Geçtiğimiz günlerde Seydişehir’de ismi bende mahfuz bir kamu kurumunda ufak bir işim vardı…
Henüz sabahın dokuzuydu…
Koridordan yürürken kapı aralığından gayri ihtiyari gözüme ilişti…
Bilgisayarın başında oturan memur hummalı bir şekilde oyun oynuyordu…
"Ve süphaneallah" tepkisi ile oradan ayrıldım…
Geçerken fotoğraflayıp haber yapsam mı diye ya da geri dönene kadar şans versem mi diye düşündüm…
Dönüşümde de hala oyunda oynaşta ise resmini çekerim dedim.
O gün perşembeydi ve ertesi sabah tekrar başka bir kamu kurumuna uğramam gerekti ve yine sabahın dokuzu...
Bu kez kurum amirinin hemen girişinde ki memur efendi de oyunda oynaşta…
Ne mi oynuyor? İskambil efendim… PC versiyonlu kâğıt oyunu…
Dairenin amiri ile birlikte odaya girdik ve amirin uyarısı ile yaşı benden büyük adamın nasıl küçüldüğünü, yüzünün kızarmasından fark ettim...
Bu konuyu yazman üzerine şart oldu Fahri dedim içimden… Hemen aklıma arılar ve sinekler geldi.
Arıların üretken bir hayvan olduğu ve hep ürettiğini bu nedenle hep çiçeklere konduğunu, o güzel görünüşlü güzel kokulu çiçeklerden aldıkları polenleri bala çevirdiğini, sineklerin ise sürekli tükettiğini, her şeye kana irine pisliğe ayırmadan konduğu ve arının üretmiş olduğu o tertemiz nimetleri tüketmek için çalışan bir canlı olduğunu düşünerek bu memleketteki ne kadar çok sinek var demekten kendimi alamadım…
Olayın aslı da öyle değil mi? Kimseyi zan altında bırakmak gibi niyetim yok. Bu memlekette arılarda var sineklerde var. Benim arılara söyleyecek hiçbir sözümün olması mümkün değil zaten onlar görevlerini fazlası ile yapıyorlar. Amma ve lakin…
Benim ve bu ülkenin güzel insanların sineklere söyleyecek çok şeyi var…
Bu ülkenin yani bizlerin vergileriyle ücretlerinizin ödendiğini unuttunuz herhalde… Bu ülkeye, bu millete hizmet vermek hizmet üretmek için milletin işini görmek için maaş almıyor musunuz?
Neden görevinizi yapmıyorsunuz?
Neden üretime katkı sağlamıyorsunuz?Neden helal haram kavramlarından uzaksınız?
Daha Sabahın körü…
O kazandığın parayı çor çocuğunla helal olarak nasıl yiyeceğini düşündün mü? Akşam eve dönünce bir muhasebe yapsan zihninde vicdanın rahat mı?
Neden, Neden bu soruların cevabı verebilecek misin?
Her insanın başına bir amir dikemezsin ama her insan vicdanlı olmalı değil mi?
Bir zamanlar sekiz bin kişinin çalıştığı işyerinde bugün bin beş yüz kişi aynı iş görerek iki kat daha fazla üretim sağlıyorsa bu bizim neden geri kalmışlığımızı göstermez mi?
Ben diyorum ki her taraf özelleşmeli…
Evet, yanlış duymadınız… Ne dediğimi de gayet iyi biliyorum…
Özelleşmeli…
Görsün sabahın köründe bilgisayarda kâğıt oynayan iskambil ustası beyefendiler bakalım…
Mississipili kumarbazların korkulu rüyası olmaya aday mısınız be mübarekler?
Rabbim ıslah etsin hepimizi…