TBMM (AA) - MUHAMMET EMİN AVUNDUKLUOĞLU - FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Meclis Genel Kurulunda bulunan AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, "O gece Gazi Meclisimizdeki milletvekili arkadaşlarımız hangi partiden olursa olsun milletimizin egemenliği için gözlerini kırpmadan ölümü satın almışlardır." dedi.
Can, FETÖ'nün darbe girişimi esnasında TBMM'de yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Milli iradenin tecelligahının, hain darbe girişimine direnmek için açılmasının milli egemenliğe, demokrasiye ve memleketin birlik ve beraberliğine inanan herkese güç verdiğini ifade eden Can, milletvekillerinin o gece TBMM'de kahramanlık destanı yazdıklarını vurguladı.
Can, "Ama asıl kahramanlığı Genelkurmay kavşağında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin önünde, Gölbaşı Özel Harekatta, Kahramankazan'da,15 Temmuz Şehitler Köprüsünde ve memleketimizin dört bir köşesinde asil milletimiz gösterdi. Milletimiz kendine ait olan egemenliği korumak için çıplak elleriyle modern silahlara karşı mücadele etti." dedi.
Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Meclise "karmaşık duygular içerisinde" geldiklerini anlatan Can, "Bu esnada uçaklar alçaktan uçuyordu, bombalamalar devam ediyordu. Ankara'da o gece sanki savaş çıkmış gibiydi." diye konuştu.
TBMM'ye "bin bir güçlükle" Güvenlik Caddesi'ndeki kapıdan girdiklerini belirten Can, yanlarına birkaç basın mensubunu da alarak Genel Kurul salonunun bulunduğu ana binaya geldiklerini dile getirdi.
Can, Genel Kurul Salonuna iktidar kulisi tarafından girdiklerini aktararak şunları söyledi:
"Biz girdiğimiz esnada CHP sözcüsü kürsüde konuşuyordu, İsmail Kahraman Meclise başkanlık ediyordu. Ben, Bekir (Bozdağ) Bey'in bakanlar kurulu sıralarına oturmasını tavsiye ettim. Bekir Bey Meclis Başkanımız İsmail Kahraman'dan izin alarak kürsüye çıktı. Tam o esnada Meclise bomba atıldı. Ortalık bir anda toz toprak oldu. Kulakları çınlatan bir ses duyduk. Bütün milletvekillerimiz şaşkınlık yaşadı ama Bekir Bey kararlı konuşmasına devam edince, milletvekillerimiz Bekir Bey'in etrafında toplandı. O esnada ikinci bomba atıldı. Hepimiz tepkimizi ortaya koyduk, sloganlar attık, bu alçak darbe girişimine karşı kararlı bir tepki koyduk."
Gece geç saatlerde sığınağa indiklerini belirten Can, "02.30 gibi Aksaray Milletvekilimiz İlknur İnceöz yanımıza geldi. Helikopterlerin Meclise gelebileceğini ve bizleri teslim almaya çalışabileceğini söyledi. Ben de, 'Bizi nasıl teslim alacaklarmış? Biz burada çarpışmadan, mücadele etmeden kimseye teslim olmayız' dedim. Polisleri çağırdım, 'Bize silah verin' dedim. 'Sayın vekilim tabanca var' dediler. 'Tabanca falan değil kardeşim, G3 verin MP5 verin, adam gibi çatışalım' dedim. Arkadaşlarımızın kahir ekseriyeti de benimle aynı fikirdeydi. Biz o gece kanımız pahasına Gazi Meclisimizi kimseye teslim etmeyecektik." diye konuştu.
Meclisin 15 Temmuz gecesi açık olmasının, Türkiye'de demokrasiye, ülkenin birlik ve beraberliğine sahip çıkan ve Türkiye'nin bağımsızlığını düşünen herkese güç verdiğinin altını çizen Can, şöyle devam etti:
"O gece Mecliste bulunan hiçbir milletvekilinin Meclisimizin bombalanabileceğini düşündüğünü sanmıyorum. Ama şunu söylemek istiyorum, o gece Gazi Meclisimizde bulunan milletvekili arkadaşlarımız hangi partiden olursa olsun milletimizin egemenliği için gözlerini kırpmadan ölümü satın almışlardır. Bombaların patlaması, yaralananlar, gelen şehit haberleri hiçbir milletvekili arkadaşımızın bu işgal hareketine karşı kararlılığını etkilemedi. Meclisin o gece açık olması, Türkiye'de demokrasiye, memleketin birlik ve beraberliğine sahip çıkan, memleketin bağımsızlığını düşünen herkese güç verdi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği ve Gazi Meclisimizdeki vekillerimizin darbe girişimine karşı kararlı tutumu sonucu vatandaşlarımız bu hain girişime karşı akın akın meydanları doldurdu."
- Bağımsızlığımıza kast edildi
Can, 15 Temmuz'un aslında bir darbe girişimi olmadığını, Türkiye'nin bağımsızlığına ve demokrasisine kast eden bir işgal hareketi olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu ihanet şebekesine ABD açıkça finansal ve lojistik destek verdi ve kendi kucağında beslediği FETÖ ile bu işgal hareketini gerçekleştirmeye çalıştı. Yoksa böyle bir yapılanma kendi başına böyle alçakça bir girişime yeltenemez. Şunun altını çizmek istiyorum: 1960 ve 1980 darbelerinden farklı olarak, Allah korusun 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, biz o gecenin sabahında Türkiye Cumhuriyeti Devletine uyanmayacaktık. Bambaşka, işgal edilmiş, kime bağlı olduğu belli olmayan bir devlete uyanacaktık. Bu bağlamda Cenabı Allah'a ne kadar şükretsek azdır. Cumhurbaşkanımızın liderliği ve kahraman milletimizin üstün ferasetiyle tarihimizin en büyük tehlikelerinden birini atlattık."
Can, milli mücadele yıllarında Yunan askerinin Polatlı'ya kadar geldiğini, top seslerinin Ulus'taki ilk Meclis binasından dahi duyulabildiğini anımsattı.
Yunan askerinin o zorlu savaş yıllarında "iki tane fırfırlı tayyare kaldırıp" Meclisi bombalayabilme ihtimali olduğunu ama bunu yapmadığını anlatan Can, "Biz asil bir milletiz, düşmanımızı da asla aşağılamayız, fakat Yunan'ın aklına gelmeyen, Yunan'ın dahi yapamadığı bu eylemi, FETÖ denen bu hain örgüt gerçekleştirdi. Bu şeref yoksunları Gazi Meclisimizi bombaladı. Bir de neyle bombaladı? Devletin verdiği silahlarla, vatandaşımızın vergileriyle alınan uçaklarla. Bunlar devletin verdiği beylik silahları vatandaşa yöneltmekten çekinmediler. Böyle alçak bir yapılanma olabilir mi?" dedi.