Cuma günü MHP İl Başkanı Ali Yücel aradı…
Bir yandan ‘Ali Yücel’in görmediği’ başlıklı yazımı ciddiye almadığını ima etti…
Diğer yandan ‘yandaşlıkla’ suçladı beni…
Partilerin değil ‘fikirlerin’ yandaşı olabileceğimi söyledim kendisine…
Onların da ‘halkın’ ve ‘halkın duyarlılıklarının’ yandaşı olmalarında fayda gördüğümü anlatmaya çalıştım…
Ama bildikleri yoldan gitmeye devam edeceklerini de anladım…
Pek âlâ gidebilirler…
Pek âlâ o yol kendileri için çok aziz olabilir.
Pek âlâ umurlarında olmayabilirim.
Diyeceğim bir şey yok.
Fakat onların ne dedikleri benim umurumda.
Her şeyden önce ‘halk’ olarak umurumda…
Telefonu kapatmadan önce kurduğu cümleler bir hayli ilginçti Ali Bey’in…
“Farklı platformlarda görüşeceğiz” dedi, ya da buna yakın bir cümle.
Bu ne demek!
Sordum kendisine…
Cümlesini tehdit havasından çıkarıp biraz toparladı…
“Sizin taraflılığınızı yakın takibe alacağız” gibi bir cümle kurdu…
Bunları yazayım ki, hazır takipteyken ellerini dolduracak birkaç verileri olsun.
O ortaya çıkarmadan ben söyleyeyim:
Tarafım…
-Örtüyü, ‘başörtüsü’ ve ‘türban’ diye ayırmayan MHP’nin tarafıyım…
-Başörtülü hanımefendi de rızkını devlet kapısında arayabilmeli, diyen MHP’nin tarafıyım…
-Hak ve özgürlüklerin tüm insanlarca eşit olarak paylaşılmasını sağlamaya namzet MHP’nin tarafıyım…
-Cumhurbaşkanını halkın da pek tabi seçebileceğini idrak etmiş ve halktan gelen hiçbir şeyin ‘ucube’ olmayacağına inanmış MHP’nin tarafıyım…
- MHP Lideri Bahçeli’nin “Kardeş kavgasına yol açabilecek hatalardan uzak kalmalıyız” sözlerini özümsemiş MHP’nin tarafıyım…
-Asker vesayetine şapka çıkarmayan, ama her şeyin yerli yerinde olması için de mücadele edecek MHP’nin tarafıyım…
-Her an, bir takım provokatörlerin çıkışıyla halk nazarındaki itibarını kaybetmeye hazır görünümden kendini kurtaran ve ayakları maneviyata sapasağlam basan MHP’nin tarafıyım…
-Her sözü umursayan, her yazıyı aynı zamanda bu halktan biri olan herhangi bir ferdin yazısı olarak görüp katılmasa da ciddiye alan MHP’nin tarafıyım…
Ben gerçekten de böyle bir MHP’nin tarafıyım Ali Bey…
Bu halk gerçekten de böyle bir MHP’nin tarafı…
Yoksa bir şey ifade etmiyor harflerin değişik şekillerde yan yana dizilişi…
AKPARTİ olmuş, MHP olmuş hiç önemli değil…
Öbür tarafta zaten CHP var…
Bu halkın taraf olduğu, benim de taraf olduğum düşünceleri hangi lider özümsemişse, hangi parti özümsemişse, mesela siz özümsemişseniz Ali Bey, sizin tarafınızım…
Düşüncelerimi ciddiye almadığınızı ima ettiniz ya…
Siz nasıl benimle aynı tarafta olabilirsiniz Ali Bey!
Farklı platformlarda görüşeceğiz, dediniz ya… Beni de ‘farklılaştırdınız’ ya…
Siz nasıl benim arzuladığım MHP’yle aynı tarafta olabilirsiniz?
Allah’ınızı severseniz söyleyin!
***
MECLİS’TEKİ KAVGAYA ÇOK TARAFLI BİR BAKIŞ
TBMM’deki olaylar için herkes filmi istediği yerden başlatıyor.
Oysa koca koca adamların AK Parti sıralarından kalkıp MHP sıraları önünde çıkardıkları arbedeyi elbette ayıplıyoruz.
Lakin MHP’li Durmuş’un ‘başörtüsü’ne alaycı bir yaklaşım sergilemesidir ayıbın büyüğü…
Birisi kalkıp Başbakan Erdoğan’ı ‘peygamber gibi’ sevdiğini maksadı aşarak ifade ediyorsa, bu adama feraset tavsiye ediyoruz…
Lakin Meclis kürsüsünde hiç de gündemi değilken Durmuş’un bunu dillendirmesi, daha sonra da Başbakan Erdoğan cevap verirken Grup Başkan Vekili Oktay Vural’ın elindeki CD'yi sallamasındaki kurguyu da izanlı herkesin görmesi lazım…
İşte size çok taraflı bir gözlem…
Twitter