Bu arada; Şebnem Sheffer bacımız olmasa, Mevlana’nın gazeteye çıkacağı yoktu.
Allahtan Hollanda eski Büyükelçisinin manken kızını Konya’ya fuara getirdiler de 2 gün gazetede konu oldu.