Gün, 21 Temmuz; yıl, 2002; yer, Konya Beyşehir.
MHP’ye katılım merasimi sırasında, Devlet Bahçeli mühim bir ifşaatta bulunuyor.
Şöyle diyor;
“3K formülü vardır; kafa, kalp, kol birliği. Konya’dan bütün Türkiye’deki dava arkadaşlarıma sesleniyorum.
Geliniz kafa, kalp, kol birliğiyle tek başına iktidara’...”
Bahçeli, neden 3 Kasım’da erken seçim istediğini bu sözlerle, yani 3K formülü ile açıklıyor.
MHP, üçlü koalisyonun ortağıydı, o tarihte.
3 Kasım ise; kafa, kalp, kol birliği ile tek başına iktidara geleceği tarih...
Batıni ilimlerle, ebcetle, Kabala şifreleriyle, ezoterik kadercilikle ilgisi var mıydı, bilmiyorum.
Ama beklentisi buydu, Bahçeli’nin.
İnanmıştı, 3K’nın MHP’ye uğur getireceğine.
Talihi yaver gitmedi, tutmadı o hesap.
Sandıktan tek başına AK Parti iktidarı çıkarken, barajın altında kaldı partisi.
***
Aynı konuşmada, kafasındaki oyun planını da açmıştı, Devlet Bahçeli.
Başbakan Ecevit’in sağlığını bahane eden alternatif hükümet arayışlarından yakınmıştı.
Ve şöyle demişti;
“Ancak MHP, erken seçim kararını açıklayarak kapalı kapılar ardındaki senaryoları ve yapılan çirkin pazarlıkları bozdu.”
O gün, öyle görümnüş Bahçeli’ye.
Bugün sorulsa, tuzağa düşürüldüğünü söyler mi acaba?
***
3K formülü ne kadar ikna ediciyse, erken seçim senaryoları da o kadar ikna edici.
Külliyen sakat bir mantık var altında.
Ne siyasi akla yatkın, ne de siyasi tecrübeye uygun.
Erken seçim, aslında yol kazasından çok, amaçlanan bir sonuçtur.
Hükümeti ‘baskın seçim’ hamlesine zorlamak için, ne gerekiyorsa yapacak, muhalefet.
Reform paketini iptal ettirmeye çalışanların gizli gerekçesi dahi budur.
Yani, iptal kararı yüzünden gidilecek değil, erken seçime.
Bilakis, erken seçime mecbur etmek için paketin iptali
istenecek. Tayyip Erdoğan’ın yerinde siz olsanız, bu oyunu nasıl bozardınız? Akif Beki-Radikal