Kanal A da yayınlanan Kanal A Yayın Koordinatörü Fahrettin Damga'nın hazırlayıp sunduğu Gözden Kaçanlar programına Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya konuk oldu.
Fahrettin Damga'nın 'MHP'de Paralel Yapılanma var mı?' sorusuna Karakaya "Milliyetçi Hareket Partisi içerisinde böyle bir yapının olması söz konusu değil. Böyle bir yapı da yok onu çok acıkca ifade etmek isterim. Genel başkanımız MHP'nin içerisinde Paralel Yapı'nın siyasi figürü olabileceğini söyledi" dedi.
İşte Mevlüt Karakaya'nın konuşmasından öne çıkanlar:
MHP'DE İKİ GRUP VAR
1 Kasım seçim sonuçlarının 7 Haziran'a göre daha düşük olması ve milletvekili kaybını da görünce burada bir umutsuzluk bir can sıkıntısı bir kızgınlıkta ortaya çıktı. Yani bugün Milliyetçi Hareket Partisi'nin yönetimini eleştiren veya kızgınlığını dile getiren bir kesim ülkücü hareket içerisinde var. Yani bunu yok sayamazsınız. Ama bizim burada söylemeye çalıştığımız bunun dışında iki kesim daha var şu anda MHP'nin içini karıştırmaya çalışan.
Ülkücü hareketin içerisinde seçimlerde samimi çalışmış kaç yıldır bu partiye ciddi şekilde emek vermiş, ter dökmüş, sıkıntılara gögüs germiş ülkücü milliyetçi camianın eleştirisi söyledikleri başımızın üstünde yani biz onlarla konuşuyoruz. Onların eleştirilerini alıyoruz. Biz de buna göre kendi değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Bunu ayırmak lazım. Çünkü hepsini birbirine katmaya çalışıyorlar.
Ama diğer taraftan da bakıldığında özellikle Milliyetçi Hareket Partisi'nin bu oy veren çalışan gayret eden kesiminin kızgınlığını bir şekilde sürekli körüklemek ve bunları bir şekilde yöneterek MHP'nin içini karıştırmaya yönelik ya da o derece varabilecek duruma getirmeye çalışan iki grup var.
İşte onlardan birisi MHP ile hiçbir alakası olmayan grup. MHP'yi ellerinden gelse bir kaşık su da boğarlar ve geçmişte yaptıkları söyledikleri ortadadır. Bunların hayatlarının hiçbir döneminde MHP ile yoldaşlığı ya da MHP'ye bir sempatisi olmamıştır. Bilakis tamamen karşıt görüşte olan ve MHP' yok olsa eyvah demeyecek kesimdir. Bunu iki türlü kullanmaya çalıştılar. Bir taraftan MHP'ye bu duruşu göstererek iktidara hoş görünme şirin görünme gayreti içerisine girindiler.
Diğer taraftan da tarihi bir fırsat geçtiğini düşünerek MHP'yi nasıl zayıflatabiliriz veya bu 40 milletvekiliyle yapacağı muhalefeti nasıl etkisiz hale getirebiliriz gayretleri içerisine girdiler. Bir grup daha var ki bu da MHP'den bugüne kadar siyasi beklentisini karşılayamamış ya da MHP'den yıllar önce yolunu ayırmış yani MHP misyonunu tamamladı tarihte yerini aldı demiş veya MHP'de kendisinde bir gelecek görememiş kendine göre önünün tıkandığını düşünen. Bu belki 15-20 süre öncesine kadar gidecek süreç. Bir kısmı da son zamanlarda milletvekili listesinde yerini bulamamış veya bulmuşta ilerleyememiş. Bunlarında birleşmesiyle MHP'de sanki herşey karma karışıkmış.
1 KASIM SEÇİMLERİNDE MHP'NİN BEKLENTİSİ BU DEĞİLDİ
İşte bakıyorsunuz medyanın bir çoğunda olağanüstü kongre oldu olacak şeklinde bir takım söylemlerle MHP'nin kendi içine dönmesini enerjisini kendi içine harcamasına sebep olabilecek bir takım girişimler içerisinde varlar ama bu şu anlama gelmiyor.
MHP'nin 1 kasım seçim sonuçlarını çok başarılı gördüğü anlamına gelmiyor. MHP'nin beklentisi tabiki bu değildi beklentinin çok çok altında bir sonuç olduğunu MHP genel başkanı da görüyor. Yani işi öyle bir hale getirmeye çalışıyorlar ki sanki MHP memnunmuş gibi 46 yıllık MHP'nin siyasi hayatının 46 yılında olan ve çok kritik dönemlerinde çok kritik misyonlar üstlenmil olan MHP genel başkanının bu konuda bir başarı olarak değerlendirmesi söz konusu olabilir mi.
