İSTANBUL (AA) - MURAT BİRİNCİ - Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, uluslararası derecelendirme kuruluşları Moody's ve Fitch'ten Türkiye'ye ilişkin olumsuz bir değerlendirme beklemediğini ifade ederek, "Türkiye'nin makroekonomik verileri ortada iken, bu kuruluşların göz göre göre kendi itibarlarını sarsacak bir değerlendirme içerisinde olacağını düşünmüyorum." dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ertem, dolar/TL'de 3,00 seviyesinin psikolojik sınır olduğunu söyledi.
Ertem, dolar/TL'nin geçen haftanın son işlem gününde 3'ün altına indiğini gördüklerini hatırlatarak, "Dolar/TL'nin 3'ün altında kalıcılık sağlayacağını ve bu şekilde devam edeceğini düşünüyorum." dedi.
ABD Merkez Bankası (Fed) eski Başkanı Alan Greenspan'ın, ABD ekonomisinin stagflasyon riski ile karşı karşıya kalabileceği yönündeki açıklamalarını hatırlatan Ertem, bu nedenle doların diğer para birimleri ve emtialara karşı değer kaybedebileceğini vurguladı.
- "En kötü senaryoda bile Türkiye, bu tip çıkışları telafi edecek durumdadır"
Cemil Ertem, Moody's ve Fitch'ten olumsuz bir değerlendirme beklemediğini, Türkiye'nin makroekonomik verileri ortada iken, bu kuruluşların göz göre göre kendi itibarlarını sarsacak bir değerlendirme içerisinde olacaklarını düşünmediğini kaydetti.
Ertem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok kötü niyetle, var olan durumu görmeden Türkiye'nin aleyhinde bir karar alsalar bile bu ülke ekonomisini çok önemli ölçüde sarsmayacak. Türkiye'nin iki kredi derecelendirme kuruluşundan yatırım yapılabilir notu var. Yatırım yapılabilir notu kaybedersek bu durum, bazı fonların ülkeden çıkması için yeterli. Çünkü o fonların yönetmeliklerinde var. Bu şekilde çıkacak fon 2 milyar dolar civarında. Bunu tetikleyen başka çıkışlar da olabilir. En kötü senaryoda bile Türkiye ekonomisi, bu tip çıkışları telafi edecek durumdadır. Türkiye halkı alçakça darbe girişimi olduğundan beri 9 milyar dolara yakın döviz sattı. Türk lirası, vatandaş tarafından korumaya alındı. Son 15 günde şunu görüyorum; Türk halkı, şirketler, kurumlar ve yabancı yatırımcılar Türkiye ekonomisine güvenlerini dile getiriyorlar."
Kredi derecelendirme kuruluşlarının darbecileri destekleyici kararlar vermesinin Türkiye ekonomisine değil, kendi itibarlarına büyük zarar vereceğini belirten Ertem, Türkiye ekonomisine zarar verileceği umularak subjektif adım atılması durumunda ülke ekonomisinin bu durumu bertaraf edeceğini söyledi.
Ertem, "Darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yabancı yatırımcılarla toplantı yaptık. Bizleri ziyaret ettiler. Birçok uluslararası bankanın portföyünde olan fon yöneticileri ile görüştük. Onlara Türkiye ekonomisinin durumunu anlattık. Olumlu dönüşler aldık. Toplantılarımız çok verimli geçti. İlgili bakanlarımız ve kuruluşlarımız da böyle toplantılar yaptı." diye konuştu.
- " Türkiye'de bu fon (Varlık Yönetim Fonu) mutlaka kurulmalı"
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ertem, kurulması planlanan "Varlık Yönetim Fonu" için ekonomi yönetiminin çalışmalarını sürdürdüğünü ifade ederek, Türkiye'nin G20 üyeleri içinde ulusal fonu olmayan ender 1-2 ülkeden biri olduğunu, bu fonun Türkiye'de mutlaka kurulması gerektiğini vurguladı.
Küresel finansal saldırılarda merkez bankaları rezervleri ya da para politikası çerçevesinin yeterli olmayabildiğini belirten Ertem, şöyle devam etti:
"Dünyanın en etkili merkez bankasının para politikası bile etkisiz kalıyor. Türkiye'nin ekonomi güvenliği açısından varlık fonu kurması gerekir. Bunun şekli ve büyüklüğünün nasıl olacağı ekonomi yönetiminin çalışmalarıyla ortaya çıkacak.
Teorik olarak bazı şeyler söyleniyor ama bunlar çok doğru değildir. 'Ulusal fonların kurulabilmesi için sizin tasarruf fazlası veren ülke olmanız gerekiyor. Cari fazla vermeniz ya da bütçe fazlası vermeniz lazım. Türkiye'de bunlar olmadığı için varlık fonu kurulamaz' şeklindeki varsayımlar çok yanlıştır. Türkiye'de 100 milyar doların üzerinde çeşitli fonlar bulunmaktadır. İşsizlik Fonu ve benzer diğer fonlar vardır. Esasında bütçe disiplinini sarsmayacak şekilde Türkiye bunları değerlendirebilir ve aktif olarak kullanabilir. Ama bunlardan ayrı olarak birikim sağlayarak yeni bir varlık fonu oluşturabilir. Önümüzdeki günlerde netleşecek. Bu muhakkak olacak."
- "Bankacılığın geleceği, reel sektörün sağlıklı büyümesine bağlı"
Türk bankacılık sisteminin en önemli sorunlarından birinin kredi mevduat oranlarının giderek bankacılık sisteminin aleyhine dönmesi olduğuna dikkati çeken Ertem, bu oranın belli bir sınırı aştığını ve sektörün mevduat sıkıntısı olduğunu vurguladı.
Cemil Ertem, şunları kaydetti:
"Bankacılık sisteminin sadece faizi yükselterek mevduat toplaması ya da kendi kaynaklarını buraya dayanarak yüksek faize tahkim etmesi sektör için çıkmaz bir yoldur. Bankacılık sektörü, özel sektör ve reel sektörü keşfedip buralara düşük faizle finansman sağlamalı. Ayrıca ipoteğe dayalı değil de, girişim sermayesi teminatına dayalı bir bankacılık oluşturulursa ve ağırlığını buraya kaydırırsak bu çarpıklık ortadan kalkar. Türkiye'de bankacılık sisteminin bu anlamda yenilenmesi ve revizyonu için çalışmalıyız. Bankacılığın geleceği, reel sektörün sağlıklı büyümesine bağlıdır."
AA