Amerika’nın dünya üzerindeki stratejik üstünlüğü ele geçirmeye yönelik çabaları, II. Dünya Savaşı’ndan sonra hız kazandı
II. Dünya Savaşı’nın ardından başlayan geleneksel sömürgeciliğin terk edilmesi, Avrupalıların çekildiği bölgelerde ABD egemenliğinin tesis edilmesiyle birlikte tamamlanmıştır. Doğrudan işgal yoluna giden geleneksel sömürge imparatorluklarının tersine ABD, hedeflediği coğrafyaları ekonomik, siyasî veya askerî baskı araçlarıyla kontrolü altına almayı tercih etmiştir. 1 ve 2. Dünya Savaşı sonrasında eski sömürgelerin bağımsızlıklarını ilan etmeleri Amerika açısından bir fırsat taşıyordu. Bununla birlikte dünyadaki siyasî yapıyı istediği yönde değiştirmeye başlayan ABD, bağımsızlığını elde eden ülkelerle yakın işbirliği içerisine giriyor, takındığı himayeci ve müdahaleci tavırla onları kendi kontrol mekanizması içinde tutmasını biliyordu.
Bu sürecin doğal bir sonucu olarak siyasal ve ekonomik emperyalizmi kültürel bir emperyalizm dalgası izledi. İnsanların etkisizleştirilmesi temeline dayanan kültürel emperyalizm, geleneksel bağlarının zayıflatılmasını ve dolayısıyla parçalanmış bir toplum modeli hedefledi. Toplumların değer, davranış, gelenek ve kimliklerinin emperyalist çıkarlar doğrultusunda düzenlenmesiyle tesis edilen bu yapı, sömürü düzeninin devam ettirilmesi için vazgeçilmez bir unsurdu. Kültürel emperyalizmle millî kimlikler yok edilmeye çalışılırken diğer yandan dışarıdan gönderilen kültürel yeni şifrelerin etkilerinin artırılması hedeflendi. ABD kültürel etkileşimin hayata geçirilmesi aşamasında medyayı, iletişim araçlarını ve içerideki kurumlarla yapılan ittifakları ön plana çıkarmıştır.
Televizyon uzunca bir süre kültür emperyalizminin en aktif araçlarından biri oldu. Bu tür araçlar sayesinde yapılabilen zihinsel yönlendirme sonucunda ortaya çıkan pasif birey, öngörülen düzenin devamı açısından büyük önem arz etmiştir. Bu planda özellikle çocuklar ve gençler hedef alındı. Mesela çizgi film sektöründe üst sıralarda yer alan paylaşma ve yardımlaşma ilkelerinden yoksun bencil çizgi film kahramanları çocukların zihin yapılarını etkilemiş, diğer taraftan medya aracılığıyla yapılan reklamlar sayesinde tüketim çılgınlığına sürüklenen insanlar aynı zamanda vicdanî duygu ve duyarlılıklarını da kaybetmeye başlamıştır.İnsanların iradelerinin yönlendirilmesi sistemin devamı için vazgeçilmez unsurlardan biridir. Bunun için reklam sektörünün yanı sıra bankalar, alışveriş merkezleri ve diğer araçlarla insanlar üzerindeki tüketim baskısı artırılmaya çalışılmış ve insan beyninin dizginlenmesi ve yönlendirilmesi hedeflenmiştir.
ABD yayılmacılığına öncülük eden bir diğer alan Amerikan film sektörü, “Amerikan rüyası” denilen büyülü bir memleket algısının oluşmasına büyük katkı sağladı. Diğer yandan sinemanın bir propaganda aracı olarak son derece etkin olduğunun anlaşılması, Üçüncü dünya ülkelerini hedef alan sayısız filmin çekilmesine yol açtı. Bu filmlerin öne çıkan teması, insanlığın Amerika’ya ihtiyacı olduğuydu. Aynı zamanda Amerikan yaşam tarzını, geleneklerini ve insan ilişkilerini ayrıntılı olarak seyirciyle buluşturan bu filmler sayesinde hedef coğrafyalarda gerçekleştirilmek istenen değişim çok daha hızlı ve etkili şekilde hayata geçirilebildi. Neticede piyasa değerlerinin, insanî unsurların yerini almasıyla birlikte bencil bir yaşam tarzı ve tüketime dayanan bir dünya görüşü toplumlara egemen oldu.
Özellikler internetin 2000 yılından itibaren hızlı bir şekilde yaygınlaşması, erişiminin hızlanması, bilişim araçlarının çoğalması kültür emperyalizminin etkisini ve toplumlardaki hızlı değişimi daha da artırmıştır. İnternet sayesinde ulaşılabilen sosyal medya sunucularının ve sayılarının artması sonucu dünya bir ‘tıkla’ elinizin altında ve avucunuzun içerisindedir.
Başta ABD olmak üzere, emperyalist ülkeler sosyal medya sayesinde toplumları kendi lehine, yaşadıkları ülkelerinin aleyhine yönlendirebilmekteler. Toplumlarda ALGI oluşturarak zihin tutulmalarına neden olmaktadırlar. Fertler ve toplumlar gördüklerini ve duyduklarını akıl süzgecinden geçirmeden aynen hafızalarına kayıt etmektedirler. Düşünme ve idrak etme melekesi devre dışına itilmiş bireyler, ALGI yenilgisine maruz kalıyorlar.
Emperyalist ülkeler, eskiden çok para harcayarak yaptıkları istihbaratı internet, bilişim araçları ve sosyal medya sayesinde daha kolay ve daha ucuza yapmaktadırlar. Ülkelerin, toplumların, ailelerin, kişilerin her türlü bilgisine ve namahremine kolayca ulaşabilmektedirler.
Günümüzde Arap Baharı olarak adlandırılan gelişmelerde de aynı mekanizma işletildi, Bir taraftan Orta Doğu halkları iç savaşlarla birbirlerine düşürülürken diğer taraftan da yapılan müdahalelerle enerji kaynakları ve stratejik konumları hâkimiyet altına alma süreci devam etmektedir.
KASIM ÇAKIR-MEMLEKET.COM