Emre Uslu/Taraf
MHP, Gülen Savaşını Neden Tırmandırıyor
Üst düzey MHP’lilerin özel hayatlarına ilişkin çıkan kasetlerin arkasından Devlet Bahçeli seçmenlerine kaset siyasetinin “okyanus ötesinden” dizayn edildiğini iddia etti. Okyanus ötesi Türk siyasi literatüründe Fethullah Gülen anlamına geldiğinden Gülen de çıkıp MHP’ye cevap verdi. MHP liderinin kasetler çıkmadan önce de Fethullah Gülen cemaatini hedef alan bir açıklaması vardı. Gazetecilerin tutuklanmasının arkasından bir açıklama yapan Devlet Bahçeli Gülen’e çağırı yaparak “Cemaat, faaliyetlerini askıya alsın” demişti. Daha sonra kamuoyundan gelen tepkiler üzerine geri adım atmak zorunda kalsa da Bahçeli ilk çıkışıyla Gülen cemaatini kasetlerden önce zaten hedef almıştı.
MHP DERİN DEVLET TARAFINDAN KUŞATILMIŞ DURUMDA
Yani Bahçeli ve MHP’nin Gülen cemaatine karşı açtığı bayrağın MHP’lilerin seks kasetleriyle doğrudan ilgisi yok. Bu, daha çok siyasi bir projenin parçası olarak yürütülen siyasi kampanya. Ben uzun süredir MHP’nin derin devlet tarafından kuşatıldığını iddia ediyorum (bkz. 26 Nisan 2010’da Neşe Düzel’e verdiğim söyleşi). MHP de bir temel strateji olarak derin devletin yönlendirmesiyle özellikle 2009 aralık ayından bu yana Gülen cemaatine savaş açmış durumda. Yani MHP’de bir tutarsızlık yok. Derin devletin stratejileriyle MHP’nin hedefleri birbiri ile örtüşüyor.
MHP için anlamsız görünen ise bu savaşı kritik seçim sürecinde de sürdürmesi. MHP tabanı ile Gülen cemaatinin tabanı birbirinden çok ayrı tabanlar değil. İkisi de milliyetçi-muhafazakâr kitleden destek gören hareket. Hatta çocuğu Gülen cemaati okulları veya dershanelerinde eğitim görmemiş MHP’li aile neredeyse yok gibidir. Dolayısıyla MHP için Gülen cemaatini karşısına almak intihar anlamına gelir.
MHP KASETLERDEN ÖNCE CEMAATİ HEDEF YAPMIŞTI
Bu karşıtlığın MHP’deki seks kasetleriyle ilgisinin bulunmadığını, kasetlerden önce Bahçeli’nin Devrimci-Sol gelenekten gelen Ahmet Şık’a destek verip Gülen’e “Cemaat faaliyetlerini askıya alsın” çağırısından biliyoruz. Velev ki derin devletin istekleri doğrultusunda strateji belirlemiş olsun –ki bana göre öyledir- MHP’nin seçim sonuna kadar sabretmesi beklenebilirdi.
Bahçeli neyi hedefliyor?
Bana göre Bahçeli’nin Gülen cemaatine savaş açmasının bir tek nedeni var. O da oy dağılımında sahillerden aldığı oyların artış göstermesi ve sahillerde yaratılan anti-Gülenci dalganın üstünde sörf yapmak istemesi. Aşağıda MHP’nin bölge bazında artan ve azalan oy oranları var. Örneğin PollMark’ın araştırmasına göre MHP’nin, geleneksel tabanı İç Anadolu ve Doğu Anadolu’da Erzurum gibi yerlerden aldığı oy oranlarında yüzde 4 ve 5 oranında düşüşler görülüyor. Buna karşın sahil refleksi veren Ege’de MHP oyları mart ayında yüzde 13-14 görünürken şimdi yüzde 15. Batı Marmara’da ise oylar yüzde 11’den yüzde 12’ye çıkmış görünüyor. Aynı refleksi gösterdiği bilinen Batı Karadeniz’de ise MHP oylarında 1 puanlık artış olduğu görülüyor. Yine Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Şirketi’nin yaptığı araştırmaya göre MHP İzmir oyları yüzde 16 olarak görünüyor. Oysa MHP 2007 seçimlerinde İzmir’de en fazla yüzde 13 oy alabilmişti.
ORTA ANADOLU'DA OY KAYBEDİYOR SAHİLLERDE OYU ARTIYOR
Yapılan bütün araştırmalarda MHP geleneksel tabanı Orta Anadolu’da ciddi oy kaybediyor. Bunun değişik nedenleri olabilir. Konumuz bu değil. Buna karşın sahil şehirlerindeki kıpırdanma MHP’yi baraj altından kurtaracak bir hareketlilik olarak algılanıyor. Bu oylar ise CHP’deki değişimi kabul etmeyen ulusalcı seçmenin reaksiyon oyları olarak okunuyor.
MHP yönetimi de bu durumu fark etmiş olmalı ki daha kasetler çıkmadan Gülen cemaatine hem de Ahmet Şık olayında bir devrimci gazeteciye destek verecek bir şekilde savaş açtı. Bunun bir tek anlamı var O da Ege sahillerinde dalgalanan anti-Gülenci havayı oya dönüştürmek.
SAHİLDEKİ OYLARI ÇEKMEK İSTİYOR
MHP yönetimi kaset olayında da Gülen cemaatini işaret ederek hem Ege’deki anti-Gülenci seçmenin duygularına hitap ediyor hem de seks kasetli siyasetçileri böylece daha üst bir dil ile örtmüş oluyor. Özellikle sahil şeritlerinde yaşayan ulusalcı seçmende var olan Gülen cemaati hakkındaki kuşku böylece materyalize edilip kâra dönüştürülüyor.
Bu strateji şu anlama geliyor: Kaseti Gülen cemaatinden birilerinin üretmemiş olduğu bugün ortaya çıksa bile MHP Gülen cemaatine yüklenmeye devam edecek. Zira konu kaseti kimin kaydettiği ya da kaydetmediği değil sahillerde yükselişe geçen MHP oylarını nasıl koruyacağı ve hatta nasıl arttıracağıyla ilgili.
KONDA araştırma şirketinin yöneticisi Bekir Ağrıdır’a görüşünü sordum. O da MHP’nin sahil şeridinde bir yükselişi olduğuna dikkat çekiyor ve geleneksel tabanının oylarıyla MHP’nin barajı geçemeyecek konumda olduğunu belirtiyor. Ağrıdır’a göre de sahillerdeki huzursuz CHP oyları bu seferlik MHP’ye ödünç gidebilir ve MHP bu oylarla barajı geçebilir. Tam da bu nedenledir ki CHP’nin merkez karar yönetme kurulundan siyasetçiler Gülen cemaatine sahip çıkarken MHP Gülen cemaatine vuruyor.
Sanırım MHP’lilerin seks kaseti tartışmasına ahlak tartışmasından farklı bir perspektiften baktığımızda gerçeğin ışığını yakalamak daha kolay olacak. Görüldüğü kadarıyla MHP lideri Bahçeli yardımcılarının seks kasetlerinden de bir post çıkarmayı hesaplıyor. İnsanın “Ey siyaset sen her şeye kadirsin” diyesi geliyor...