MHP İÇERİSİNDE PARALEL YAPI SÖZ KONUSU DEĞİL
Milliyetçi Hareket Partisi içerisinde böyle bir yapının olması söz konusu değil böyle bir yapı da yok onu çok acıkca ifade etmek isterim. Genel başkanımız MHP'nin içerisinde Paralel Yapı'nın siyasi figürü olabileceğini söyledi. Genel başkanımız o gün ileriyi gören öngörülü bir şahsiyet olarak kendi partisinin mensubu olan 8 yıl TBMM başkanlığı gibi birinci derecedeki protokol koltuğunu vemiş olduğu bir şahsiyeti uyarı olarak da değerlendirebildi. İsim de kullanmadı ayrıca.
Bence onu şöyle algılamak lazım. Sayın Akşener onu kendi üstüne alındğı için ben onu söylüyorum. Her kimki kim alınırıa Akşener üzerine alındı o konuda açıklama gereği duydu. Onun için ben o isim üzerine odaklandım. Değilse onu bir genel başkanın uyarısı olarak da algılayabilir veya algılanmallıdır. Bu noktada bildiği gördüğü o şahsiyetlerden dolayı değil genel olandan dolayı böyle bir uyarı ihtiyacı duymuş olabilir.
OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL İÇİN MHP'YE İMZA ULAŞMADI
Genel merkeze ulaşmış öyle birşey söz konusu değil. Basında sürekli böyle haberler çıkıyor. Milliyetçi Hareket Partisine ulaşmış verilmiş birşey söz konusu değil. İmza toplama konusunda bir çalışma yürütüldüğünü biliyoruz ama yeterli sayıda imzaya ulaşıldı mı ulaşabilirler mi doğrusu o konuyla ilgili herhangi bir bilgim söz konusu değil.
YENİ ANAYASA KONUSUNDA MHP'NİN HİÇBİR TEREDDÜTÜ SÖZ KONUSU DEĞİL
Miliyetçi Hareket Partisi'nin daha başından beri konuştuğumuz belli ilkeleri var belli misyonu var. Bu çerceveden MHP ki bu çerceve nedir Türk milliyetçiliği çerçevesidir. Türk milliyeti tarafından olaya bakan bir tarafı var. MHP'nin önüne getirilen anayasa değişikliği ki geçen senede vardı bir anayasa değişikliği komisyonu o uzlaşma komisyonunda 60 madde konusunda üç siyasi parti oturdu uzlaştı.
Uzlaşamayan maddeleri öteledi uzlaşılan maddeleri öne aldı ve 60 madde oldu. Bu anayasa değilikliği o şekilde devam edecekse MHP benzer bir uızlaşma komisyonuyla 60 madde üzerine bundan sonraki uzlaşılan ilk maddenin 61. madde olacağı anlayışında her zaman bunun içinde vardır. Kaldığımız yerden devamı konusunda MHP'nin hiçbir tereddütü söz konusu değil.
MHP BAŞKANLIK SİSTEMİNE NASIL BAKIYOR?
Sürekli bu konular gündeme geldiğinde merhum Başbuğumuzun başkanlık sistemi ile ilgili çok geçmişte yapmış olduğu açıklamalar tartışılıyor söyleniyor. Ama daha sonradan özellikle 84'te bölücü terör örgütünün ortaya çıkmasıyla birlikte de Başbuğumuzun bu konuda yapmış olduğu daha güncel açıklamalar var. O tarihlerde Türkiye'de bölücü bir terör yoktu. O dönemde 1980 öncesinde rejime karşı girişimler söz konusuydu ama hiçbir zama bölücü bir terör ya da yakından uzaktan tehdit ve tehlike söz konusu değildi.
Dolayısıyla ondan sonraki gelişmelere bakıldığında şu an itibariyle Türkiye'yi ciddi şekilde bölecek hem üniter yapı olarak parçalayacak hem de ulusal devlet yapısını yok edecek ki bunun anlamı Türk milletini parçalama anlamına gelecek. Dolayısıyla böyle bir yapı yakın bir tehdit tehlike ki çok yakın tehdit tehlike varken başkanlık sistemi bunun aracı sistemi oalarak kullanılacakken MHP'nin böyle birşeye destek vermesi tabiki mümkün olmayacak.